Türkiye’de yaşayan herkesin artık sağlık sigortasına sahip olacağını, parası yok, sigortası yok diye hastane kapısından geri döndürülmeyeceği düşündüğünüzde; koşulsuz destek vereceğiniz uygulama, işsiz ve yakınlarından destek alan insanları yakınları ile birlikte nasıl mağdur edebileceğini fark ettiğinizde, “Böyle bir uygulama olamaz” diye isyan edesiniz geliyor.

Bu öyle bir yasa ki, insana Deli Dumrul’un hikayesini çağrıştırıyor. “ Köprüden geçenden on akçe, geçmeyenden beş akçe” haraç kesmeye kalkan Deli Dumrul’un başına gelenleri de – kapı kapı dolaşıp, Azrail’den canını kurtarmak için can dilenmesini- hatırlayıp,

Bu yasanın kimlerin başını ağrıtacağını çözmeye çalışıyorum.

Yasa öylesine karışık ki, yasanın uygulanmasından sorumlu olan memurların bile konuya vakıf olduğunu söylemek çok zor.

5510 sayılı yasayı www.sgk.gov.tr adresinden indirip, okuduğumda kafamda birçok soru işaretleri oluştu. Konu ile ilgili yazılar yazan sosyal güvenlik müşaviri Ali Tezel’in yazıları benim için daha aydınlatıcı oldu. Daha fazla ayrıntılara boğulmadan anladığım kadarını

Hemşerilerimle acil olarak paylaşmak istedim. Çünkü; gerek ilimiz Düzce’de olsun, gerek Akçakoca’mızda olsun bu yasa nedeniyle mağdur olabilecek yüzlerce aile var.

AMAÇ HERKESİN SAĞLIK SİGORTASI OLMASINI SAĞLAMAKSA, HERŞEYİ ÖZELLEŞTİRMEYE PRİM VEREN İKTİDAR NEDEN SAĞLIKTA

DİLEYENE ÖZEL SAĞLIK SİGORTASINI SEÇME HAKKINI VERMEZ.

Devlet, ne zaman sürekli yasaklar, cezalar koyan ceberut devlet olmaktan çıkıp, halka hizmet veren bir kurum olacak? “Halka rağmen, halk için” anlayışının bugün de sürdürülmesi ne acıdır. Anlayışlar değişmedikçe, İktidara kim gelirse gelsin, olan dar gelirliye,

Yoksula oluyor. Devletin bütçesi hazırlanırken sağlığa, eğitime ayrılan payı bilmek istiyorum. Ücretlerimizden Sosyal sigortalara ödenen primlerin nasıl kullanıldığını bilmek ve geçmişte alınan kuruma ait paranın faiziyle iade edilmesini istiyorum.

Tam bu hükümet sağlık da devrim yaptı derken, sigortalılar devlet hastanelerinden, üniversite hastanelerinden yararlanabiliyor derken, yavaş, yavaş, çaktırmadan ücretlendirme yapılmasına ne demeli? Neyse bugünkü konumuz herkesin sağlık sigortası kapsamına nasıl alınacağı…

MEVCUT YARARLANANLAR DIŞINDA ( SSK. BAĞKUR, EMEKLİ SANDIĞI VB.) KİMLER GENEL SAĞLIK SİGORTASI KAPSAMINA ALINACAK?

- Ailesi ile birlikte yaşayan, 18 yaşını doldurmuş, eğitim görmeyen veya eğitimini tamamladığı halde hala iş bulamayan çocuklar,

Üniversiteyi kazanmak için kursa giden gençler, Eğer 31 Ocak 2012 tarihine kadar Kaymakamlığa gidip gelirlerinin olmadığının tespitini yaptırmazlarsa ayda 212 TL. yaptırırlarsa daha düşük olarak ödeme yapacaklar. 

- Hiçbir geliri olmayan, hiçbir kurumda kayıtlı olmayanlar,

 31 Ocak 2012 tarihine kadar gerekli başvuruyu yaparak gelir testini yaptırmazlarsa yine yüksek prim ödemek zorunda kalacaklar.

-Köylüler de bu yasa kapsamına alınacak.

- Ayda 30 günden az çalışanlar da aradaki farkı ödeyecek.

GELİR TESTİ NASIL HESAPLANACAK?

Ali Tezel yazısında gelir testinin giderlere göre yapılacağına dikkatleri çekmek istemiş. Yani hiçbir geliri olmayan kişi kirada oturuyorsa,

Kirasını ister ödemesin, ister borçlansın, kira gideri gelir hanesine yazılıyor. Gel de çık işin içinden. Adamın parası yok. Ondan bundan borç alıp ödüyor ve bu ödeme onun geliri oluyor. Ben anlamadım. Siz anladınız mı?

AMA NE OLURSA OLSUN 31 OCAK 2012 TARİHİNE KADAR MUTLAKA KAYMAKAMLIĞA GİDİN!

Yoksa prim borcunuz yüzünden bir gün evinize haciz gelebilir. “Sağlık hizmeti istemiyorum (LAN)” deme şansına da sahip değilsiniz.

Başta da yazdığım gibi bir “Deli Dumrul” vakası ile karşı karşıya gibi görünüyoruz.

www.alitezel.com internet adresinde vatandaş sorularını ve cevaplarını bulabilirsiniz.