Atilla YAYLA
Bugün 23 Nisan 1920. Yüz yıl önce bugün Ankara’da işgal ve savaş şartları altında bir meclis açıldı: Türkiye Büyük Millet Meclisi. Milletin temsilcilerinden müteşekkil ve temsil kabiliyeti hayli yüksek olan, toplumun hemen her kesiminin bir şekilde temsil edildiği bu meclis (Birinci Meclis) Millî Mücadele’yi yürüttü ve Türkiye’de mutlak monarşiden başlayıp anayasal monarşi olmaya doğru yürümekte olan bir siyasî rejimin cumhuriyet rejimine dönüşeceği süreci başlattı.
Resmî tarihte verilen mesajlar ve kutlama törenlerinde irat edilen nutuklar 23 Nisan’da egemenliğin padişahtan Millet Meclisi üzerinden millete geçtiğini söyler. Buna 23 Nisan’ın çağdaşlaşma ve demokrasi yolunda atılacak bir adımın ön hazırlığı olduğunu da ekler.
Meclis mensupları 23 Nisan 1920’de Ankara’da toplandığında bu ülkede egemenliğin bir mutlak monark olarak padişaha ait olması söz konusu değildi. Birkaç nesildir padişahlar yetkilerinin azaldığına ve kendilerinden alınan yetkilerin Heyet-i Vükela (Bakanlar Kurulu-Hükümet) ile Meclis-i Mebusan ve Meclis-i Ayan’a aktarıldığına şahit olmaktaydı. Aynı süreçte ülkede cumhuriyete geçilmesinin iyi olup olmayacağı bile tartışılmıştı. Yani cumhuriyet fikri birden gökten zembille inmedi. Ülkede bir cumhuriyet fikri zaten vardı. 1920’ye gelindiğinde Padişah egemenliğin tek sahibi değil ortaklarından biriydi.
23 Nisan 1920’de Meclis’in açılmasından, İstiklal Harbi’nin kazanılmasından ve 29 Ekim’de tartışmalı biçimde cumhuriyete geçildiğinin ilan edilmesinden sonra egemenlik millete devrolmadı. Her ne kadar egemenliğin millete ait olduğu, artık millet tarafından kullanılacağı yolunda bir söylem gelişti ve propaganda yapılmaya başladıysa da egemenlik aslında Mustafa Kemal’in eline geçti. Sistemin merkezine o oturdu ve son padişahların dahi sahip olmadığı yetkilere sahip bir hükümran oldu. Siyasî rekabeti dışlayan, iktidarın halktan kaynaklanmadığı ve halka siyaseten hesap vermek zorunda olmadığı, milletvekillerinin halk tarafından seçilmeyip hükümran tarafından atandığı, hukukun değil yeni egemenin tercih ve kararlarının her alanda hükmettiği bir siyasî rejim kuruldu. Başka bir deyişle bir tek parti diktatörlüğü inşa edildi. Meclis, 23 Nisan’da ilk açıldığında sahip olduğu fonksiyonları tamamen kaybetti.
Ulus yaratma, ulus devlet kurma projesi bir tür modernleşme projesi ile iç içe geçirildi. Mustafa Kemal iktidara tam olarak sahip olma yolunda ilerlerken modernleşme projesini mutlak siyasî iktidara ulaşmanın manivelası olarak kullandı. Mutlak iktidarı ise modernleşme projesinin aracına çevirmeye çalıştı. Böylece 15 yıl geçti. Bu dönemde modern totaliter rejimlerin bazılarında olanları aşan ölçüde topluma müdahalelerde bulunuldu. Toplumun diline, dinine, kıyafetine padişahların yapamayacağı müdahaleler gerçekleştirildi. Mustafa Kemal siyasî sistemi ve devleti yeniden şekillendirmekle yetinmek yerine toplumu yeniden yaratmak istedi. 29 Ekim 1923’te cumhuriyet resmen ilan edilmiş olmasına rağmen ne cumhuriyet ortaya çıktı ne de egemenlik millete ait oldu.
Ebedi Şef’in yerini Milli Şef aldığında Mustafa Kemal’in siyasî ve toplumsal projesi sürdürülemez hâle gelmişti. Rejim sadece temel hak ve hürriyetleri gasp etmekle kalmamış, ekonomik bakımdan da başarısız olmuştu. Milletin beka ve refah mücadelesine katkı sunmak yerine engel olmaktaydı. Rejimin değişmesi mukadderdi. Soyadı usulünün kullanılması kararı sonrasında kendisine Atatürk soyadını vermiş olan Mustafa Kemal başta olsa bile bu olacaktı. Neyse ki Milli Şef ebedi Şef’in yaptığının tersine demokrasiye geçme sözünü tuttu, böylece muhtemel bir iç çatışmayı önledi ve 1945’te başlayan bir dönüşüm süreciyle Türkiye tek parti diktatörlüğünden çok partili hayata döndü, demokrasiye geçti.
14 Mayıs 1950’de Türkiye’ye gelen sadece demokrasi değildi. Cumhuriyet de gerçek anlamda o tarihte doğdu. Önceki yıllarda cumhuriyet retoriğinin kullanılması kulak alışkanlığı ve aşinalık yaratması bakımından cumhuriyetin doğmasına katkıda bulunmuş olabilir ama cumhuriyeti asıl var edenler demokrasiyi de var eden yeni siyasilerdi. Başka bir deyişle İnönü ve Menderes’in cumhuriyetin doğmasına katkısı Mustafa Kemal’in katkısından büyüktü. Böylece egemenlik de kendi kendini atayan şeflerden millete geçmeye başladı. O günden bu güne düşe kalka da olsa Türkiye demokrasi yolunda ilerlemeye çalışıyor.
23 Nisan’ı bunun vuku bulmasına sağladığı katkı anlamında ama abartmadan ve aklı, zekâyı, düşünme ve muhakeme etme yeteneğini dumura uğratıcı bir kişi kültünün aracına dönüştürmeden kutlamanın anlamlı ve değerli olduğu kanaatindeyim.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019