Kemal CAN
Şaşırtıcı gelişmeler, travmalar, süreklileşmiş kriz ve olağanüstülük hali, anormallikleri yüksek hareketlilik hafızayı çok kötü etkiliyor. Aslında hafızayı değil de güncel kayıt sistemini ciddi biçimde bozuyor galiba. Sıkı bir acayiplik yağmuru altında kalınca, “böylesi hiç olmamıştı” diye düşünüyor, daha doğrusu öyle hissediyor insan. Sıkı bir tarama yapıp hafızayı kışkırtınca, aynı olmasa bile, hayli yakın tuhaflık serilerinin yaşandığını, o zamanlarda da birçok kişinin “bu kadarı olmaz, zaten hiç olmamıştı” dediğini hatırlıyor. Birbiri peşine gelen saçmalıkların, akıl almaz çuvallamaların, neredeyse göze sokulan beceriksizliklerin, akılla izahı zor umursamazlıkların, yetmezmiş gibi aşırı pişkin karşı saldırganlığın en fütursuz örneklerini izleyince hep bir şaşırtıcık vuruyor yüze. Tamamen farklı bir alandan fışkıran her yeni seri öyle güçlü geliyor ki, öncekiler silik anılara dönüşüveriyor.
Yakın tarihlerde böyle akıl almaz saçmalık serileri, hayretlere düşüren irrasyonel dönemler yaşadık. İlk akla gelenler, yenilenen İstanbul seçimi öncesi ve sonrasında yaşananlar; Ekonomi Bakanı, Merkez Bankası Başkanı değişiklikleriyle gelen şaşırtıcı belirsizlik dönemi; pandemi fiyaskoları, lebaleb kongreler; mafya, siyaset, iş dünyası, bürokrasi ve medyanın dahil olduğu yolsuzluk, çökme, talan çarklarının ortalığa dökülmesi; sonu gelmez dış politika rezaletleri. İktidarın yönetememe krizinin “sıvama” aşamasına vardığı böyle örnekler son yıllarda çok sıklaştı. Şimdi de böyle bir koridordayız. Beyaz sayfa açmaya gidilen NATO zirvesinden, Afganistan’da özel güvenlik ihalesi ve yeni mültecilerle dönülmesi, orman yangınlarıyla ayyuka çıkan kifayetsizlik görüntüsü ve bunların üzerine tüy diken, sos olarak dökülen, meraklısı daha kalabalık komplo ve “algı yönetimi” iddiaları.
Bu kadar kısa bir aralıkta, bu kadar farklı ve çeşitli alanda böylesi skandallara imza atılması ne demek? Bu bize neyi gösteriyor? Ayrıca, ağır yönetememe krizleri ve dev fiyaskolar yanında; bunların karşılanması, geçiştirilmesi veya hiç olmazsa sonuçlarının yönetilmesi konusunda yapılanlar ve yapılmayanlar ne ifade ediyor? Çünkü ana sorun başlıklarında yaşanan büyük başarısızlıkları ikinci plana itecek karşılıklar veya iletişim skandalları, krizlerin hemen peşinden geliyor. Çok ciddi bir beceriksizliğin arkasına, “hiçbir şey olmasa bile bir şeyler olan” acayiplikler ekleniyor. Krizleri inkar veya sonuçlarını yönetme biçiminin kendisi kriz haline geliyor. İnandırıcı olmasa bile makul tek bir açıklamayla yetinmek yerine, 128 milyar pankartları indiriliyor, çizgi filmler yaptırılıyor. Müsilaj oluyor, yangınlar çıkıyor, seller oluyor, “belediyeler (muhalefet) sorumlu” diyen bakanlar zuhur ediyor. Milli güvenlik sorunu ana muhalefet partisi orman yakmakla suçlanıyor
Halkın acısını paylaşmaya gidilip insanların kafasına çay atılıyor. Evini kaybetmişlere sıcağı sıcağına kredili TOKİ imkanları pazarlanıyor. “Envanterimizde uçak yok” açıklamasına, olmayan imkanın “sorumlusu kim” diye sorulamıyor, soran suçlanıyor. Yardım istenirse imaj bozma, destek talep edilirse “işgale davet” iddiası gündeme geliyor. “Söndürün şu yangını” çığlığına, “kimin yaktığını söylemiyorsun ama” deniyor. İklim uzmanı veya orman mühendisi terörist aklayıcı, doktor kaos çağırıcısı, sivil toplum 5. kol sayılıyor. Bunun topyekün bir çökme, çözülme, dağılma görüntüsü olduğuna kuşku yok. Tevili imkansız tablolar yanında, yapılan anketlerde -yine de beklenen hızda olmasa bile- günbegün eriyen destek, bu durumu sayısal olarak ölçebiliyor. Ancak bu “baş etme” stratejisindeki anlaşılmaz inat ve ısrar sürdürülüyor.
