Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
Geçenlerde, bir televizyon programına konuk olan eski Genelkurmay başkanlarından İlker Başbuğ, PKK’yi çok şanslı bir örgüt olarak tanımladı.
Başbuğ, demek istiyordu ki, Türkiye esas olarak PKK’yle mücadelede başarılı oldu, ama her seferinde Ortadoğu’da gelişen yeni şartlar, bu başarının sonuca ulaşmasını engelledi.
Kürt sorununun sebebi değil, sonucu olan bir hareketi, Ortadoğu’da Körfez Savaşlarının başladığı tarihten bu yana değişen ‘jeopolitikayla’ veya şansla açıklamak ne kadar gerçekçi?
Başbuğ, bu açıklamaları, geçmişe dönük olarak yaptı, ama açıklamanın satır aralarında, yanlış anlamadıysam, PKK’yi sanki, bugün de, ‘başka şansları’ kullanmaya davet eden bir üslup seziliyordu..
Ortadoğu’da gelişen jeopolitik koşullar gerçekten de, her defasında PKK’ye şans mı getirdi?
PKK’yi sadece dağdaki askerî gücüyle açıklamaktan yanaysanız, soruya vereceğiniz cevap evet olur.
Oysa Kürt hareketinde 1980’den sonraki Bekaa aşamasını mümkün kılan, Ortadoğu’nun değişen şartları değildir.
PKK’yi Bekaa’ya iten şartlar Türkiye’de hazırlandı.
Türkiye, silahlı bir Kürt hareketini, silahsız bir Kürt hareketine tercih etti, Kürtler de PKK saflarında devletin yaptığı bu tercihe cevap verdiler.
PKK’yi desteklediler, beklenenin aksine, zor zamanlarda, PKK’ye sırtlarını hiç dönmediler.
PKK siyasallaştı, Kürt hareketinin siyasal dinamiklerini elinde bulunduran bir hareket haline geldi.
İlker Başbuğ’a bakılırsa, şansı yaver gitti PKK’nin!
Sonra bu kadar şans yeter diyen bir komutan sınıra gidip, Suriye’yi tehdit edince, her şey birden değişti.
Kürt sorununda yeni bir safhaya geçildi.
Öcalan Bekaa’dan çıkmak zorunda kaldı.
Ama o tarihten sonra, Türkiye böyle bir sorunu yokmuş gibi davrandı, 15 yıl mücadele ettiği bir örgütün liderinin kendisine neden teslim edildiğinin farkında bile değildi.
Öte yandan, PKK liderleri, başta Öcalan olmak üzere, bunca mücadeleyle büyütüp geliştirdikleri PKK’nin siyasal geleceğinin, Türkiye’nin geleceğine ve demokratik zemin içinde kalıp, bu zemini kullanmaya bağlı olduğunu düşünüyor, Kürtlerin önüne Türkiyelileşmeyi bir siyasi hedef olarak koyuyorlardı.
‘Silahlı mücadele bitti, peki yerine ne koyacağız’ tartışması, PKK mahfillerinde temel bir tartışma konusuydu.
Ve söz konusu tartışma, Öcalan’ın savunmaları ve açıklamalarıyla silahı tamamen devre dışı bırakan bir anlayışla, destekleniyordu.
PKK’nin, o yıllarda Iraktaki yeni sürecin güçlü bir aktörü olma isteği de başarılı olamadı.
1999-2004 arası dönemde, PKK ne Türkiye’de, ne de Ortadoğu’da kimsenin aklına bile gelmedi.
1999’daki geri çekilme karşılıksız kalınca, hareket, önemli oranda iç sorunlarına gömüldü.
Öcalan PKK’nin siyasi faaliyetlerine son verdi, sonra PKK’yi yeniden kurdu. 2004’te savaş kararı alındı..
Son hali KCK olan, çeşitli örgütsel modeller denendi, sonra tümünden vazgeçildi, KCK’da karar kılındı.
Başbuğ, PKK’nin her defasında kullandığı şanstan söz ediyor.
Oysa, PKK’nin siyasi varlığı, mücadelesi şansla filan açıklanamaz.
Umarım PKK bu asker aklına uyup, olmayan bir şansı kullanmaya kalkmaz diyeceğim, ama gelişmeler bu ‘şansı’ kullanmaktan yana olan bir PKK olduğunu gösteriyor.
