Hüseyin ÇAKIR
Öcalan, PKK ve BDP, reformlar sürecinin geldiği bugünkü aşamada Türkiye’nin değişim sürecini yeni bir evreye taşıyacak pozitif siyaset yapıyorlar; değişim sürecinin belirleyici öznesi olmuş durumdalar.
“Ama AKP, Erdoğan’ın rolü...” itirazlarını duyar gibi oluyorum.
Elbette tek elle barış ve çözüm sürecinin olmayacağını biliyoruz.
On yılda “iyi şeyler oldu”, daha fazla iyi şeylerin olması için AKP bugün can-ı gönülden davranmıyor, elini cebinden çıkartmakta nazlanıyor. Genellikle el cepten çıkartıldığında, işaret parmağı birilerini işaret ediyor, hedef gösteriyor.
AKP’nin yönetici kadroları, değişiminde rol oynadıkları Türkiye’nin geldiği noktayı görmek istemiyorlar sanki.
Bir zamanlar Erbakan Hoca’dan duyduğumuz radikal ulusalcı, anti-kapitalist, “şer kulüpleri” sözlerini duyuyoruz Erdoğan’dan.
Koç Grubu’nu açıkça meydanlarda tehdit eden sözler söyleyip, sonra da “rutin denetim” derseniz, buna kimse inanmaz. Mustafa Boydak’ın söylediği gibi “28 Şubat’ta birtakım grup ve şirketlere karşı yanlış oldu. Bu yanlış algının tam tersini bugün yapmamanız gerekiyor.”
Basına verilen “ayar” şimdi “laik sermaye” ve iş dünyasına mı veriliyor? Ya da, Müslüman, mütedeyyin, inançlı insanlar arasında ortaya çıkan ve “görünür” sınıfsal farklılıkların üstünü örtmek için, “laik sermaye” hedef gösterilerek, “Müslüman kardeşiz, hiçbir sınıf farkımız yok” mesajı verilerek oylar bloke edilmeye mi çalışılıyor?
“Duran ve koruyan, tarihsel gelişme karşısında, geriler.” Yüzde elli oyu koruma çabası, zaman zaman gözü karartıyor, olmadık zamanda olmadık laflar ettiriyor. AKP, seçmen hassasiyeti dolayısıyla! toplumun muhafazakâr değerlerini sivrilterek, laik kesime doğrultuyor. İçe konuşan, içe kapanmacı dil öne çıkıyor. Bu kafayla, büyük çaplı, temel konularda köklü reformlar yapılamaz.
2002’de iktidara gelen AKP ile bugünkü AKP, her bakımdan farklılaştı ve değişti. Ustalık dönemi AKP’si: Geldiği iktidar pozisyonunu ve büyüttüğü ve büyütmeye devam ettiği egemen sermaye çevresini “koruyan”/ “muhafaza eden” bir AKP. Değiştirici mum, bitmeye ve sönmeye doğru gidiyor.
Pozitif muhalefet ve BDP
BDP, pozitif siyaset yapıyor ve “ana muhalefet”, “yeni muhalefet” rolü oynuyor.
Öcalan, PKK ve BDP’nin pozitif siyaseti sonucu, PKK, reel siyasetin parçası olarak meşruiyet kazandı. Bu fiili durum, Türkiye’nin normalleşmesini, özgür ve demokratik ortamın ilerlemesini sağlıyor. Duran iktidarı adeta itekliyorlar.
BDP’nin batıdaki imajı değişiyor. Son seçim anketlerinde oyu yüzde 7,5 olarak görünüyor. BDP ve BDP’lilerin güven veren sorun çözücü politikaları, batıdan oy almasını getirecektir.
Bu süreç BDP’yi de değiştiriyor, değiştirmeye davam edecek kuşkusuz. Demokrat, özgürlükçü kimliği öne çıkan BDP, Türkiye’nin “sağ”ını ve “sol”unu olumlu etkileyecektir.
Eşbaşkan Demirtaş’ın, iktidarı ve diğer muhalefeti eleştiride kullandığı üslup, basit polemikçilikten uzak, olgulara objektif yaklaşımı, onu güvenilir siyasetçi yapıyor.
Demirtaş, “İktidarın olumlu bulduğumuz politik adımlarını destekliyoruz, bu AKP’yi desteklemek değildir olumsuz gördüklerimizi eleştiriyoruz, karşı çıkıyoruz, o zaman da AKP düşmanı olmuyoruz bizim sorumlu siyaset anlayışımız böyledir” diyor. Demirtaş’ı ve BDP’yi geleneksel siyasetçilerden farklılaştıran bu siyaset anlayışı.
Öcalan, Kürtler ve BDP, demokratikleşme sürecini sırtladılar. AKP’ye adım attırıyorlar. CHP sürece daha aktif dâhil olmaya çabalıyor. MHP ise yalnızlaşıyor.
Toplum olup biteni, fiili durumları, sükûnetle, sağduyuyla izliyor.
Twitter: @huseyincakir1
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2018
13.05.2018
6.02.2018
29.04.2018
22.04.2018
8.02.2018
1.02.2018
25.03.2018
19.03.2018
11.03.2018