Bayram ZİLAN
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir süredir partisiyle ilgili “yenilenme hareketi” başlattığı herkesin malumu. Bu süreç doğrultusunda bir takım adımlar atıldı, bundan sonra da atılacak.
Ne var ki, bu sürecin bazı AK Partililer tarafından ya da AK Parti adına konuştuğunu ve yazıp çizdiğini “iddia edenler” tarafından tam olarak anlaşılmadığı görülüyor.
7 Haziran’dan bu yana seçmenlerin AK Parti’ye verdiği bazı mesajlar var.
Bu mesajların başında “kendinizi yenileyin!” mesajı var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın attığı adımlar da seçmenlerin bu mesajlarını karşılamaya yönelik adımlardır.
Sorun tam da burada başlıyor.
Bu yenilenme sürecinin “halkın talepleri doğrultusunda” fiiliyata dökülen bir süreç olduğunu düşünmek yerine süreci “şahsileştirenler” var. Meseleyi sanki kişisel bir meseleymiş gibi sunan ya da değişim iradesini sanki kişisel bir iradeymiş gibi tanımlayanlar ve bu şekilde davranış sergileyenler var.
İşte bu “şahsileştirme psikolojisi” değişim ruhunu zedeliyor, değişimin kökeninde yatan “ulvi amacı” gölgeliyor.
Diğer bir husus da değişim süreçlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan rol çalanların değiştirilen kişilere karşı “itibar suikastı” yapması ya da kendisini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yerine koyarak etrafa “racon” kesmesidir.
Çok değil daha birkaç hafta önce bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “benim adıma kimse racon kesemez, eğer bir racon kesilecekse bunu bizzat ben keserim” demesine rağmen, hâlâ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yerine racon kesenler, sağa sola tehditler savuranlar var.
Bu nobranca davranış, görevden alınanları yaraladığı gibi, AK Parti hareketinin “kadim kültürüne” de zarar veriyor. Çünkü AK Parti’nin en büyük özelliği “kol kırılır yen içinde kalır” düsturuyla hareket edilmesiydi. Bu altın kural, şuan kerameti kendinden menkul “jeton medyası” tarafından iğdiş edilmiş durumda.
Oysa herkesin üzerine düşen birinci vazife, sürecin en hafif hasarla atlatılması olmalı.
Sonuçta AK Parti’nin bir lideri var.
Bu lider Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Lider Erdoğan, tüm adımları “uzun istişareler ve kamuoyu yoklamaları sonuçlarına göre” atmaktadır.
Bu durumda herkesin Erdoğan’a göre pozisyon alması, Erdoğan’ın liderliğini tartışmaya açacak tüm hareket ve açıklamalardan sakınması gerekir.
AK Partililerin yapması gereken, tüm dedikodulara karşı kulağını kapatıp sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uyarına göre pozisyon almaktır.
Ayrıca şunu unutmamak lazım…
Eğer Erdoğan, “ben dâhil hiç kimse davanın üzerinde değildir” diyorsa AK Parti’de hiçbir belediye başkanı, hiçbir il başkanı, hiçbir ilçe başkanı davanın üzerinde değildir.
Öte yandan bazı yayın organlarında istifası istenen belediye başkanlarının ortak hareket ettiği yönünde ortaya atılan iddialar ve bazı belediye başkanlarının direndiği yönünde dolaşıma sokulan iddiaların tamamı birer manipülasyondan ibaret.
Doğrusu şu:
İstifası istenen belediye başkanlarının tamamı istifa edecek.
Fakat bu belediye başkanlarından bazıları süre istiyor, bazılarının bitirmek istediği işler var.
Dolaysıyla ortada “istifaya direnç” değil, istifa için “süre ayarlanması” ile ilgili problemler var.
Bu problemi “istifaya direnç” şeklinde değerlendirmek ve bu şekilde kamuoyuna duyurmak hem AK Parti’ye zarar veriyor hem de yeminli AK Parti düşmanlarına malzeme verilmiş olunuyor.
Son tahlilde, yaşadığımız bu değişim sürecinde herkese görevler düşüyor.
Bilhassa AK Partililere ciddi sorumluluklar düşüyor.
Bu sorumlulukların en başında dedikodulara mahal vermemek, lider Erdoğan’ın attığı ve atacağı adımların arkasında durmak ve tüm bu sürecin şahıslarla değil, davanın daha iyi bir noktaya evrilmesiyle ilgili bir süreç olduğunu akıldan çıkarmamak gerekiyor.
Zira bu süreçte kişisel menfaatleri için pozisyon alan, etki ajanlığı yapan, suyu bulandıran ve özellikle önüne gelene racon keserek Cumhurbaşkanı Erdoğan’a zarar veren ve bir tür “küskünler öbeği” oluşturan şahıslar var.
AK Partililer bu kişilere prim vermemeli, davaya ve lider Erdoğan’a sıkı sıkı sarılmalıdır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.05.2024
7.05.2024
3.05.2024
29.04.2024
26.04.2024
18.04.2020
25.02.2020
12.02.2020
19.01.2020
15.01.2019