Üç aydır süren bir çatışma döneminin sürüyor olması, PKK’nin Ortadoğu’da kendisine şans getirecek birtakım yeni jeopolitik gelişmelere fazlaca bel bağladığını gösteriyor.
PKK’ye yakın olan medyada yer alan değerlendirmeler, Kürt siyasi partileri arasında en büyüğü ve tarihsel olarak da en önemlisi olan Irak-KDP’yi (Kürdistan Demokrat Partisi) devre dışı tutan, ‘Kürt-Şii’ ittifakı konusunda yazılan yazılar, İran ve Suriye’ye ilişkin iyimser değerlendirmeler, PKK’yi Türkiye’nin gerçek siyasi zemininden uzaklaştırıyor..
Bu zeminden giderek uzaklaşmakta olan PKK, dağlarda eskisi gibi sürdürülemeyecek olan gerilla mücadelesinin yerine, şehirleri ve şehirlerdeki eylemleri ikame ediyor.
Meşruiyet sorununu geride bırakmış, seçimlerde başarılı olmuş BDP’yi değil, KCK’yı öne çıkarıyor.
Çünkü, merkez üssü şehirler olan ‘devrimci halk savaşı’ stratejisi, güçlü bir KCK yapılanmasını gerekli kılıyor.
Demokratik özerkliğin altyapısını da, BDP değil, KCK çeşitli faaliyetleriyle ‘doldurmaya’ çalışıyor..
KCK operasyonları, devlet ve PKK arasında, bu bakımdan ciddi bir mücadele olduğunu ve süreceğini gösteriyor.
KCK operasyonlarında gözaltına alınan BDP’lilerin ve seçilmiş insanların olması, sonucu değiştirmiyor.
Kürt siyasetinde öyle bir ortam var ki, bugün artık kim BDP’li kim KCK’li ayırmak zor. Zor ama yine de Kürtlerin, Türklerin v devletin gözünde, BDP, BDP’ dir, KCK da KCK..
Dolayısıyla bu kaostan çıkmak, BDP’nin daha da KCK’laşmasıyla değil, KCK’nın daha da BDP’leşmesi yoluyla olabilir.
Eğer, Ortadoğu’da şans getireceği düşünülen şartlara değil, Türkiye’nin siyasi şartlarına değer veriliyorsa tabii.
Bu bakımdan, çıkar yol, ironik bir biçimde ifade edilen, BDP’nin Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın KCK Başkanı olması değil; Sayın Demirtaş’ın, BDP’nin Başkanı olarak kalması ve partisinin, aynı siyasi topluluk içindeki bu güçler hiyerarşisinde hak ettiği yeri savunmasıdır.
Bu yer ve pozisyon savunulmazsa, meydan, Kürtler’in siyasi hayattan çekilmesini savunan yazılara ve tavsiyelere kalır ki, gerisi felakettir..
Kürt hareketiyle Türkiye siyaseti arasında muhtemel bir ‘siyasi bütünleşme’, ya da entegrasyon, BDP’yi daha güçlü kılmayı ve zaman içinde de KCK’nın şehirlerdeki siyasi yapılanmasını zayıflatacak, BDP lehine eritecek, radikal kararlar almayı gerektiriyor.
Öcalan’la görüşme yasağının devam ettiği, devletin güvenlik anlayışının öne geçtiği bir dönemde,HPG’nin silahlı güçlerini ülke toprakları dışına çekmesini talep etmek, çok gerçekçi olmayabilir.
Ama eğer müzakerelerin yeniden başlaması ihtimal dahilindeyse, başlangıç için, devletin KCK operasyonlarını durdurması, ama KCK’nın da, Türkiye’deki, siyasi faaliyetlerini, müzakere sürecine katkıda bulunmak amacıyla, durdurduğunu açıklaması gerekir.
Radikal bir şeyden bahsettiğimin farkındayım.
Ama barış dediğiniz şey, bulunduğunuz yerden bir adım dahi geri atmayı göze almadan, gerçekleşen bir şey değildir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2012
3.09.2012
1.09.2012
30.08.2012
27.08.2012
25.08.2012
23.08.2012
20.08.2012
18.08.2012
16.08.2012