Ahmet AY
Tevhid Medeniyeti serlevhası ile maruf ve medar-ı iftiharımız olan İslam medeniyeti (civilisation değil, medeniyet) Resullerin (as) önderliğinde insanoğlunun binlerce yıllık yürüyüşünün yekûnudur.
Yerleşik hayata geçen ilk muvahhidun, insanlığın ortak mirasını inancına uygun şekilde taşıyarak sonraki nesillere emanet etmiştir. Bizim sahip olduğumuz medeniyetin menbaı bura(da)dır.
Dini başka, dili farklı, meşrebi değişik, rengi ve ırkı ayrı ayrı olan milletleri, toplumları bir arada, sulh içinde tutan Tevhid Medeniyetinin son temsilcisi Osmanlı Devleti idi. Kimi araştırmacılar bu medeniyeti Selçuklu, Emevi ve son kertede Abbasilere kadar götürebilse de, doğrusu bu tespit sadece Kur’an ile müşerref Müslümanların geçmişten gelen mirasla yoğrularak kurdukları ilk medeniyettir.
Bu yazımızda medeniyet tarihini anlatacak değilim, lakin erdemli bir medeniyet inşa eden Osmanlı İmparatorluğu’nun Tevhid Medeniyetinin son temsilcisi olduğunu zikretmeden yazacaklarımı yeterince anlaşılır kılacağımı sanmıyorum.
Medeniyetler Çatışması dedikleri şeyin aslında İslam Medeniyeti ile Batı Uygarlığı (civilisation) arasındaki “denksizlik”ten kaynaklandığını söylememiz abartı sayılmamalıdır. Zira, Hristiyan Batı profanlaşan, teknoloji esiri ve bireyselleşmiş toplumu ile bir “uygarlık” sahibidir. Batı uygarlığı talan ve imhayı esas aldığı için güçlünün haklı olduğunu dayatır ve herkesi güçlünün iradesine teslim olmaya zorlar, Tevhid Medeniyetinde adalet ve merhamet esas alınır ve haklının güçlü olduğuna, dolayısıyla hakka teslim olmanın mecburiyetine inanılır. İşte adına “Medeniyetler Çatışması” dedikleri şey aslında hakkı üstün tutan Kadim Medeniyet ile gücü kutsayan Sömürgeci Uygarlık mücadelesidir.
Düşünebiliyor musunuz?
Sömürgeci, mandacı Batı’ya teslim olmayan Tevhid Medeniyetinin güçlü ülkesi Türkiye’ye 24 Haziran seçimleri öncesi yapacakları alçaklıklarla ekonomi üzerinden diz çöktürmek istiyorlar.
Peki, bu ilk saldırıları mı?
Hayır.
17/25 Aralık 2013’te FETÖ’nün yargı ve emniyet içindeki elemanları ile saldırdılar, başaramayınca, 15 Temmuz’da yine FETÖ’nün ordu içindeki hain elemanları ile saldırdılar. FETÖ, bu iki saldırıyla bu ülkeye yüz milyarlarca dolar zarar vermişti, lakin yine de FETÖ’nün ağababaları istediklerini alamamışlardı. Şimdi ise;
Ekonomik dengelerle oynayıp, Türk Lirasının değerini düşürerek vatandaşı zor durumda bırakmak istiyorlar. Böylece vatandaş da alım gücüm düşer diye endişe edecek ve yıllardır Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’a verdiği desteği geri çekecek.
Öyle mi olacak?
Bilmedikleri ve asla anlayamayacakları bir gerçek var:
Bu millet sahip olduğu dünya malının en iyisinden infak etmeyi ibadet telakki eder,
Bu millet ihtiyacı olduğu halde infak etmeyi ibadet kabul eder,
Bu millet kazandığı malını bölüşmek suretiyle ibadet eder.
Keza, bu millet aç kalmayı yani orucu ibadet sayar; aç kalır, susuz kalır, 30 gün boyunca en sıcak günlerde seve seve kabul ettiği susuzluğu, açlığı ibadet sayıyor bu millet. Bu yüzden bu milleti açlıkla terbiye etmek mümkün değil.
Bakıyoruz, 24 Haziran için start verilir verilmez gece yarısı operasyonlarıyla ekonomimizde kırılganlıklar oluşturmaya çalışıyorlar. %7,4 ile dünyada en yüksek büyümenin yaşandığı ülkenin notları kredi derecelendirme kuruluşları tarafından olumsuz olarak açıklanıyor. İflas eden Yunanistan’ın notu olumlu, krizdeki İspanya, İtalya gibi ülkelerin kredi notları olumlu, ama her yıl daha çok büyüyen Türkiye’nin notu olumsuz oluyor.
Bakınız, savaşlardan sonra dağılan bir devlet olduğumuz halde kimsenin üzerimizde alacağı kalmamıştı. Kimseye borcumuzu silin dememiştik, kuruşuna kadar ödemelerimizi yaptığımızı bilen Haçlı kafanın şimdiki hedefi, (geçtiğimiz yıl %7,4 ile büyüyen Türkiye’nin kredi notlarını eksiye düşürmek suretiyle) Ak Parti ve Sayın Erdoğan’dır.
Bu millet bu oyunları biliyor,
Bu millet bu operasyonların geleceğini 2 yıldır bekliyordu. Gezi süreci ile başlayan operasyonların hedefinde ekonomimizin olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bu milletin açlıkla terbiye edilmesinin imkânı yoktur.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019