Berat ÖZİPEK
“Otuz senedir çatışma ve ölümlere gösterdiğimiz tahammülü barışa gösteremiyoruz.”
“‘Bu PKK’yle barış olmaz’ diyenlerle ‘bu Hükümetle barış olmaz’ diyenler, bilerek veya bilmeyerek aynı değirmene su taşıyorlar.”
“Barışın olması için Erdoğan’ın veya Öcalan’ın ekolojist demokratlar olmaları gerekmiyor. Başbakan’ın kürtaja ilişkin görüşleri üzerinden müzakere analizi yapılıyor, akıl alır gibi değil.”
“Söylemden ziyade pratiğe bakmak gerek. Aslında alandakiler sürecin ruhuna uygun davranıyor, hapisten kaçan tutuklulara PKK yardımcı olmadı, devlet de Feraşin Yaylasındaki türden etkinliklere veya başlangıçtaki birkaç istisna hariç şehitliklere müdahale etmiyor.”
“En büyük eksiğimiz, her iki tarafın da eksiğini görüp, artılarına da işaret edecek bir baskı grubunun olmaması.”
Böyle söylüyor, görüşlerine itibar ettiğim arkadaşım Tansel Parlak.
Mutluluğun istatistiği
Medyada estirilen kasvetli havaya, köşelerinden üniversite çağındaki türden radikal gençlik örgütlerinin diliyle slogan atanlara, Erdoğan’a öfkesinden dolayı onunla beraber barışa da muhalefet edenlere rağmen ülkede ve özellikle de bölgede bambaşka bir hava var.
Elbette mutluluğun istatistiği olmaz. Ama göstergesi olur. Çoluğuyla çocuğuyla huzur içinde bir bayram kutlayan ailelerin süreçten duyduğu mutluluğu görmemek, ancak bunu tercih etmekle mümkün olabilir. Bir de öfkenin gözü karartmasıyla.
Şeref tribünündeki mutsuz izleyiciler
Bazıları “AKP hükümetinin PKK’ya teslim” olduğunu, bu yüzden sürece karşı olduğunu söylüyor.
Bazıları da aynı sonuca tam aksi yönden, sözüm ona çok daha yüce ve saygıdeğer bir gerekçeyle varıyor. Onlar o kadar mükemmel demokratlar, tüm hakları o kadar toptan ve bir anda istiyorlar ki, bunu derhal yapmayacak bir hükümete destek vermeyi reddediyorlar.
Andımız dayatmasının kaldırılmasından, anadilde eğitimin alanının genişletilmesine, başkalarının kullanacağı hakları onlar adına küçümsüyorlar.
Aralarında bu süreçte çok yazıp çizmiş insanlar var. Onlar süreci kederle izliyor, biz de onları. Çünkü onların “hemen, şimdi, toptan” şeklindeki yaklaşımının yanlışlığını anlatmanın güçlüğünün, bunun rasyonel bir ikna meselesi olmadığının hepimiz farkındayız.
“Büyük taşa sarılmanız, onu atmayacağınızın göstergesidir” diyor Vahap Coşkun, belki onlar da farkında olarak veya olmayarak, tam da atmak istemedikleri için o büyük taşa sarılıyorlar.
Bazıları da Çözüm Süreci’ni sıradan bir ateşkese indirgemeye çalışıyor. Barış Meclisi’nden Hakan Tahmaz bu yaklaşımı eleştirirken, Öcalan’ın Nevruz’daki çağrısının ve “silahlı mücadele dönemi artık kapanmıştır” mesajının tarihi bir öneme sahip olduğunu, bunun öncekilerden farklı olduğunu, 99’da silahlı mücadele döneminin kapandığından söz edilmediğini, bazı çevrelerin bunu şimdiye kadarki dokuz ateşkesten biri olarak görmeye ve böylece onun tarihsel önemini ortadan kaldırmaya çalıştıklarını vurguluyor.
Dokunaklı bir görüntü bu, üzülmemek elde değil. Ama bu ülkenin kaderini, sayısız gencin hayatını, Türkler, Kürtler ve diğerlerinin barış içinde yaşayacakları bir geleceği, onların ruh haline teslim edecek değiliz.
“Üçüncü güç”
Abdullah Öcalan da son mesajında, süreci hakkaniyetli biçimde takip edecek üçüncü bir gücün önemini vurgulayarak, etkin bir izleme faaliyeti yürütecek bir akil insanlar grubunun önemine işaret ediyor.
Ancak böyle bir girişim, Çözüm’den yana olup, herhangi bir siyasi aktörle özdeşleşmeden çalışması durumunda işlevsel olabilir.
Hükümete veya Öcalan’a, devlete veya Kandil’e değil çözüme odaklanmış, bu süreçte ciddi bir sivil izleme yapacak ve atılan adımlar konusunda aktörleri “sen şurada yanlış yapıyorsun, sen de şurada” diye uyaracak birilerine ihtiyaç var.
Ve tabii ki, öncelikle Çözüm Süreci’nin başlıca iki tarafının da kendi yaklaşım ve üsluplarına herkesten fazla özen göstermesi gerek.
Bırakalım “büyük taşlara” sarılmış bir halde o büyük günün gelmesini bekleyen beklesin.
Biz yola koyulalım, çünkü bu yoldaki her adımın değeri var.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
13.07.2025
28.06.2025
21.05.2025
20.02.2025
16.01.2025
8.01.2025
20.11.2024
8.11.2024
30.10.2024