Ahmet TAKAN
Siyasette, "Ankara" deyince hep gündemin en üst sıralarında olan isim; Mansur Yavaş... 31 Mart mahalli seçimlerinde aday olacak mı?.. Her kesimden büyük teveccüh gördüğü bir gerçek. Karar arifesinde... Ankara'nın en çok konuşulan o ismi ile uzun bir söyleşi yaptık. YENİÇAĞ'ın sorularına oldukça samimi yanıtlar verdi. Sohbetten çıkardığım en önemli izlenim; Mansur Yavaş, Ankara ile yatıyor Ankara ile kalkıyor. Bildiğimiz siyaset gündemi ve hırsları ile meşgul değil. Başkente "Angaralı" bir ismin hizmet vermesi aşkı ile yanıp tutuşuyor. Yeni projelerini saatlerce anlatıyor. Ankara'da taksicilerin bile bilemeyeceği adreslerdeki sorunları ve çözüm önerileri hazır. Ancak, gündemdeki en kritik soru hâlâ cevaplanmış değil; "Mansur Yavaş, Millet İttifakının ortak odayı olacak mı?".. Yavaş, gayet sakin ve dikkatli bir üslupla kararın sadece kendisine ait olmadığının altını çiziyor.
Siyasi kulislerde "acaba aday olacak mı" diye nefeslerin tutulduğu bir ortamda, mütevazı çalışma ofisinde Mansur Yavaş'a biz sorduk o da cevapladı. İşte sorularımız ve yanıtları;
---İki seçime girdiniz. 2009 ve 2014... 31 Mart seçimleri için sürekli isminiz geçiyor. Ankara için siyasi atmosferi nasıl tanımlıyorsunuz?
Ankara'da ben ilk defa 2009 yılında aday olmaya gelirken hep şunu söylediler. Dediler ki,'Gökçek ve Karayalçın gibi böyle dev isimler var ne cesaret bunların arasına giriyorsunuz' çünkü hep onların kapışmasına sahne olmuştu 2-3 seçim. Ben de kendilerine bu isimlerin yıprandığını, bizim Beypazarı'ndaki çalışmalarımızın özellikle Ankaralılar tarafından çok iyi bilindiğini ve dolayısıyla onların artık farklı bir aday arayışında olabileceklerini söyleyerek iddialı bir şekilde geldim ve gerçekten Ankara'da ben kesin seçimi kazanırım diye geldim. Çünkü bu arada yüzde 3-4 makasa gelip yüzde 3-4 ile de çıkabilirdik böyle bir şey ama cesur geldim yani ben bu seçimi alırım diye. Çünkü nabzı kokladığımı düşünüyorum. Vatandaş kavgadan rahatsızdı üsluptan rahatsızdı. Biz geldik, geçmiş yönetimlerle yaptıklarını hiç eleştirmeden onlar yokmuş gibi sadece ve sadece var olan sorunları nasıl çözebileceğimizi anlatmak suretiyle seçimlere girdik. Bu üslup çok tuttu yani herkesi kucaklayan, ötekileştirmeyen, belediye başkanı olarak siyasetten daha çok hizmeti öne alan, projeleri öne alan bir çalışmayla girdik ve vatandaş tarafından çok kabul gördü. Yine 2014'te de aynısı oldu.
Mümkün olduğu kadar üslubumuzu sakin tutarak tartışmasız sadece ve sadece var olan sorunları nasıl çözeceğimizi anlatarak ve Ankara vizyonumuzu anlatarak geçirdik. Bunlar çok tuttu. Kaldı ki seçimi kazanamasak bile bu kadar Ankara'da şu anda da ismimizin geçmesinin en büyük sebebi herkesi kucaklama isteğimiz, bunun samimi bulunması ama daha önemlisi 2009'da bizim ileri sürdüğümüz bazı projelerin bir çoğu hem Ankara'da hem Türkiye'nin bir çok yeninde şu an halen uygulanıyor. Demek ki oluyormuş. Dolayısıyla baktığınız zaman 2014 yılında ne söylemişsek bunların birçoğunun gerçekleştiği ortaya çıkıyor.
