Ahmet TAŞGETİREN
“Süreç” var ya, Bahçeli ile Öcalan’ın en çok sahiplendiği, DEM’in de Öcalan cihetinden heyecan duyduğu süreç… En nihayet, İmralı Heyeti’nden iki ismin Cumhurbaşkanı ile de görüşebilmesiyle bir kademe yükseldi, denebilir.
“Barış” ve “silahların susması” en çok tedavülde bulunan üç kelime… Ancak gene de “Kürt sorunu” denen alanda ne olacak pek bilen yok. Yoksa hakikaten yok muydu “Kürt sorunu” denen bir şey?
Benim gözlemim, DEM cenahı, “Hele bir Öcalan’ın şartları düzelsin” beklentisini heyecan kaynağı olarak değerlendiriyor.
Acaba DEM’de “Kandil’in askeri vesayetine karşı Öcalan seddi oluşturmak” gibi bir heyecan da var mı, sanki…
İmralı Heyeti, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştü, ne kattı bu görüşme sürece diye bakıldığında, Heyet’te yer alan Pervin Buldan’ın, taaa İtalya’da yaptığı açıklamaya göre bir kere “Cumhurbaşkanı’nın sürece mesafeli durduğu” izlenimi ortadan kaldırıldı. İkincisi de yine Buldan’ın ifadeleriyle “Elimizde net bir şey yok” dese de, “Öcalan’ın fiziki özgürlüğü”nün de altını çizen şöyle bir perspektif çıktı geleceğe dair:
“Çıkarılacak olan yasal hazırlıklar, yasalar, atılacak olan adımlar, olması gerekenler, beklentiler; bütün bunları sayın Cumhurbaşkanı ile de görüştük. Çünkü sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğüne kavuşabilmesi için özgür çalışma koşullarının oluşması başta olmak üzere yasal hazırlıkların hızla hayata geçirilmesi gerekiyor. Sayın Öcalan‘ın bu süreci ilerletebilmesi için uygun koşullar değil. Sağlık, güvenlik ve özgürlük koşulları değişmediği sürece sayın Öcalan’ın başarılı bir şekilde ya da verimli bir şekilde bir çalışma yürütmeyeceğini hepimiz biliyoruz. O yüzden diyoruz ki, hızlıca adımlar atılsın. Sayın Öcalan’ın koşulları değişsin, yasalar çıkarılsın ve bununla birlikte aslında barışa giden yol örülsün.”
Şu ifadeler de Buldan’a ait:
“Adalet Bakanı ile bir görüşmemiz olacak. Sonra ardından muhtemelen İmralı adasında sayın Öcalan’la bir görüşme daha yapacağız. Bu sürecin birkaç ay içerisinde tamamlanması öngörülüyor. Haziran sonuna kadar sürecin tamamıyla başarıya ulaşması bekleniyor. Bu sayın Öcalan açısından da böyle, devlet yetkilileri açısından da böyle. Hepimiz umutluyuz, hepimiz barışa daha yakınız. Çünkü Sayın Öcalan, ‘Ben bu konuda, barış konusunda barışı geliştirecek bir kudrete bir iradeye sahibim’ diyor. Dolayısıyla biz de sayın Öcalan’ın arkasındayız. Ya barış ya barış diyoruz.”
Demek ki “Haziran sonu” gibi bir takvim var “hem Devlet, hem Öcalan, hem de DEM tarafından” üzerinde çalışılan…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bilgisi içinde…
Nedir orada olacak olan?
Meselâ “Öcalan’ın fiziki özgürlüğü” denen şey nedir?
Öcalan’ın “barışı geliştirecek irade ve kudreti” nasıl bir siyasi role dönüşecektir?
Kandil’in ve uzantılarının kontrol ettiği silâhlı yapının tasfiyesi elbet siyasi – hukuki – belki diplomatik bir düzenlemeyi gerektiriyor. O nasıl olacak, onu göreceğiz.
Abdülkadir Selvi, İmralı Heyetinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesini değerlendirdiği yazısının sonunda şöyle ilginç bir not düştü:
“PKK silâh bırakıp, kendini feshettikten sonra Irak’ta ve Türkiye’de silâh bırakacaklara ilişkin mekanizmalar devreye girecek. “Demokratik dönüşüm” süreci başlayacak.
“Bu sürecin başarıyla sonuçlanmasının sadece terörle mücadeleye etkisi olmayacak. Önemli siyasi sonuçları olacak. Üzerindeki Kandil baskısı kalkmış olan DEM Parti daha bağımsız karar alabilecek. DEM Parti, Öcalan partisi olacak.” (Hürriyet, Selvi, 11 Nisan 2025)
“Kandil baskısı kalkacak, DEM Parti Öcalan’ın partisi olacak.”
Ben de yazının başlığında “Öcalan DEM’e kayyım atanır mı?” diye sordum ya, ne ilginç zamanlarda yaşıyoruz. Keşke, diyorum, Öcalan yakalandığında “Devlete her türlü hizmete hazırım” dediğinde, Bahçeli gibi bir “siyasi akıl” “Bu adamı değerlendirelim” deseydi… 25 yıl heba edilmiş olmaz, bunca kan akmazdı değil mi?
Cleudia Roth var hani, Türkiye – AB ilişkilerinde aykırı duruşları bilinen kritik bir isim, Kürt sorununda da duyarlıdır. Şimdilerde Alman Kültür Bakanı. Cansu Çamlıbel’e mülakat vermiş, t24’te… DEM’li siyasetçiler nasıl okur bilmem ama, onun “Süreç”e bakışı, demokrasi ve barış beklentisi ile ilgili kuşkuları var, şöyle:
“Bunun gerçekten bir barış süreci olduğundan emin değilim, Erdoğan’ın muhalefeti bölme oyunu olarak görüyorum.”
“Bugün gerçekten bir barış süreci olsaydı ne kadar da iyi olurdu. Ama barış dediğiniz şey her şeyden önce demokrasiye dayanır. Barış demokrasi olmadan olmaz. Ve bugün Türkiye’de öğrencilere, gazetecilere, üniversitelere ve Ekrem İmamoğlu'na yapılan şey demokrasiyle izah edilemez.”
İlginç zamanlarda yaşıyoruz, evet. Bahçeli başlattı, Öcalan ve DEM sahiplendi, Erdoğan kademeli olarak devreye girdi, barış – demokrasi sözcükleri tüketildi ve Silivri ülkenin sembol demokrasi – hukuk standardının dibe vuruşunu sembolize eder hale geldi. Meydanlar “cunta” ithamları ile çalkalanıyor. Ve tüm bu demokrasi – hukuk açığını ülkeyi yönetenler cayır cayır dolar yakarak kapatmaya çalışıyor.
Ve 28 Şubat günlerinin cesur yüreği Nuray Mert “Korkuyorum” diyerek siyasi yazı yazmaya son veriyor. Yaşadığımız günlere kapak olsun diyedir…
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
6.11.2025
4.11.2025
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025
26.10.2025