Sezin ÖNEY
“Azt a terem buráját”...
Macarca, “çalışmıyor, işlemiyor” gibi, Türkçeye tam da çevrilemeyecek bir laf.
Özellikle çocukların önünde küfretmemek için, kızgınlık ânında ağızdan kaçan kötü sözler yerine söylenmek için “icat edilmiş”.
Türkiye’nin bugünkü tuhaf hâllerine de çok uyuyor bu söz açıkçası.
“Askerî vesayetten, sivil vesayete geçildi” demek tam da açıklamıyor durumları. Sözkonusu olan, çok daha “derin” bir sorun.
Türkiye’nin halkın yarısından fazlasının oylarını alıp da seçilen, sürekli bir başarı grafiği olan bir siyasi hareketinin, ülkenin ilk tam manasıyla “sivil” iktidarının, ideolojisini otoriter bir yapıda betonlaştırması çok daha düşündürücü.
AKP’ye şimdiye kadar yapılan, İslamcılık eleştirileri yanlıştı.
AKP’nin sorunu dindarlık değil, muhafazakârlıkla gizlenen, “kadife eldiven içindeki demir yumruk” şeklinde bir otoriterlik.
“Artık Türkiye’de her şey konuşuluyor” deniyor; aslında hiçbir şey konuşulmuyor. Çünkü kamuoyu gündemine yansıyan ölçekte, sadece aynı şeyler tekrar edilip duruyor.
Gerçekten, gazetelerden, televizyonlardan, siyasi yorumculardan, siyasetçilerden, “ yeni bir şeyi” ne sıklıkla duyuyorsunuz?
Kürt Sorunu’nun çözümü, yeni anayasa gibi Türkiye’nin siyasi gündemindeki en belirleyici konularda, sivil toplumun en ufak bir belirleyici rolü var mı?
Kürt Sorunu, artık AKP ile PKK arasında kozların politik arenada paylaşıldığı bir güç savaşı.
Açlık grevi yapan insanlar da, taş atan çocuklar da, askerler de; herkes, her can bir piyon.
Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, “Sözkonusu vatansa gerisi teferruattır” uydurma“Ata sözü”nü (yani Atatürk sözünü), 2007’de diline pelesenk ettiğinde, aslında, “Sözkonusu güçse, can teferruattır” demeliydi.
Bu sözleri de, meşhur Dolmabahçe konuşmasında “iktidar selefi” Başbakan Erdoğan’a, “kulağa küpe”olarak devretmiş olmalı Büyükanıt.
Çok yazıkmış “askerî vesayete”; Genelkurmay başkanları, sadece belli zaman görevde kalabiliyordu.
Herhalde, Başbakan Erdoğan’a müthiş bir hasetle bakıyorlardır, onların yapamadıklarını “başardığı” için.
“AKP iktidar, PKK ana muhalefet”, “muhafazakâr maskeli otoriterlik” sürecinde, iki büyük tehlike var Türkiye’yi bekleyen.
Ama önce, “AKP iktidar, PKK ana muhalefet” sözlerini açıklayayım. AKP’nin gücüne tek “rakip” tanıdığı, PKK artık. Meclis öyle bir devre dışı bırakılıyor ki Başbakan Erdoğan tarafından, şu an AKP’nin politika oluşturma sürecinde, muhatap, referans aldığı tek güç odağı, aslında PKK.
Marx, “dönemin kavramlarının, yapıtaşları, tuğlalar gibi”, dile getirdiğimiz düşünceleri şekillendirdiğini ifade eden sözler söylemişti. Türkiye’de de, “PKK’yı muhatap alma”, polemik yaratan bir konu; tuğla gibi de ağır kullanılıyor eleştirmek için. Yazdıklarımsa, bu gibi güncel polemik kalıplarının dışında kalmaya çalışıyor; objektif, yargılamayan bir bakış açısıyla dile getiriyorum bu düşünceleri.
Türkiye’yi bekleyen ilk tehlike, bölgesel gelişmeler; Ortadoğu denen coğrafyada, zaman birden hızlanmaya başlayacağa benziyor.
Önümüzdeki kış, İran’ın “vurulacağına” dair güçlü emareler var.
Komplo teorileri ve “büyük oyun” siyasetlerinden, uluslararası “realist” politikalardan bahsetmiyorum.
Sudan’da son dönemde yapılan, İran’ın bombalanması öncesi askerî egzersizler olduğu söylenen “savaş” provaları...
Türkiye’de Malatya’ya dört milyar dolarlık “füze kalkanı” projesi...
Türkiye’ye artan sıklıkla gerçekleşen üst düzey ABD askerî ve istihbarat ziyaretleri...
AKP-PKK güç çekişmesinde de, İran’ın vurulması konusu kilit rol oynayacaktır.
Erdoğan’ın son dönemde, Kürt Sorunu ile ilgili ifade ederken ki, “Benden sorulur” tavırları, aynı yaklaşımın da “çözerse Erdoğan çözer” algısının yayılmasıyla toplumda aynen yansıtılmasını bu biçimde okuyalım bir de.
Hatta ABD Büyükelçisi Riccardione’nin “Türkiye’ye, PKK’nın lider kadrosuna yönelik bin Ladin operasyonu önerdik” sözlerini de, bu güç denkleminde, unutmamak lazım.
Türkiye’yi çevreleyen “Doğu” yayı, bu şekilde gerilirken, Kürt Sorunu’nun “insanın içinde” olmadığı, naftalinli Birinci ve İkinci Dünya Savaşı, Soğuk Savaş “realizmi” ile “çözülmeye” çalışılması, meseleyi, içinden onlarca yıl daha çıkılmayacak biçimde büyütür.
Türkiye’nin “büyük oyunu” buysa, böylesi bir politikanın, ülkenin iç dengelerine “atom bombasıyla müdahale etmekten” farkı yok.
Sonucunda öyle bir radyoaktif serpinti oluşur ki, nesiller boyu dertleri çekilir.
İkinci tehlike ise, AKP’nin gücünü bir yandan arttırıp, bir yandan on yılara yayacak bir “ölümsüzlük iksiri” peşinde koşması sürecinde, her türlü yaratıcı siyasi düşünceyi yok etmek için giderek sertleşecek, meşruiyetini kaybetmeyeceği ölçüde “terminatörleşebileceği” ihtimali.
Yaratıcılık derken...
Bosna’nın Visoko şehrinin yeni Belediye Başkanı Amra Babiç’i ele alalım. Babiç, bir ekonomist, savaşta eşini kaybetmiş. Dini bütün ve türban takıyor.
Babiç: “Ben Batı’yım, ben Doğu’yum. Müslüman ve Avrupalı olmaktan gurur duyuyorum. Ben, kültür ve dinlerin her şeye rağmen birarada yaşadığı bir ülkenin insanıyım, bundan da gurur duyuyorum. Bu saydıklarımın hepsi benim kimliğim.”
Babiç’in “akıllı ve işini bilen bir insan” olarak seçildiği söyleniyor; dindarlık, cinsiyet her şeyin ötesine geçen “ehilliği” yüzünden. Her kimlik ötesinde, insan olarak görülmek; bu da, toplumsal bir yaklaşım olarak önemli.
Biz de, Türkiye’de, “Azt a terem buráját” deyip durulalım daha nesiller boyu.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024