Bir de 2014'teki seçim, biliyorsunuz çok şaibe ile sonuçlandı. Birçok kamu kuruluşu bu işe bulaştı. Bakanlar; normal seçimde ortalıkla görünmemesi gereken görevini devretmesi gereken İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı bizzat o günkü bakanlar dahil oldular. Seçim sırasında seçim merkezlerine gittiler filan... Ve seçime şaibe katılmış oldu. Bu da Ankaralının içinde ahdetti. Yani verdiğim oyun sandıktaki oyun gerçeğe yansıtılamaması gibi çalınması gibi düşünceler de bizim hakkımızın yendiğini ve otomatikman bizim orayı hak ettiğimizi düşünerek yine bizim Ankara'da hatırlanmamıza sebep oldu ve görüyorum ki şimdi de kuvvetli bir şekilde Ankaralılar bu 2014'ün hesabını sorup hakkı hak sahibine teslim etmeye kararlı görünüyorlar.
--- "Mansur Yavaş'ın aday olduğu dönemlerde Ankara'da müthiş bir Melih Gökçek karşıtlığı vardı. Şimdi artık Melih Gökçek'in de görevden alınmasından sonra bu karşıtlık ortadan kalktı. Dolayısıyla artık Mansur Yavaş'ın sahada olması ona çok fazla bir avantaj getirmez" yorumlarına katılıyor musunuz?
Katılmıyorum çünkü biz belediyecilikten geldik. Belediye başkanlığı yaptık bunu da başarılı bir şekilde yaptığıma inanıyorum. Zaten, Gökçek karşıtlığı nedeniyle oy veren de olabilir bana ama biraz önce bahsettiğim bütün şeyler Ankara'da bir belediye başkanının yapması gereken şeylerdi ve bunlarda da işte haklı olduğumuz hep ortaya çıktı. Dolayısıyla, bizim bu işi bildiğimizi ve haklı olduğumuzu gösteren emareler. Kaldı ki bir de Gökçek'in görevden alınması, bizim haklı olduğumuzu ortaya çıkardı. Yani bir insan durup dururken görevden alınmaz. Ya bir suçlama yapacaksınız veya başarısız bulacaksınız, başka bir sebep yoktur görevden alınması için. O da bizim haklı olduğumuzu Gökçek'in yanlış işler yaptığının en büyük göstergesidir.
---Aradan 2 dönem geçti. İsminiz sürekli hep Ankara belediye başkanı adayı olarak gündeme geliyor. Sizce neden?
Kucaklayıcılık... Bunu çok rahat söyleyebilirim. Gökçek gitti yerine Sayın Tuna geldi. Belki insanların bir çoğu farkında değil ben farkına varmaları için bunu özellikle söylüyorum. Sayın Tuna, kendince bir takım hizmetler yapıyor yapamıyor, bunun takdirini vatandaş yapacak ama çok önemli bir şey var Ankara'da. Ankara'da Gökçek gitti Ankara'da huzur var. Ankara'da artık böyle belediyenin her hatalı işlem yaptığı zaman vatandaşı suçlayan işi gücü bırakıp kendi işini bırakıp siyasete soyunan bir yönetim yok. Zaten benim baştan beri hep arzuladığım anlatmak istediğim buydu. Belediye başkanı işini yapacak. Belediye başkanı bu kadar siyasetin içinde yer alamaz. Kucaklayıcılık, kapsayıcılık, insanları ötekileştirmemek en önemli unsurlar tercih edilmemde diye düşünüyorum. Çünkü bu dil de Ankaralının aradığı bir dil ki, ben 2 seçimdir hem oyları artırarak bir de her kesimden oy alarak seçimleri sonuçlandırdım.
--- Oldukça uzun bir süredir başkentte Ankaralı büyükşehir belediye başkanı olmadı. Sizce neden? Ankara'dan bir isim çıkarılamıyor mu?
Yani şimdi Ankara maalesef bu konuda böyle bir tercih koymadı. Çünkü Ankara'dakilerin bir hemşerilik duygusu diğer gurbete gelenler kadar olmuyor Ankara'da yaşayanların. Ankara'nın ilçeleri de seçime dahil olunca aradan geçen 5 yıl içerisinde Ankaralılar Ankaralı bir belediye başkanı seçmediklerine çok pişman oldular, özellikle Ankara'nın civarı. Çünkü kapısını çalabilecekleri hiç kimse yok. Belediyeye gidip rahatça belediye başkanına dertlerini anlatamıyorlar. Bu arada bir de büyükşehir uygulamasından dolayı Ankara'nın ilçeleri çok zarar gördü. Biz o zaman anlatamadık ama maalesef insanımız bazı şeyleri yaşayarak gördü. Su paraları, hafriyat, inanılmaz masraflara boğuldular. Daha önce görmedikleri paraları, bedelleri ödemeye başladılar. Bu da gelip Ankara'ya dertlerini anlatamamak olunca öyle bir sorun olunca ortada şimdi özellikle Ankara'nın civarından özellikle Ankaralı bir belediye başkanına özlem oldu. Bir diğer konu, Ankara'nın kendine has değerleri var. Bunlar çok ortaya çıkarılmamıştı. Bunları çıkarabilmesi için de insanın Ankara kültürünü özümsemesi, bilmesi gerekiyor. Bu nedenle de Ankaralının bunu arzu ettiğini düşünüyorum çünkü Ankara'nın kendi kültürü yok olmak üzereydi. 2009'da benim adaylığımdan sonra tekrar hatırlandı. Demek ki rekabet her zaman kötü olmuyor. Olumlu yönde Ankara'nın kültürünü yeniden ortaya çıkarılmasına sebep oldu.
