Kurtuluş TAYİZ
Paralel yapının mağdur ettiği çok sayıda insan var bu ülkede. Özellikle de sivil ve askeri bürokraside. Bu FETÖ yüzünden kimi işini, gücünü kaybeti; kimisi de itibarını yitirdi, saygınlığını kaybetti. Haksız yere hapis yatanlar artık herkesin malumu; eski askerler, komuta kademesi, hatta eski genelkurmay başkanı da dahil buna. Paralel yapının gazabına uğrayanların sayısı tabii ki çok. Ancak 15 Temmuz darbe/işgal teşebbüsünden sonra ekranlara konuk edilen eski askerlerin geriye dönük değerlendirmeleri fazlasıyla benmerkezci. Tek bildikleri AK Parti’yi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı suçlamak. “Zamanında uyarmışlar da, kimseler kulak asmamış kendilerine, iktidar partisi dinlememiş onları!” “Bütün suç Erdoğan’ınmış!” “Kendisi de zaten söylemişmiş, ‘ne istediler de vermedik’ diye!”
Bu çevrelerde henüz milleti ve devleti merkeze alan, ülkenin geleceğini düşünen bir değerlendirmeye rastlamadık.
Türkiye darbe/işgal tehlikesi atlatmış, ülke uçurumun kenarından dönmüş, böyle vahim bir ortamda eski askerlerin çoğu “bize çok haksızlık yapıldı, suçlusu AKP” diye feveran etmekteler. AK Parti’yi ve aslında özellikle Erdoğan'ı suçlamaktan gayri bir düşünce ve görüş ileri sürememekteler.
Paralel örgütün mağdur ettikleri tarihin içinde donup kalmış gibiler; geçen zaman, yaşanan bunca sıcak gelişme bile buzlarını çözmeye yetmemiş. “Ama Erdoğan’ın yüzünden” lafını dillerinden hiç düşürmüyorlar. Erdoğan öncesine, Türkiye Cumhuriyeti kurulurken oluşturulmuş sisteme kadar geri gidemiyorlar. Halbuki bugünün Türkiye'sinin içine düştüğü durumu anlamak için gitmeleri gerekir. İttihat ve Terakki hiç yokmuş gibi, 1. Dünya Savaşı'nda bizi işgale gelenler birtakım musibet antlaşmalarla elimizi kolumuzu kesmemiş gibi, ülkeyi terk ederken de kendi adamlarını ve kendi sistemlerini bırakıp gitmemişler gibi, onca darbeyi hiç yaşamamışız gibi başlarını Erdoğan eleştirisine gömmüşler, işin özünü ıskalıyorlar.
Oysa 2013’ten beri Erdoğan bu Paralel örgütle canla başla mücadele ediyor; Erdoğan’ı bu mücadelede yalnız bırakan yine kendileri.
FETÖ’nün arkasında olduğu Gezi kalkışmasıyla Erdoğan devrilmek istendiğinde bu Paralel mağdurlarının çoğu provakasyonun tam göbeğinde, yani Gezi’nin içindeydi; Paralel örgütün 7 Şubat MİT darbesi ile 17-25 Aralık Yargı darbesi girişiminde de kenardan kıs kıs gülerek FETÖ’yü izlemekle yetinen yine kendileriydi.
Hepsini elbette suçlamak yanlış olur; ama maalesef bunların ekseriyeti samimiyetten yoksun isimler. Bugüne değin Paralel örgütten şikayet edip Paralelin uzantısı mecralarda Erdoğan’ı kötülemekten başka birşey yapmadılar. Akıllarına, gönüllerine paralelin soktuğu Erdoğan nefreti ve Erdoğan'ın devrilmesi sevdasını hala da terk etmiş değiller. Bu tutumları devam ettiği müddetçe kendileriyle birlikte ülkenin istikbalini de ateşe attıklarının farkında değiller.
Ne milletin, ne de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Paralel mağduru eski ya da yeni askere, memura, bürokrata bir vicdan borcu yoktur. Yıllardır Paralel örgüt aracılığıyla yerli ve uluslararası medyanın hedefinde olan, şahsı ve ailesine yapılmadık hakaret, suçlama bırakılmayan; toplumsal-siyasi provokasyonlarla, yargı komplolarıyla boğuşan, mücadele eden Erdoğan’dır, başkası değil. Bu millet FETÖ’ye ve aslında onun arkasındaki küresel finans merkezlerine karşı verdiği onurlu mücadelede 237 evladını şehit verdi; bu süreçte iki helikopter dolusu cellatla torunlarıyla birlikte katledilmek üzere olan yine Erdoğan’dan başkası değildi.
Darbenin infaz listesinin başında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve hükümet üyeleri yokmuş gibi, kendi acılarından başkasını görmüyorlar.
Artık askerlik anıları gibi uzayıp giden bu mağduriyet hikayelerini bir tarafa bırakmak gerekiyor. Çünkü iş mağduriyet yarıştırmaya kalsa milleten daha mağduru yoktur, bilmiş olun! Gün hep birlikte vatanı koruma günüdür. Ki zaten bu mücadele o mağduriyetlerin bir daha yaşanmaması içindir. O mağduriyetleri yaşayanların daha da mağdur edilmemesi içindir.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019