Beril DEDEOĞLU
Rusya, ABD, Fransa ve Birleşik Krallık’tan Afrin’e yönelik gelen açıklamaların bazı ortak yanları var. Bunlardan biri, hepsinin gelişmeleri yakından ve endişeyle izliyor olmaları
Gayet tabi gelişmeleri yakından izleyecekler, zira zaten bu ülkeler sahadalar. Operasyon yapılmadan önce de her şeyi yakından, hem de fazla yakından izliyorlardı. Türkiye’nin itirazı ise neyi izledikleri ile ilgiliydi. Gelinen aşamada en azından Türkiye ile aynı yere bakmak durumunda kaldılar. Dolayısıyla izlemelerinde bir sakınca yok. Endişe kısmı için söylenecek olan ise kimsenin Türkiye kadar endişe içinde olmasının mümkün olamayacağı şeklinde.
Açıklamalardaki ikinci ortak yan ise operasyonların kısa zamanda sonlandırılmasıyla ilgili. Türkiye de kısa zamanda askeri hedeflere ulaşıp diplomasi masasına oturmayı istiyor; neden operasyonu uzun zamana yayıp riske girmeyi istesin ki?
Farklı sesler, ortak tepkiler
Bir diğer ortak nokta, sivillerin zarar görmesiyle ilgili... Her devlet aynı sivilleri mi kast ediyor emin olmak zor. Kızılay’ın yaptığı açıklamaya bakılırsa, Afrin’de sivillerin zarar görmesine çalışan, yolları kapayıp tahliyelere engel olan rejim güçleri ve YPG. Ayrıca, YPG’nin DEAŞ militanlarını savaşmak için serbest bıraktığı bilgileri de geliyor.
Sivillere yönelik endişenin öncelikle Türkiye tarafında bulunduğu söylenmeli. Zira sivil kayıplar “yarının” siyasi konusu olarak gündeme gelebilir. Türkiye durumu farkında ve tam da bu nedenle diğer tüm devletlerden daha hassas...
Açıklamalardaki benzerlikler içinde farklı tonlamalar olduğu da görülüyor. Örneğin Rusya, ABD’nin sonunda Türkiye’yi de çıldırttığını söyleyerek sorumluluğun ABD’de aranması gereğine işaret ediyor. İngiltere, Türkiye’nin meşru savunma hakkına vurgu yaparak operasyona kategorik biçimde karşı çıkmadıklarını ima ediyor. Fransa, bir iki bocaladıktan sonra sessiz kalmayı tercih ediyor. ABD ise “konuşalım” deme aşamasına geçiyor. Bu durum, konunun BM’ye gelmesine de engel oluşturuyor.
Anlaşılan, bu devletler açısından esas mesele ABD’nin bir müttefikini bile askeri olarak tahrik edecek hale gelmiş olmasıyla ilgili. Dolayısıyla Trump karşıtlığı, diğer devletleri benzer açıklamalarda birleştiriyor.
Yeniden diplomasi
Görünen o ki, Afrin operasyonu diplomasi masalarındaki ağırlıkları belirleyecek nitelikte. Zira Türkiye hem kendi güvenliğini sağlamaya çalışıyor, hem de Kürt yapılanmasına sadece ABD’nin değil Rusya’nın da sahip çıkmasına engel olmaya çalışıyor. Kısacası Türkiye’nin YPG’yi ABD’den alıp Rusya’ya vermeye niyeti yok.
Bu durumda operasyonun süreci nereye zorladığı açık... Beklenen, Türkiye sınırına yakın bölgelerin çatışmasızlık alanı olarak sağlamlaştırılması, buraların denetiminin belki çok uluslu bir güce verilmesi, Kürt siyasi hareketinin merkezi hükümete bağlı, ancak sınırdan uzak biçimde düzenlenmesi ve diğer muhalif güçlerin de merkezi hükümette temsil edilmeleri.
Bu yolla Kürt koridoruna engel olunması, Suriye’nin bölünme riskinin ortadan kalkması ve İran etkisinin azaltılması mümkün. Ancak bu çözüm için Rusya ve ABD’nin belirli bölgelerle yetinmeye ve Esad ile eşit yakınlıkta ilişki kurmaya razı olmaları, ABD’nin Türkiye ile işbirliği yapmayı kabul etmesi ve Rusya’nın da İran’ı denetlemesi gerekiyor.
Suriye’de herkesin en fazla kazandığı değil, herkesin daha az kazandığı bir süreç yaşanıyor. Türkiye oyunu bozan ülke olarak, bu süreci zorladı ve muhtemelen bundan sonraki müzakereler de bu yeni, yani ABD’nin ibreyi Türkiye’ye çevirdiği denge üzerinden yürüyecek.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2019
15.02.2019
13.02.2019
25.01.2019
16.01.2019
11.01.2019
9.02.2019
4.02.2019
2.02.2019
28.12.2018