Mehmet Ocaktan
Yaşadığımız Kovid-19 musibeti sona erdiğinde hepimizi yeni bir dünyanın bekliyor olacağının farkındayız. Siyaset bilimciler, sosyologlar, füturologlar şimdiden bir takım öngörülerde bulunuyorlar, analizler yapıyorlar.
Kimisi yeni bir sentezle daha yaşanabilir bir dünyanın mümkün olabileceğini söylerken, kimileri de yeni dünyanın faşist diktatörlerin önünü açacağına işaret ederek daha karamsar bir tablo çiziyorlar.
Elbette olabileceklerin şimdiden matematiksel bir doğrulamasını yapmak mümkün değil. Ama bu değişim dalgasının toplumları geriye değil, nispeten daha iyimser bir dünyaya taşıyacağını söylemek gerekiyor.
Zira içinden geçtiğimiz bu süreç toplumsal ve bireysel anlamda hepimize yeni şeyler öğretti. Bir kere insanlar aklın ve bilimin gerek toplumlar, gerekse kurumlar için ne kadar büyük bir değer ifade ettiğini bizzat yaşayarak öğrendiler.
Aslında bu korona felaketi bugüne kadar pek itibar etmediğimiz bir farkındalığın oluşmasına vesile olacak belki de. Zira toplum bu süreçte, siyaset kurumunu ve bütün devlet kurumlarını daha yakından gözlemleyip-denetleyerek “denge-denetleme” sistemiyle sorunların çözümünün nasıl kolaylaştığını yakinen keşfetmiş oldu. Bir başka ifadeyle devleti yönetenler, toplumun “gözümüz üzerinizde” ifadesinde somutlaşan toplumsal denetleme ile ilk kez bu kadar net bir şekilde yüzleştiler.
Ve insanlar karantina günlerinde hamasetin, beka söylemlerinin karın doyurmadığını, sadece derdine merhem olan kurumların, kişilerin bir değer ifade ettiğini yakinen görmüş oldu. Korona süreci insanların hafızasına bir başka gerçeği daha nakşetti; o da adil bir ekonomi, şeffaf, denetlenebilir ve hesap verebilir devlet yapıları oluşturamayan toplumların güvenli bir geleceklerinin olamayacağı...
Şu bir gerçek ki demokratik sistemin sürdürülebilir kılınması için, toplumun devleti denetleme kapasitesinin arttırılmasının elzem olduğu muhakkak. Devlet ve toplum arasındaki “güç dengesi”ni değerlendirirken Daron Acemoğlu ile James Robinson’un ‘Dar Koridor’ kitabındaki şu tespite dikkat çekmek istiyorum: “Hem devletin hem de toplumun birlikte yol aldıkları ve hiçbirinin üstünlük kazanmadığı bir duruma ihtiyacımız var.” Kitapta yer alan “Kızıl Kraliçe” örneği de, devlet-toplum dengesinin izahı açısından son derece önemli.
Malum “Kızıl Kraliçe”, Lewis Caroll’un Aynanın İçinden: Alice Harikalar Diyarında romanındaki tasviri bir karakter. Kitaptaki bölüm aynen şöyle:
“Romanda Alice Kızıl Kraliçe ile tanışır ve bir yarışa girerler. İkisi de bütün güçleriyle koştukları halde ‘etraflarındaki diğer ağaçlar ve nesneler’ sabit kalıyordu. Ne kadar hızlanırlarsa hızlansınlar arkada bıraktıkları bir şey yoktu. Nihayet Kızıl Kraliçe durmalarını söylediğinde Alice etrafına şaşkınlıkla baktı ve ‘bütün bir süre boyunca aynı ağacın altında olduğumuza nasıl inanayım, her şey aynı’ dedi. ‘Tabi ki öyle’ dedi Kraliçe ‘ne bekliyordun ki’…
Alice hala nefes nefese ‘çünkü bizim ülkemizde bizim yaptığımız gibi uzun süre koşarsan başka bir yere ulaşırsın’ dedi.
‘Yavaş bir ülke’ dedi Kraliçe ‘Gördüğün gibi burada ancak bütün gücünle koşarsan olduğun yerde kalabilirsin’…
Kızıl Kraliçe etkisi, sadece mevcut konumunuzu korumak için bile sürekli koşmanız gereken bir durumu işaret eder. Tıpkı kendi aralarındaki dengeyi korumak için hızla koşan devlet ve toplum gibi.” (sayfa 62-63)
İçinden geçmekte olduğumuz Kovid-19 felaketi de gösterdi ki, fırtına dindikten sonra eğer işleyen bir demokrasimiz olmasını istiyorsak toplumun devlet üzerindeki etkisini hissettirmesine ihtiyacımız var. Daha doğrusu, aralarındaki dengeyi korumak için devlet ve toplumun aynı hızla koşması gerekiyor. Yani ‘Kızıl Kraliçe’ etkisine ihtiyaç var...
Unutmamak gerekiyor ki bütün yazılı metinlerin, anayasaların, yasaların işlevsel hale gelmesinde, iktidarların yönlendirilmesinde en etkin ve gerekli olan unsur toplumun denetleme gücüdür. Bu konuda Daron Acemoğlu ile James Robinson’un ‘Dar Koridor’ kitabındaki şu tespitin altını çizmek gerekiyor: “Özgürlük tasarım yoluyla inşa edilemez ve akıbeti zekice bir denetim ve denge sistemiyle güvence altına alınamaz. Bunun olabilmesi için toplumun hareketliliği, uyanıklığı ve kararlılığı gereklidir. Toplumun her şeyiyle koşmasına ihtiyaç var!” (S.92)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025
31.03.2025
24.03.2025
10.03.2025
11.02.2025
5.02.2025
23.01.2025