---İktidar partisi bir Kayseriliyi aday gösterdi Sayın Mehmet Özhaseki'yi. Eğer siz aday olursanız bir Ankaralı olarak bu seçim yarışını nasıl değerlendirirsiniz?
Yaşayıp görmek lazım. Çünkü Sayın Özhaseki'nin nasıl bir belediye başkanlığı yaptığını, nasıl bir belediyecilik yaptığını sadece Kayserililer biliyor. Ankara'dakiler bilmiyor. Bunu yaşayıp görecekler. Ama benim nasıl bir belediye başkanı olacağımı hem 2009 hem 2014 vaatleri bir de çok yakında yılda 300-400 bin Ankaralının gittiği Beypazarı'nda yapılanları zaten görüyorlar. Dolayısıyla Özhaseki Ankara için bir meçhul. Bu meçhulden dolayı da ben Ankaralıların tereddüt edeceğini ve oy vermeyeceklerini düşünüyorum.
---Sizce bugün itibariyle Ankara'nın en büyük problemi ne?
Ulaşım... Çünkü, bu çarpık yapılaşma nedeniyle Ankara artık yaşanmaz hale geldi. Bunu etrafımıza baktığımızda da şöyle hemen görüyoruz. Belli saatlerde trafik falan kesinlikle çalışmaz oldu. Hizmetlerin pahalılığıdır halen. Gri bir kenttir hâlâ Ankara, bunu aşamadı.
---Mansur Yavaş aday oldu kazandı. İktidarın hoşuna gitmeyen belediye başkanları ile ilgili tutumları da çok açık ortada. Tayyip Erdoğan iktidarı ile nasıl çalışacaksınız?
Ben belediye başkanı iken Beypazarı'nda 6 buçuk yıl muhalefetle çalıştım. Ama 6 buçuk yıldır hiçbir sorun çıkmadan karşılıklı anlayışla ve üstelik o günkü iktidardaki birçok bakan ve yöneticiden de yardım aldım açıkçası. Yani böyle, belediye başkanı siyaset yapmazsa iktidarla çatışmaz. Çünkü ben belediye başkanı olduğum zaman rozetimi çıkarıyorum sadece işime odaklanıyorum. Ama buna rağmen iktidar tarafından müdahale edilirse burası başkent, yani herhangi bir hizmetin aksaması burada hükümeti de etkileyecek büyük boyuttadır. Yani sıradan bir kent değil burası. Anadolu'nun herhangi bir 300-500 bin 100 bin nüfuslu bir şehri değildir. Ankara'da hayat durursa Türkiye'de hayat durur. Bu nedenle ben Ankara'da hizmetin bilerek, siyaseten aksatılabileceğini düşünmüyorum açıkçası ama biraz da bu belediye başkanının kendi tarzıyla ilgilidir. Ben de bunu açık açık herkese belediye başkanının rozetini çıkarıp herkese eşit davranacağını düşünüyorum çünkü iktidar bunu engellerse kendi de hizmet alamayacaktır. Bunun sorumlusu da kendi olacaktır.
---Siyasete gün geldiğinde nokta koyduğunuzda, siyasetçi Mansur Yavaş olarak mı yoksa belediyeci Mansur Yavaş olarak mı anılmak istersiniz?
Belediyeci Mansur Yavaş olarak anılmayı isterim.
Kaynak Yeniçağ: Mansur Yavaş; "Ankara'da hayat durursa Türkiye'de hayat - Ahmet TAKAN
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2021
10.11.2021
13.10.2021
12.10.2021
9.09.2021
31.08.2021
4.08.2021
13.07.2021
6.07.2021
2.07.2021