Figen Çalıkuşu
Bahçeli daha bu ayın başında, 1 Ekim günü saat 10.00’da yaptığı grup konuşmasında bakın neler diyordu:
“Türk milletinin her ferdini kendimiz gibi göreceğiz, canparemiz sayacağız.
Yaratılanı hoş göreceğiz Yaratandan ötürü.
Yüzeysel farklılıklara takılıp armudun sapı, üzümün çöpü araştırması yapmayacağız.
Türk ve Türkiye Yüzyılında, bu kapsamda yeşeren Türk Devri’nde yeni bir mucizenin hep birlikte imzacısı ve imtiyaz sahibi olacağız.
Yol yakınken, henüz vakit geçmemişken, muhtevalı bir vicdan muhasebesinin zarureti, deyim yerindeyse herkesin elini husumet tetiğinden çekmesi samimi niyazım ve iyi niyet beyanımdır.
“Değişen şartlara değişmeyen tepkiler vermek akıl karı olarak değerlendirilemez.
Bu düşüncelerimi hiçbir karşılık beklemeksizin dile getirdiğimi, artık bir kader ve karar anında bulunduğumuzu özellikle aziz milletim çok iyi bilmelidir.”
Dikkatiniz bir daha çekeyim; Bahçeli bu cümleleri kurduğunda, Erdoğan henüz TBMM’de konuşmasını yapmamıştı.
DEM’lilerin sırasına gitmesi, Tuncay Bakırhan’a el uzatması, Özgür Özel’e “üzülme” demesi, Ahmet Davutoğlu’na methiyeler düzmesinden önce Bahçeli zaten “hepimiz canparemiz” kıvamında “husumet tetiğinden el çekme” duyurusunu yapmıştı. Değişimden söz etmişti.
Kendisine sorulduğunda da “Yeni bir döneme giriyoruz, Dünyada barışı isterken kendi ülkemizde barışı sağlamak lazım” cevabını verecekti.
Sonraki günlerde ise bir ilave daha yaptı…Cumhurbaşkanının Meclis’te yaptığı konuşmadan etkilendiğini söyledi.
Anlaşılan o ki Bahçeli “yeni dönem” demeyi tercih ederek yumuşama kervanına dahil olmak istiyor.
Halbuki daha önce “yumuşamaya” özellikle de Özgür Özel ile olan yakınlaşmaya hiç sıcak bakmamıştı.
“Ben çekileyim aradan” bile demişti.
Ama Erdoğan’ın parlamenter sistem teklifi ile muhalefet partilerine gidebileceği ayan beyan gözükür olunca dediği gibi “değişen şartlara değişmeyen tepkiler” vermeye son verdi.
Erken seçim tartışmaları devam ederken benim de hep söylediğim buydu… Hazırlananın “Önce anayasa sonra erken seçim” planı olduğu idi.
Hatta aylar önce “Mecburi yumuşama ve MHP” başlıklı yazımda şöyle yazmıştım:
“MHP istese de istemese de erken seçim artık söz konusu… Ama erken seçim öncesi anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin sona erdirilmesi gerekli.
Başka türlü hem 50+1’den kurtulmak, hem rahatça seçime gitmek, hem de Erdoğan’ın yeniden adaylığını kotarmak kolay değil.
Burada bir tıkanıklık var…”
Evet o tıkanıklık hala var ama açılsın diye bazı çabalar görür olduk.
Mesela…
DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları da geçen gün Halk Tv’de yayınında idi.
Dedi ki “Bahçeli’nin ajandasını bilmiyoruz ama muhatabımız Bahçeli değil Erdoğan’dır.
Umutlu bir dönemi yaşıyoruz, gözler ışıl ışıl”…
Gene dikkatlerden kaçmasın:
Geçen hafta YSK, oy pusulası ve zarf ihalesi yaptı.
Yorumlar erken seçim üzerine oldu ama ben gene yorumsal iddiamı tekrarlıyayım, ufukta anayasa değişikliği ve referandum görünüyor gibi…
Anayasa değişikliği, barış getirecek mi?
Hukuk devletine doğru yol açılacak mı?
Yoksa iktidarı koruma çabası, Erdoğan’ın yeniden başbakan ya da cumhurbaşkanı kalması için yeni formüller mi aranıyor? Göreceğiz.
Ama dikkatimi çeken gelişmelerden şimdilik iki tanesini sizlerle paylaşayım…
“Çok dilli belediyecilik ve kayyım”… 31 Mart seçimlerinden sonra HDP’nin aldığı belediyelerde hayata geçen uygulamadan söz ediyorum.
Kürtçe ve Türkçe tabelalar, olması gereken bir sükûnet ortamında bir arada.
Muş, Hakkâri, Van ve diğerleri…
Dilerim bu sükûnet ve bu normalleşme sürer.
Hatırlarsanız kayyım felaketi bu süreçleri sonlandırmıştı.
Umarım aynı filmi bir daha görmeyiz.
Önemli görüp olumlu bulduğum ikinci “yeni dönem sinyali” de Sinan Ateş davasına dair.
Ayşe Ateş cesur ve zeki bir kadın.
Birkaç gün önce o da televizyondaydı…
8 koruması olduğunu, çıkan cezalarda Erdoğan’ın verdiği sözün etkisi olduğunu düşündüğünü ve ikinci davanın açılacağını söyledi. “İkinci dava açılmaz ise herkes korksun” diyordu.
8 koruma, Erdoğan’ın verdiği söz ve ikinci davanın açılacak olması.
Biliyorsunuz, Cumhurbaşkanı talimat verirse, istediği kişi aynı Erdoğan gibi korunuyor.
Ayşe Ateş’in Cumhurbaşkanı talimatı ile korunduğunu düşündüm nedense.
Bahçeli’nin “husumet tetiğinden herkes elini çekmeli” dediği aşamada ikinci davanın açılmasının ne anlama geleceği de malum.
Yumuşama, normalleşme ve “yeni dönem.”
“Öz” de mi, “söz” de mi?
Siyasi manevra mı, deniz bittiği için mecburen mi?
Göreceğiz.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
12.09.2025
5.09.2025
29.08.2025
22.08.2025
15.08.2025
8.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025