Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Çocukluk hayallerimizin sınırsızlığını hangimiz bilmeyiz? Çocukken sıcak yaz günlerinde akşam serinliği indiğinde salatalıklara su vermeyi çok severdim, gündüzün sıcağında kavrulmuş toprak suyu yudum yudum emerken, sırtüstü yatıp suyun öbür uçtan çıkmasını beklerdim; kulağım büyüyen salatalıkların çıtırtısında, gözlerim ise neredeyse burnuma yapışacak denli yaklaşmış uzak yıldızlarda olurdu.
Hayale dalardım.
Büyüdük kirlendi dünya. Yerçekimi Kanunu’nu öğrenip yıldızlar ülkesine gidemeyeceğimi anladığımda hayallerim sınırlandı. Bilmek sınırladı. Sonra bir adam geldi, bu kanunu altüst etti, muzipçe dil çıkararak E=mc² deyiverdi. İnsanoğlunun hayallerinin yolunu yeniden açtı. Gerçeğe hayal edilerek de varılabilir diye ekledi sonrasında.
“Bilgi sınırlı, hayal ise sınırsız”
Marx gökyüzünde bir hayalet dolaşıyor derken bir ütopyadan söz ediyordu, ama insanoğlunun geçmişi ve geleceğini şaşmaz kesinlikte bilebileceğimizi sandığımız anda, tarihin bizi hep ileriye ve beklenen sona götüren bir tekerleği olduğunu, onun da hep bizden yana döndüğü zannına kapıldığımızda, yani o ütopyayı yere indirdiğimizde hayal etme yeteneğimiz de dumura uğradı, köreldi.
Sanayi devriminin başlarında işçiler, yoksulluklarının nedenini makineler sanıp dişliler arasına ayaklarındaki tahta takunyaları atıp makineleri bozmuşlardı. Tıpkı, adına takunya isyanı denen bu olay gibi Alman komünistleri sanayi robotlarının fabrikalara girmeye başladığı ilk günlerde, işsizlik yaratacak diye robotlara karşı eylemler yapmışlardı. Biliyorlardı ve haklıydılar, on işçinin işini bir robot yapacaktı ve işsizlik hızla artacaktı (öyle de olmuştu).
Oysa “E=mc²”yi akılda tutsalardı robotları fabrikaya sokan bilginin bilgi teknolojisine dönüşerek müthiş bir hızla zamanı bükebileceğini, öteki zamana geçilebileceğini de sezebilirlerdi. Sezemedik. Karınları aç olmayan ama özgürlük isteyenler Berlin Duvarı’nı yıktı. Ama şimdi işsizler. Ve şimdi daha çok özgürlükle birlikte iş, ekmek ve onur istiyorlar.
Robotları yaratan bilgi/enformasyon teknolojisi, bilgisayarlarla, cep telefonlarıyla ve daha bilmem nelerle Ortadoğu’da değişmez, sabit sanılan halk kütlesinin enerjisini açığa çıkardı ve bir atom bombası gücü yaratarak diktatörlerin yıkılmaz sanılan şatolarını bir bir yıkan bir halk devriminin kolaylaştırıcısı rolünü oynadı.
Bu kadarını tanrılar bile hayal edemezdi
Ne var ki, Ortadoğu halkalarının demokrasi geleneklerini, kurumlarını biliyor olmamız, gelecek konusunda haklı kaygılar doğuruyor. Hele Libya’da kendi halkı üstüne savaş uçaklarıyla ölüm yağdıran Kaddafi gibi çılgınlar eğer ayakta kalmayı geçici bir süre için bile olsa başarırlarsa isyancı halka neler yapabileceklerini insan düşünmek bile istemiyor. Ama yine de bir imkânsızı başaran bu halkların isyanı hiç umulmadık başarılı sonuçlara taşıyabileceklerini de aklımdan hiç çıkarmıyorum.
Yani bildiklerimin hayalimi sınırlamasına hiç izin vermek istemiyorum.
Tam da bu nedenle ve tam da şimdi doğacak sonuçlar bizi sınırlamadan hayal edebilelim. Edelim ki, gelecek için kafamızda daha iyi ve daha doğrunun imgeleri belirebilsin. Yani gerçekle hayal (ütopya) arasında hakikatin köprüsünü kurabilelim.
Demem o ki hayal kurmak pasif bir edim değildir. Hayal dünyanızın hızı düşünce dünyanızın ivmesini arttırır, göremediklerinizi görür olursunuz.
Bir hayalim var: Ortadoğu Birliği (OB)
Avrupa Birliği (AB) gibi bir şey ama ondan daha az milliyetçi ve ondan daha fazla kültürel birliğe sahip bir topluluk. Merkezinde ötekinden yalıtlanmış bireyin değil, ancak ötekiyle tanımlanabilen insan varlığının olduğu, yani insanın Batı’dakinin aksine madde ve ruh olarak bölünmediği, maddi ve manevi değerlerin bütünleştiği, her insanın biricik olduğu, bizi dünya vatandaşlığına bir adım daha yakınlaştıran bir yeni evren.
Birilerinin eline cetvel kalem alıp, masa başında çizdiği, tel örgüler, mayınlar ve çoban köpekleriyle koruduğu sınırların kimi yerlerde kalktığı kimi yerlerde eridiği ekonomik entegrasyonun güçlendiği, kültürel alışverişlerin hızlandığı, savaşın, terörün, açlığın, horlanmanın son bulduğu bir bölge olamaz mı burası? Sınırların erimesi bir hayal olarak bile görülemez artık, bugünden başladı bile. AB tek örnek değil. Türkiye’de çevresinde yeni dış politikasıyla bu yönde adımlar atmakta.
Böyle bir yakın gelecek hayalim var.
Neden olmasın?
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012