Lale KEMAL
1960 darbesinin, ortaöğretim kitaplarında adeta yasalmış, marifetmiş gibi okutulduğu askeri vesayet uygulamaları daha dün gibi.
Anayasal suç olan darbe teşebbüsü davalarını, birilerinin kumpası deyip kadük eden yeni vesayetin mimarlarının ülkeyi yönetmekte oldukları gerçeği de varken vatandaşın çoğunluğu pek tabii internet yasağını, medya özgürlüğüne getirilen kısıtlamaları ya da yolsuzlukları olağan görür. Bir İslamcı yazarın “Kadın haber spikeri caiz değil.” fetvasını verdiği, bir başkasının, “Hamile kadınlar sokakta dolaşmasın.” dediği ya da bir bakanın, kadınların kahkaha atmasını eleştirdiği bir ülke, erkeklerin kadına şiddet uygulama eğilimini artırır.
Toplumun genelini hizmetkârı yerine koyup bunu darbe ürünü Anayasa’ya da yazdıran güçlü ama azınlıktaki muktedirler, bilinçli ve özgüvene sahip bireylerin yetişmesini önlemek için eğitim sistemini, ezbere dayalı, sorgulamaktan uzak ama derin devleti kutsayacak şekilde şekillendirdiler. Sorgulayıcı dolayısıyla özgür düşünce yetileri bastırılan çoğu Türkiye insanı, kafalarına atılan antidemokratik formatlara mahkum edildiler, darbeler yoluyla sindirilip, korkutuldular. Bugün de sivil irade altında sindirme, fişleme gibi korkutucu yöntemlerle insanlar susturuluyor, gerçek duygu ve düşüncelerini gizlemek zorunda kalıyorlar.
Türk toplumuna yol gösterecek demokratik bir rol model olmadı, ne yazık ki bugün de yok ve tam tersine en ufak aykırı sese dahi tahammül edemeyen bir yönetim tarzı var.
Kendine demokrat, militan laiklerin varlıklarını sürdürebilmek adına toplumu nasıl heba ettiklerini, devamındaki iktidarın da, din kisvesi altında toplumu zapturapt altına almak için ne tür can acıtıcı sindirme operasyonları yaptığını görüyoruz.
İktidar, demokratik yönetim tarzından çok uzaklaşıp otoriterleşmeyi kendine kılavuz edeli Türkiye’de her alanda bir geriye gidiş çok bariz görülür oldu.
Daha önceki gün, yolsuzlukla suçlanan 4 eski bakanın, iktidar partisinin oylarıyla Yüce Divan’da yargılanmaları önlenirken askeri vesayetin varlığını kuvvetle hissettirdiği dönemlerde dahi kimi bakanlar için Yüce Divan mekanizması işletilmişti.
Basın özgürlüğünün, halkın objektif haber alması dolayısıyla karar vericilerden, iyi yönetilme adına hesap sorması gibi evrensel bir kural olduğunun bilincinde olan iktidar, işte tam da bu nedenle medyayı sindirmek yoluyla toplumu susturuyor.
Ne var ki, muktedirlerin antidemokratik bilgilerle şartlandırdıklarından dolayı toplumun önemli bir kesimi, sansürün toplum için bir yıkım anlamına geldiğini idrak edemiyor.
Gezi olaylarıyla birlikte protesto hakkının, polisler üzerinden orantısız güç yoluyla gasp edilmekte olduğuna her gün tanık oluyoruz. Daha önceki gün, Ankara’da Anayasa Mahkemesi’ne dilekçe vermek üzere bina önünde toplanan kalabalığa, mukavemet göstermedikleri halde polisin gaz sıkıp dağıttığına tanık olduk.
2014’ü bitirirken açıklanan verilere göre, Türkiye’nin, yolsuzlukta basamak atlayıp bu alandaki sicili daha da kötüleşirken gelir dengesi eşitsizliğinde ikinci sıraya yerleşmiş, toplum giderek fakirleşmiş.
Kalkınmanın, bilgiden, teknolojik üstünlükten geçtiği yüzyılın, Türkiye’nin kapısını çalmadığı çok açık. Demokratik değerlerden bilinçli şekilde yoksun bırakılan toplumun çoğunluğu, yolsuzluğun bizzat kendilerini fakir, çaresiz bıraktığını da idrak edemiyor.
Vatandaş için alaylı biçimde “Yurdum insanı” tanımlaması yapmak hatalı, nihayetinde ne ekersen onu biçersin.[email protected]
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016