Şeyhmus DİKEN
Neredeyse elli gün oldu Özgür Gündem'de konuk Genel Yayın Yönetmenliği tüm hızıyla sürüyor. 42. gününde “görev” sırası bendeydi.
Sabah Beyoğlu'ndaki gazete binasının kapısından girdiğimde güleryüzle karşılanıp ikinci kata buyur edildim. Toplantı öncesi Ahmet Birsin'le memleket hallerine dair sohbetimizi "kaçak çay" eşliğinde yaptık. Sonra bütün "nöbetçi"lere yapıldığı gibi "neden" bu “nöbet işi”ne karar verildiğini ve “nöbetçi genel yayın yönetmenliği” deyince “ne düşündüğüm” başlığı altında röportajımızı verdik. Akabinde de saat on itibariyle gazetenin hergünkü "Gündem" toplantısına başlandı / başladık...
İlk izlenimimi ifade edeyim ki; öyle sanıldığı gibi konukluk filan yok. Ortamın sıcaklığı ve içtenliği de işin içine katılarak sanki yıllardır gazetecilik yapan arkadaşlarla aynı "işi" birlikte yapıyormuş gibi bir ortak çalışma ortamı gördüm. Hemen ilk dikkat çekeni ifade edeyim ki; kadın sayısı erkeklerden fazla, yani kadın eli ve kadın aklı hayli müdahil ve baskın olmuş Özgür Gündem'de, sevindirici.
Bir önceki günün gazetesi masaya yatırılıyor. Tashihten tutun, sırasıyla sayfa sayfa haberlerin kullanılış, görülme biçimleri ve içeriklerine vaıncaya kadar acımasızca tartışılıp eleştiriliyor. Herkes de öncesinde dersine iyi çalışmış, ne nerede nasıl yayınlanmış satır satır biliniyor. Doğrusu bu boyutta demokratik bir tartışma ortamı hem insana umut veriyor hem de insanın içini ısıtıyor.
Akabinde günün haber gündeminin başlıkları iller, bölgeler bazında ve genel olarak konuşuluyor. Devamında kim hangi haberi takip edecek, kim hangi sayfaları yapacak! Sonrasında artık herkes görev başına... Tabii benden de bütün “konuk” yönetmenlerde olduğu gibi istenen izlenim, değerlendirme yazımı yazmam üzere klavye başına...
Dönüp kendime bakıyorum ve geçmişe giderek Yeni Yüzyıl, Radikal'le sonra bianet'le başlayan ve ilk yazılarımın 1996'da çıktığı günden bu yana yirmi yıldır gazetelere, internet sitelerine yazma serüvenimi düşüneduruyorum. Bir anlamda profesyonel gazeteci olmadan sırf yazar kimliği üzerinden gazetecililik mesleğini yapan arkadaşlarla hemhal olmak sürecine takılıyorum…
İşin özü benim açımdan da tatlı bir sürpriz oldu. Bunca yılın amiyane tabiriyle en üst düzeyde "hışmına, gadrine, ezasına, cefasına" uğramış / uğratılmış Özgür Gündem'de konuk genel yayın yönetmeni olmak...
Özgürlük meselesinin somut talepkarlık meselesi olduğunu düşünenlerdenim. Şairin kelamınca "et ve ekmek" kadar somuttur özgürlük. Bu sebeple özgürlüğün yol arkadaşı barışla birlikte dile gelişinde / getirilişinde aslında kıymetli bir araçtır basın. Dolayısıyla basına muktedirin yönelmesi, zulmetmesi, engellemesi, blokaj uygulaması insanın en temel hakkı olan yaşam hakkı gibi haber hakkına da doğrudan müdahaledir. Ol sebepten bu hak ihlaline ve müdahaleye karşı olmak adına burada olduğumun halidir gazetede varlık sebebi hikmetim..
Bu vesileyle yakın günlerde okuduğum bir müebbetlik mahkum Doktor Ayhan Kavak'ın "İnkar" kitabının girişindeki çarpıcı vurgu ile sürdüreyim..
Kıta Amerikasının yerlileri 1969'da dayanırlar uzay araştırmaları ve çalışmaları yapılan NASA'nın kapısına "Duyduk ki astronotlar aya gidecek, orda bizim akrabalarımız var. Bir mektup yazdık. Gitmişken mektubumuzun akrabalarımıza verilmesini istiyoruz" derler. Tabii kovulurlar kapıdan, ertesi gün yine giderler ellerinde mektuplarıyla. Günlerce sürer bu durum. Sonunda NASA yetkilileri bakarlar ki olmuyor, tamam deyip alırlar mektubu ve yollarlar Kızılderilileri evlerine. Sonra da açarlar mektubu, içinde tek satır "Beyaz adam size kölelik anlaşması getiriyor. Sakın imzalamayın" diye yazıyormuş…
İşin özü de sözü de şu ki; ülke, hal ve ahval çok zor günlerden geçiyor. İnsana ve mekânına zulmediliyor. Yerinden yurdundan ediliyor hayatlar. Yetmiyor düşünceler ve dile getirilişi de suç addediliyor.
Ne denmesi beklenir ki mevcut duruma!
Kızılderililerin kelamından apartılmış bir vurguyla "yağma yok, imzalamayacağız, haksızlığa karşı duracağız" demek en doğrusu galiba...
Siz sağ ben selamet deyip ertesi günün nöbetini usta gazeteci Hasan Cemal'e devrettim.
Bir sonraki günde diğer genel yayın yönetmenlerinde olduğu gibi adeta “soruşturma rutini”ne döndürülmüş gibi benim günümün gazetesinin dolayısıyla benim de “soruşturmalık” olduğum haberini aldım.
Eh ne demeli, bunun da haber değeri var kanımca…
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları













































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.09.2025
26.01.2025
16.04.2024
1.01.2024
21.04.2020
27.10.2019
10.06.2018
16.09.2017
21.05.2017
15.02.2017