İhsan DAĞI
Libya'ya yönelik operasyon eminim birçok insanın kafasını karıştıracak, tarihsel örneklerle Batı'nın Ortadoğu'ya müdahalesinin güncel bir tekrarı olarak anlatılacak.
Eveleyip gevelemeye gerek yok; kendi halkını savaş uçakları ve tanklarıyla bombalayan bir lidere arka çıkmanın hiçbir meşru gerekçesi, diktatörün 'bizden'i olamaz.
Kaddafi, isyanın ilk günlerinde 'ben gidersem El Kaide gelir' tehditleri savurarak arkasına Batı'yı almaya çalışıyordu. Şimdi de yapılan operasyonları 'haçlı seferleri' diye niteleyerek Müslümanların desteğini almak için uğraşıyor. İşte adam bu, malzeme bu...
Gösteriler başladığı andan itibaren sokağa çıkan insanları tehdit eden, aşağılayan, onlara kiralık askerleriyle saldıran Kaddafi'nin hiçbir meşruiyeti yok. Kendi halkı nezdinde de, uluslararası standartlar bakımından da yok. Halkına karşı sömürgeci ülkelerin bile yapmayacaklarını yapan bir adam sadece 'yerli' olduğu için savunulmayı hak etmez. Ama hâlâ doğrudan veya dolaylı olarak bu adamı savunmaya kalkışanlar varsa bunu 'Batı'ya karşı Müslüman dayanışması' adına yapmasınlar lütfen. Strateji desinler, düzen desinler, petrol desinler, ama İslam'ı ağızlarına almasınlar. Kutsal olan hiçbir şey Kaddafi'nin halkına karşı işlediği suçları gizlemek için kullanılamaz, eğer bu kutsalın kutsallığına halel gelsin istenmiyorsa. İstediğiniz gibi 'dayanışın' Kaddafi'yle, ama buna 'Batı'ya karşı İslam dayanışması' demeyin.
Kaddafi'ye arka çıkmak, diktatörlerin kendi halkını katletme hakkı olduğunu söylemekten farklı değildir. Halkını katletmeye kalkışanlar yönetme hakkını kaybeder, meşruiyet zeminlerini imha ederler. Kendi halklarının gözünde meşruiyetini kaybeden liderler uluslararası arenada da ülkelerini temsil kabiliyetlerini yitirirler. 'Dış'a karşı egemenlik ve karışmazlık ilkelerini öne sürenlerin önce 'iç'te meşruiyetlerinin varlığını göstermeleri gerekir. Halkına karşı kaba güç kullananlar, başkalarının kendilerine kaba güç kullanmalarına da açık hale gelirler. Libya'da da olan budur.
Strateji oyunlarının, petrol kaynakları kimin kontrol edileceğinin, bölgede hangi ülkelerin nüfuzunun güçleneceğinin böyle durumlarda fazla önemi olmaz. Benim için temel öncelik zulmün sona ermesidir. Sonuçta zulüm sona erecek, iktidar halka, yani sahibine geçecekse gerisi teferruattır. Aslolan bütün iktidarın kaynağının halk olduğu ve halk tarafından kullanılması gerektiğidir.
Hükümetin, Libya'nın geleceğine, kaynaklarına ve iktidarına Libya halkının karar vermesinden yana açık tavır koyması son derece önemlidir. Tunus ve Mısır'ın ardından Libya'da da Türkiye'nin halk gücüne, halkın taleplerine ve tercihlerine vurgu yapan siyaseti zamanın ruhunu yansıtıyor. Üstelik zamanın ruhu bana kalırsa Paris'ten çok Ankara'da doğru okunuyor ve doğru anlatılıyor. Ortadoğu'da halk iradesi egemenliği fikri Türkiye'nin bölgesel dış politikasının artık ana unsurlarından.
Çünkü tarih nihayet Ortadoğu'da da temsili hükümetlerden, özgürlüklerden, demokrasiden yana akmaya başladı. Bunun çok düzenli, yumuşak ve iniş-çıkışsız olacağı beklenmemeli. Libya'da yaşanan kaos tam da böyle bir şey. Kaos ortamlarında Sarkozy gibi fırsatçılar da çıkacaktır elbette, ama halkların kararlılıklarının yanında 'magazinlerin ve gafların cumhurbaşkanı'nın ciddiye alınır bir yanı yoktur.
Arap Ortadoğu'sunun halkları modern dönemde ilk defa kendi başlarına bir aktör olduklarını gördüler. Hep 'dışardan belirlenen' bir Ortadoğu tablosu değişmeye başladı halk gücü ulusal despotları devirdikçe. Tarih yapan, kaderine hakim olan bir halk algısı ilk kez gelişti Arap sokaklarında. Bu, özgüven, rahatlama ve özgürlük demek; önünde durmak da, manipüle etmek de çok zor.
Ama Kaddafi direndi buna; silahını, tankını, savaş uçaklarını kullandı. Sonunda halkın gücüne Kaddafi de boyun eğecek. Üstelik Kaddafi'nin 'gidiş biçimi' dünyanın geri kalan tüm diktatörlerine ve diktatörlük heveslilerine de net bir mesaj verecek: Keyfinizce zulmetme hakkınız yok, siz diktatörlerin bile.
Sonuçta bir diktatörü azalmış bir dünya daha güzel bir dünyadır.
Yazarlar
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.01.2025
10.05.2024
11.04.2024
8.04.2024
3.01.2024
25.12.2023
13.12.2023
16.10.2023
9.10.2023
17.06.2023