Sezin ÖNEY
Middle East Studies Association’ın (Ortadoğu Çalışmaları Derneği) bu sene Washington DC’de yaptığı yıllık toplantıda, en büyük ilgiyi IŞİD üzerine düzenlenen bir panel çekti. “ISIS: Future of Iraq and Levant” (IŞİD: Irak ve Levant’ın Geleceği) panelinde, yüzlerce dinleyici vardı; akademik bir toplantıda da, böylesi bir kalabalığın varlığı; IŞİD’in, bugün Ortadoğu’nun en ilgi çeken konusu olduğunu gösteriyor.
Levantveya Arapça adıyla “Maşrek”, malum, Toroslar’ın güneyinden itibaren Akdeniz’den Mezopotamya’ya, Arabistan Çölü’ne kadar uzanan geniş bir coğrafyaya verilen ad. Panelin başlığının da düşündürdüğü üzere Suriye, artık bu coğrafyada adı kalsa da, kendi var olmayan bir ülke.
IŞİD ise, çok yeni ve hakkında çok az verinin olduğu, akademik olarak çalışılması zor bir konu. Ancak, dünya genelinde, IŞİD uzmanı akademisyenler furyası başladı. IŞİD hakkında sosyal medya ve ana akım medyada yazılan her şeyi takip eden, biraz istihbarat çevrelerini, biraz gazetecileri kaynak alan bu yeni uzmanların söyledikleri birçok şey birbirleriyle çelişiyor.
Ortak kanaatte oldukları tek bir şey var; Irak ve Levant’ta, yıllarca sürecek bir savruluş başladı, sınırlar yeniden çizilecek, yeni ülkeler ortaya çıkacak ve bu esnada da çok canlar yanacak. Panelde ve dışında konuşan herkes, Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyada, Avrupa’da dünya savaşları döneminde yaşananlara benzeyen kanlı ve sarsıcı bir tarihi öngörüyor.
Ancak, bu coğrafyanın ortasında yükselen Irak Şam İslam Devleti ile ilgili yorum çok, veri az. Gazetecilerin, tüm Ortadoğu’da çalışma şartlarının zorlaştığı düşünülürse de, bilgi akışının değil IŞİD, hiçbir konuda iyiye gitmesini beklemek mümkün değil.
Amberin Zaman’ın önceki günkü yazısında konu aldığı, “Türkiye’nin sınır bölgelerinin gazeteciler için, IŞİD ve El Nusra gibi örgütlerin militanlarınca kaçırılma tehdidi yüzünden çok tehlikeli hâle geldiği” konusu, Washington’da da konuşuluyor. Hatta MESA’daki panelde de, Brandeis Üniversitesi’nde Profesör David Siddhartha Patel, bu meseleye özellikle değindi.
Artık her ülkeden gazeteciler ve uluslararası yardım örgütleri çalışanları tehdit altında; peki, IŞİD ve benzeri örgütlerin, Türkiye’de “rehine alma” tehdidi oluşturacak denli köklü bir ağ sahibi olmasına ne demeli? Bugün, gazetecilere yönelik tehdit, Güneydoğu ve sınır bölgelerinde deniyor; yarın öbür gün, tehdidin Türkiye’nin başka yerlerine yayılmayacağı ne malum?
IŞİD’in belkemiğini oluşturan faktörlerden biri, kaçakçılık ağları olarak gösteriliyor; sadece petrol değil, her türlü mal ve varlığın kaçakçılığının yapıldığı rotaların geçtiği yerler, IŞİD’in kontrolü altında. Kentucky Üniversitesi’nden Profesör Diane King’e göre bu ağlar da, Irak’taki tüm güçleri ilgilendiriyor; kaçakçılık da, ağları oluşturanlar arasındaki düşmanlıklara rağmen, IŞİD’in de katılımıyla sürüyor.
Eğer ki, belki de onlarca yıl sürecek bir savaş ortamından bahsediyorsak, çatışmaların odağındaki IŞİD, “ordusu olan bir terör örgütü” olarak nasıl bir tehdit oluşturuyor peki?
Bu sorunun asıl yanıtı bence Teksas Austin Üniversitesi’nden Profesör Gregory Gause’un dikkat çektiği noktada gizli; nasıl olup da, bu bölgedeki devlet yapıları uçtu gitti? Tamam, Irak ve Suriye, farklı farklı sebeplerle keşmekeş içinde; ama ya, “kurumlar” nerede? Ortada, “devlet” namına kalan hiçbir şey yok; adeta üfleyince “resmî” ne varsa uçup gidiyor.
İşin özünde, Suriye ve Irak’ın “güçlü adamları”, kendileri “devlet” olmaya çalıştı. Türkiye’de de benzer bir yönelim var. “Devlet” ve “tek lider ve tek parti” birleşiyor, tek ve aynı hâle geliyor. Tabii kurumlar da, giderek zayıflıyor. Giderek Suriye ve Iraklaşan, zafiyet içinde kurumlara sahip bir “devlet” yapısı olan Türkiye’yi günü gelince, “üfleyip” savuran çıkar elbette.
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024