Güldalı COŞKUN
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yarışan adayları izliyorum; yıl 1994. İsim hafızam iyi değil, Erdoğan’ın dışında aklımda kalan tek aday Zülfü Livaneli.
O günlerde gönlüm ondan yana ya kim bilir belki de bu yüzden.
O güne kadar, Refah Partisiyle de hiç ilgim olmadığından, fark etmediğim ve tanımadığım bir isim, Recep Tayyip Erdoğan.
İstanbul; gözbebeğim, canım şehrim, susuzluk, çöp yığınları ve hava kirliliğinden neredeyse yaşanmaz halde. Üstüne bir de eklenen CHP’li belediyenin çeşitli yolsuzlukları.
Dikkatle adayları izliyorum, vaadler bir bir sıralanırken, vücut diliyle, ses tonuyla, ortama yaydığı aurasıyla kendini belli eden biri var.
Çok doğru tespitlerde bulunuyor, yapacaklarını kendinden emin bir şekilde anlatıyordu. İlk gördüğümde sanırım bu şahsı seçecekler dediğimde, bir çok kişi ve ileri görüşlü(!) basın Livaneli’nin seçileceğinden son derece emindi. Bu beni rahatlatmıştı ama gerçeği değiştirmemişti.
Artık Erdoğan, Belediye Başkanıydı. Ama doğru şeyler yapan, başarıyla hizmet eden, şehrimin tüm sorunlarına hakim olan Başkanımızı ekranda görünce kanalı değiştiriyordum. Bulunduğu tartışma programlarını izlemek, eziyet gibi gelirdi.
Konuşma tarzı, hitabeti, muhatabına alaysı bakışı, el kol hareketleri ve sürekli agresif, patlamaya hazır hallerinden rahatsız olurdum. Yakın çevremdekilerin, Kasımpaşalı vurgusunu da üzülürek izlerdim. Çünkü yapı olarak, insanları yaftalamak, ayırmak, kategorize etmek de içimde, büyük bir iç savaşa neden olurdu.
Zamanla bu tip eleştiriler, kendisine de ulaşmış olmalı ki, daha sakin ve konuşurken daha dikkatli en azından artık benim kanalı değiştirmeden izleyebileceğim bir noktaya geldi.
Ve zaten, gittikçe daha sevilen ve sürekli oylarını artıran biriydi. Kurduğu partisinin lideri ve ülkenin Başbakanıydı. Eski sosyalistler, liberaller ve ülkenin bir çok aydını, gazetecilerin bir kısmı tarafından da sevilmese bile en azından ilgi gören, desteklenen biri oldu.
Yapılması imkansız gibi gelen bir çok şeyi yapıyor, sistemi sarsıyor, ekonomide ve sağlıkta akıllı politikalar izliyordu. Batının ve Doğunun ilgisini çekiyor, yurtdışında kendini daha ezik hisseden Türkiye vatandaşları için bir prestij unsuru oluyordu.
Dili, halkın diline daha yakın ve dindar kesim için de önemli bir şahsiyet. Türkiye tarihinde de ve sanırım dünyada da üç dönem üst üste seçilen, iktidarda iken oyunu artıran, muhalefeti her seferinde hezimete uğratan tek lider.
Hayatıyla ilgili detaylara baktığımızda yadsınamaz bir başarı öyküsü…
Fakat , ikinci dönemin sonunda bazı kesimlerde tereddüt uyandıran kararlarına rağmen, bir şans daha tanındıysa, bunun en önemli nedeni, verdiği sözleri tutmuş olmasıydı.
Bir sözü daha vardı, çözmek zorunda olduğu ve asıl o zaman tarih yazacağı bir söz.
Kürt Sorunu…
Evet, on yıl öncesi söz konusu bile olmayan bir çok konuda açılıma gidildi, Kürt kökenli kardeşimden, Kürt kardeşim noktasına da gelindi ama öyle bir noktaya daha gelindi ki, lütfeden, bağışlayan, tepeden bakan ve belki bilerek, belki farkına varmadan Kürtlerin ikinci sınıf vatandaş olduğunu hissettiren hal ve tavırlara girildi…
Eee yetmez mi! … Daha ne istiyorsunuz! Bu kadarı da yeter size artık!
Bu tavırlar, zaten kendini kötü hisseden bazı Kürtleri daha çok yaraladı.
İlk tanıdığım günlerdeki, agresif ve sert hallerine, artık nasıl anlaşılacağını umursamadan, üçüncü kez seçilmenin özgüveniyle tekrar geri döndü.
PKK’nın yaptıkları, milliyetçi kesimin baskıları, muhalefetin hainlikle suçlaması, mutlaka onu etkiliyordur ama bu meseleyi çözmesinin kazancı, küçük bireysel hesaplardan çok daha fazla olacaktır.
Bir süredir, yine onu dinlerken bana fenalıklar geliyor, gerek üslubu, gerek tarzıyla yine eski Erdoğan karşımda. Hatta yeni şeyler eklemiş, maşallah!
Pek bir kinci ve alıngan olmuş. Bulunduğu mevkiye rağmen, kendisini sevmeyenlere karşı açıktan tavır almasını, oh! İşte görsünler, ben de onları kongreme çağırmadım demesini, neye benzetsem bilemedim!
Farkında değil mi kendileri, ya da danışmanları, ya da eşi,
Farkında değiller mi, nakış gibi işleyip geldiği günlerin ilmiği kaçmak üzere, çorap söküğü misali,
Farkında değiller mi yakın arkadaşları, her gün en büyük benim derken daha da küçüldüğünün,
Ve farkında değil misiniz ağır olur tarih yazmanın bedeli…
Kongre, duygusal anların yaşandığı, doğal olarak partililerin alkışladığı bir şölen havasında geçti.
Konuşmalar, bir seçim startıydı.
Beraber yüründü o yollarda, beraber ıslanıldı yağan yağmurda…
Şimdi uzun ince bir yola daha çıkılacakmış…
Eywallah!
Diyorum ki; bir de Kürt olsanız !
Sevgilerimle…
Yazarlar
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.06.2018
3.02.2018
27.05.2018
21.05.2018
14.05.2018
29.04.2018
23.04.2018
15.04.2018
9.02.2018
2.02.2018