Kimi kulisler hala gündeme getirilse, birileri “iktidarın başka çaresi olmadığını” iddia etse de, iktidardan temel siyasal tercihler açısından önemli rota değişikliği beklemek için ciddi bir sebep yok. Bunu yapma isteği, niyeti, iradesi ve faydalı olacağına ilişkin değerlendirmesine dair açık emareler görünmüyor. Zaten “pardon yanlış yapmışız” demenin, “aldatıldık” hamlesi gibi sonuç vermeyeceği, böylesine özdeşleşilmiş tercihlerden dönmenin “bırakıp gitmek” anlamına geleceği ortada. Pedal çevrilmediği anda düşecek bisiklet, “çark dönmediği” anda dağılacak mekanizma ve gevşediği anda tutulamayacak bir çözülme söz konusu. “Paylaşarak” kurtarılabilecek bir alan ve pazarlık masası da açılmış değil. Hem devletin hem iktidarın sorun çözme, cevap üretme kapasitesi her seviyede hasarlı. Küçük revizyonlar veya motivasyon ataklarıyla yeni bir denge oluşturma sınırı çoktan geçilmiş gibi.
Halli mümkün olmayan bu sorunlara ek olarak, yönetememe tablosunu -en azından- hafifletecek, bir süredir yapılabildiği gibi hiç olmazsa “idare edebilecek”, “yüzdürebilecek” bir iletişim stratejisi, anlaşılır ve bütünlüklü bir karşı propaganda üretilemiyor. Hatta bu alandaki skandallar, asıl sorunlardakini aratmayacak seviyelere çıkıyor. Yaşananlara “insan gerçekten hayret ediyor”. Bu konudaki şaşırtıcı beceriksizlik için çeşitli varsayımlar ileri sürülüyor. İktidardaki çökme-çözülme tablosunun iç çekişmeleri açığa çıkarttığı ve çok katmanlı bir mücadele nedeniyle karmaşa oluştuğu önemli tezlerden biri. İktidarın en tepesini işaret eden “gerçeklikten kopma” veya bilgilenme ve irade kuşatması, güçlü açıklamalardan bir diğeri. Çaresizlik içinde savrulan ve hızla kendi sonuna ilerleyen tam dağılma tespitini, “bunlar gidici” iyimserliği taşıyor. “Umurunda değil zaten seçim gibi bir meselesi yok, tam kaos peşinde” açıklaması ise koyu kötümserliğin kulvarında. Hadisenin vardığı seviye, tek bir açıklamayı yetersiz yapıyor. Galiba bu ebattaki saçmalığın yukarıda sıraladığım her açıklama cümlesine karşılık gelecek tarafları var. Hatta yenilerini eklemek mümkün.
Bu sarsaklığın göründüğü kadar kontrolsüz olmayıp -iktidar açısından- bazı yararlı sonuçlar verebildiğini de dikkatten kaçırmamak gerek. Rastlantı olmayacak kadar çok kere, asıl sorunun açmaya başladığı sarsıcı -ve iktidar açısından yıkıcı olabilecek- tartışmalar, verilen çok anormal veya provokatif tepkilerle saçma bir alana kolayca sürüldü. Odağı kaymış darmadağın tartışmalara dönüşen kafa karışıklığı, her seferinde -“ne saçmalıyorlar” denilse bile- iktidarı eksen dışına veya tamamen başka bir bağlama taşıyor. Sadece son bir-iki haftanın iki kritik tartışması mülteci sorunu ve orman yangınlarındaki tartışmalar, bu konuda çok çarpıcı örnekler ortaya koydu. Mülteci meselesinde, muhalefetin alana girerken muhatap olarak kimi seçtiği (işaret ettiği), zeminin kontrolünü belirledi. İktidarın hemen her aşamasında büyük bir kifayetsizlik gösterdiği orman yangınları, “popüler” sanatçıların katıldığı “devletimiz güçlüdür” kampanyasına dönüştü. Hakiki sorunları şirazesinden çıkartmak başka nasıl olur ki? Elbette kafası kolay karışan rakipler ve “saçmalama lüksünü” kullanmak sayesinde.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
16.02.2025
19.11.2024
11.11.2024
7.11.2024
2.11.2024
3.09.2024
14.06.2024
20.04.2024