Esat KORKMAZ

THOMAS MÜNTZER (3)
16.06.2016
1907

 BÖLÜM: III

KATLEDİLİŞİNİN 491. YILINDA

ANISI ÖNÜNDE EĞİLİYORUZ

(KOMÜNİZMİN KIYISINDA BİR DEV)

THOMAS MÜNTZER (3)

“Yaşam hiçbir zaman açık konuşmaz.

Kendini çiçeğinde gösterir, köklerinde saklar.”

(Luce Irıgaray))

Sürgün koşullarında Müntzer, dostu John Hut’u ziyaret etmek amacıyla Nuremberg’e gider. Hut, Münzer’in Luther’e karşı kaleme aldığı konuşmayı yayımlamıştır. Nuremberg otoriteleri kanunen bu broşürün baskılarına el koyup imha eder, basan kişiyi tutuklar. Müntzer ve Pfeiffer’i kentten kovar. Çaresiz kalan Müntzer, İsviçre İhvânı’ndan destek bulabilmek amacıyla İsviçre’ye gider. Burada ortodoks bir Zwinglici(8) reformcu olan John Oecolampadius’u(9) da ziyaret eder. Almanya sınırının ötesine geçerek, Waldshut’ta bulunan Balthasar Hübmaier’in(10) yanına gider. Hübmaier, her yanda müttefikler bulup devrimini gerçekleştirmek için çaba harcayan bir Anabaptist liderdir. Ne var ki Münster, İsviçre İhvânı’ndan aradığı katkıyı alamaz ve Mühlhausen’e geri döner. Pfeiffer ondan önce gelmiş ve kentin yönetimini ele geçirmiştir; zaman kaybetmezler ve birliği silahlandırırlar. Bu sırada Köylüler İsyanı, Thuringya’ya ulaşmış durumdadır.

Köktenci Reform’un başlangıçtaki liderlerinin belki de büyük bir çoğunluğu, çocukların vaftiz edilmesine karşı olmalarına karşın, yetişkinlere yönelik vaftiz ilk kez 21 Ocak 1525’te yürürlüğe kondu. Konrad Grebel(11) Mühlhausen’deki devrimin başlamasıyla eşzamanlı olarak, İsviçreli İhvânı Tarikatı’nın girişimiyle Georg Blaurock’u Zürih’te vaftiz etti; vaftiz olayına katılan hemen herkes birkaç yıl içinde öldürüldü. Ancak İsviçreli İhvânı, komüniteryan pasifistler olarak hayatlarını sürdürürler ve Amerika’ya ilk Mennocu göçünü gerçekleştirirler. İlk yıllarında malların havarilere özgü ortak mülkiyetini savundular; somutta,  çeşitli işlere sahip insanları içeren bir kent hareketi olmasına bağlı olarak bu ortaklık, bir ölçüde yaşam buldu. Ama çok geçmeden gönüllü sefalete dönüştü. Bu tarikatın binyılcılığı LutherZwingli ve Kalvin’inkinden çok da farklılık göstermiyordu. Dünyanın sonu yaklaşmakta, ancak bu son henüz o kadar yakın değildi.

Luther Reformu, feodalizmin sosyal ve ekonomik ilişkilerini parçalayarak ilerledikçe Alman köylüleri Luther’in hürriyetle ilgili açıklamalarına, bağımsız küçük toprak sahibi çiftçilerle hür emekçilerden oluşan, para ekonomisine dayalı toplum düzenine sırtlarını döndüler. Eski sosyal ilişkiler tam olarak ortadan kalkmamış, asiller ve kodamanlar, köylüleri zorla serfleştirmeye başlamıştır. Reform sonrası serflik, köleliğe yakın bir hizmetkârlık durumudur ve memnun olmayanlar bunu algılamıştır. Derken Almanya’daki tüm köylülük isyan etmeye başlar. XVI. yüzyılın başından başlayarak her yerde belli aralıklarla yaşanan isyanlar genelde eski bir asker olan Joss Fritz’in liderliğinde Almanca konuşulan topraklarda yayılır: önceleri köylülerin takunyası, sonrasında Bundschuh (bağcıklı ayakkabı)(12) ve devamında Fukara Konrad olarak bilinen, yaygın bir gizli örgütlenmenin kontrolünde gerçekleşir. Artık küçük isyanlar dönemi aşılmıştır, yaklaşık beş bin kişilik silâhlı köylünün savaştığı büyük savaşlar olarak cereyan eder. 1525’te yerel faaliyetler ve isyanlar birleşerek Avusturya, Tirol’da ve güneybatı Almanya’da büyük bir savaşa dönüşür.

