Ali BAYRAMOĞLU
Ülkenin bir çok açıdan kritik günlerden geçtiğine şüphe yok. Bir yandan demokratik düzen kilitlenen çözüm süreci, patlayan şiddet eylemleriyle tehdit altında bulunurken, öte yandan ülke hükümet istikrarı açısından sorunlarla karşı karşıya.
Bu iki konu birbirine bağlı yönler taşıyor. Terör eylemlerinin, şiddetin önünü almak sadece güvenlik önlemleriyle mümkün olmadığına göre, asıl ve ana tedbir Kürt meselesini tekrar siyasi alana çekmek. Çözüm sürecinin restorasyonu ya da benzer başka bir sürecin başlaması şüphe yok ki, seçim baskısından bir an önce kurtulmayı ve ülkenin hükümet belirsizliğini hızla çözmesini gerektiriyor.
AK Parti-CHP anlaşamazsa, Türkiye seçimlere gitmek zorunda kalacak. Kürt meselesi gibi risk almak ve adım atmak gereken acil sorunlar açısından zaman kaybedecek.
Kaldı ki, seçimler sonrası aynı siyasi tabloyla karşı karşıya kalınma ihtimali yüksek. En azından son kamuoyu yoklamaları yeni seçimle AK Parti'nin tek başına iktidara gelmesinin çok kolay olmadığını gösteriyor. HDP'nin yüzde 10 barajının altına inme şansı az, AK Parti'nin ise yüzde 45'in üzerine çıkma imkanı yüksek değil.
Böyle bir durumda, yeni seçimler sonrası, AK Parti, CHP yerine MHP'yle hükümet kurma yoluna gider mi?
MHP'nin bu kez hükümet ortağı olmaya itiraz edeceğini sanmayız. Kendi duruş ve söylemi açısından hem istikrar riski, hem terör eylemleri MHP'yi hükümet ortaklığını kabule itecektir.
Peki böyle bir hükümetin, Kürt meselesinde, dış politikada, Rojava konusunda izleyeceği keskin politikalarla, en azından muhtemel güvenlikçi bir yaklaşımla demokratik istikrarı sağlayabilir mi?
Bu, oldukça şüphelidir.
Elbette ikinci bir seçim sonrası AK Parti-CHP formulü tekrar denenebilir. Aradaki en azından fark 6 aylık kayıp, seçim kampanyasının sert dili, seçimlerin özellikle Güneydoğu'da yaratacağı güvenlik meselesi ve bunun tartışmaları olacaktır.
AK Parti'nin yeni seçimde tek başına gelme ihtimali, bu ortam ve koşullarda örneğin dörtte bir ihtimalse, bu ihtimalin yakalanması için riske edilecek istikrar unsurları oldukça büyüktür.
Kanım odur ki, siyasi sorumluluk, zorunlu kalınmadıkça seçim koşullarını zorlamamayı, AK Parti-CHP hükümetinin kurulması için gayret göstermeyi gerektirir.
Bu, siyasi parti liderleri için de böyledir, Cumhurbaşkanı için de böyle olmalıdır.
Ayrıca şunun altını özelikle çizmek gerekir. Bir süredir iktidar partisi ve ana muhalefet partisi arasındaki ilişkiler gerek dil, gerek yaklaşım, gerek işbirliği arayışı açısından olması gereken bir şekle büründü. Çatışmacı tutuma uzak, siyaseti rakibi yıpratma esasına göre yapmayan bu anlayışa, bunun süreklilik kazanmasına Türkiye'nin ihtiyacı olmadığını kim söyleyebilir?
Bugün en önemli meselelerimizden bir tanesi, zaman zaman meşruiyet tartışmalarının açılmasına kadar varan bir kutuplaşma halidir. İki farklı damarın, iki farklı ucun yapacağı bir ittifakın, uzlaşma kültürüne sunacağı katkı muhakkaktır.
Öte yandan siyasi iktidarın işleyişle ilgili gündeme getirilen ve eleştiri konusu yapılan tüm mevzular, Cumhurbaşkanı'nın konumundan siyasetin hegemonyasına, partizan devlet yapılanmasından cemaatle mücadelenin hukuk ilkelerine uygunluğuna ve dış politikaya kadar tüm meseleler, “iyi işleyen ve işletilen bir koalisyon hükümeti”nde, katılımcı ve uzlaşmacı bir ortamda önemli ölçüde çözüm imkanları bulacaktır, en azından gerekli gereksiz tartışma konusu olmaktan çıkacaktır.
Madem seçmen tek bir siyasi partiye iktidar imkanı vermemiştir ve vermesi kolay gözükmemektedir, o zaman bu koşullarda ve bu kriz ortamında, aralanmış koalisyon kapısını kapamamak esastır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025