Başlangıçta hem köylüleri hem de yöneticileri suçlayıp tarafsız kalmaya çalışan Luther, sonraları tarafsız olmaktan vazgeçer ve köylülere saldırıp onları öldürmeleri konusunda asillere çağrı çıkarır. Çağrısını, ölçüsüz bir üslupla dillendirir: “Prenslerin ölümünden köylülerin ölmesi daha hayırlıdır.”, der. Asiler kapsamlı bir kıyıma uğratıldıklarında ise Luther, “onların tüm kanı benim üzerime olsun”, diye sözlerini tamamlar. Böylece, gelişen yeni serfliği teolojik açıdan meşrulaştırmış olur.

Önceleri köylülerin talepleri basit, tutarlı ve bir ölçüde de binyılcılıktan uzaktı. Onlar feodalizmin tüm kalıntılarının, kendilerini serfliğe zorunlu kılan tüm yasal önlemlerin iptalini, kilisenin devletten ayrılmasını, vergilerin zorla indirilmesini, otlaklar, ormanlık araziler, serbest avlanma ve balık tutma vb. haklarının iade edilmesini talep etmekteydiler. Luther Reformu ile başlatılmış olan yeni sosyal düzeni yıkmak gibi bir amaçları yoktu.

Thomas Müntzer, Mühlhausen’e dönüşüyle birlikte sırrını açıklamak için hummalı bir çalışma içine girer. Seçilmişler Birliği’nin üyesinin bulunduğu ya da Müntzer’in müritleriyle toplantılar yaptığı her yere, güç toplamak amacıyla, haber salınır. Köylüler ve devrimciler haber kendilerine ulaşır ulaşmaz, Mühlhausen’e koşarlar. Nicholas Storch, kendi küçük ordusunun başında kente girer. Mayıs’ın başında sayıları sekiz-on bin arasında değişen köylü ordusu, Frankenhausen kasabasında toplanır. Müntzer Mayıs’ın on birinde köylü kampına ulaşır ve ordusunu örgütlemeye koyulur. Mülhausen’den sadece üç yüz müridini getirmiştir. Hemen bir ordu oluşturur ve Mühlhausen üzerine yürür.

Mayıs’ın on beşinde Philip, ağır silâhlar ve iki bin süvari birliği toplam beş bin kişilik birliği ile saldırıya geçer; Müntzer’i teslim etmeleri durumunda barış yapacağını söyler, ancak Müntzer ateşli bir konuşma yapar. Konuşmasında pelerini ile top mermisini yakalayacağını söyleyen Müntzer, inançlı köylüler üzerinde keramet algısı uyandırır. Bayraklarında sembol yani, gökkuşağı dalgalanmaya başlayınca köylüler Philip’in barış teklifini reddederler. Topçu birliği ateşe başladığında köylüler “Veni Sancte Spiritus(13) şarkısını söyler. Philip, köylü ordusunu arkadan süvarileri ile kuşatır ve ardından iki taraftan piyadeleri ile saldırır. Dört bir yandan kuşatılan köylüler yenilgiye uğratılır.  Beş bini savaş alanında öldürülür, altı yüzü tutsak alınır, geriye kalanı ise Thuringya ormanına kaçar.

Dükün ordusu herhangi bir direnişle karşılaşmaksızın, Mühlhausen’i 24 Mayıs’ta ele geçirir. 26 ya da 27 Mayıs’ta şehir merkezinde Pfeiffer, “ölümsüz konsil”in birçok üyesi ve Müntzer’in boyunları vurulur. Mühlhausen, kırk bin gulden (yarım milyon doların üzerinde) para cezasına çarptırılır. Hür bir kent olarak sahip olduğu konum ortadan kaldırılır ve eski şanlı günlerine bir daha asla ulaşamaz.

Tüm güney Almanya ve Avusturya’da isyan eden köylülere yönelik izleme-yakalama faaliyetleri sürdürülür: Davalar, idamlar… Luther, Thomas Müntzer ile ilgili olarak Tanrı’nın Hükmü ve Korkunç Hikâye adlı broşürünü yayımlayarak sevincini dışa vurur. Müntzer’in yazıları, Hesseli Philip’in ve onları Marburg, Dresden ve Weimar’daki arşivlere emanet eden Saksonyalı George’un eline geçer.

Özünde, Anabaptist akım bir değil, birkaç taneydi: Örneğin 1521 yılında Zwickau Peygamberleri olarak bilinen dört adam Wittenberg’de Anabaptist öğretileri vaaz ederek bir çekim merkezi oluşturdular. 1525 yılında da Zürich’te başka bir Anabaptist grup kuruldu. Bunların ötesinde şimdiki Çek Cumhuriyeti sınırları içinde kalan Moravya’da ve Hollanda da Anabaptist topluluklar ortaya çıktı.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar