Ümit Akçay
Trump dönemi hızlı başladı. İlk gününde pek çok alanda başkanlık kararnameleri yayınlayan Donald Trump, ABD’nin Dünya Sağlık Örgütü’nden ve Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesi gibi pek çok kritik karara imza attı.
İlk günkü pakette henüz gümrük tarifeleri ile ilgili bir düzenleme yok ve diğer önlemlerin detayları henüz net değil ancak genel bir paket olarak baktığımızda, 20 Ocak 2025’in 1945 sonrası bizzat ABD tarafından kurulan, kural temelli liberal uluslararası sistemin sonlandığı tarih olduğunu söyleyebiliriz.
Bunun nedenleri ve olası sonuçları hakkında önümüzdeki dönemde daha sıklıkla tartışmamız gerekecek. Ancak bu yazıda, ikinci Trump döneminin Türkiye açısından ne anlama geldiğini tartışacağım. Özellikle Türkiye gibi bölgesel güç olma iddiası olan bir ülkenin Şimşek programıyla daha ne kadar gidebileceği konusu, önümüzdeki dönemdeki temel sorulardan biri olacak.
BÜYÜME/BİRİKİM MODELİ VE DIŞ POLİTİKA SEÇENEKLERİ
Krizin Gölgesinde En Uzun Beş Yıl’da, bir ülkenin dış politikada daha etkin olma kapasitesini belirleyen etkenlerden birinin de o ülkenin büyüme modeli olduğunu belirtmiştim. Konuya bu açıdan giriş yapabiliriz.
Büyüme modelleri literatüründe sermaye girişleriyle finanse edilen borç temelli büyüme modelinin zıttı olarak, ihracata dayalı büyüme modeli gösteriliyor. Basitleştirmek adına bu iki seçeneğin farklı türlerini görmezden gelerek düşünmeye devam edelim. Demek ki, ülkedeki ekonomik büyüme sermaye girişleriyle finanse edilmiş iç talebe ya da ihracata yani dış talebe bağlıdır.
İlk seçeneği ele alırsak; sermaye girişlerine bağımlı bir ekonomik yapının varlığında ekonomik büyüme için iki temel kriter söz konusudur: Hegemonik güçle iyi geçinme ve yüksek faiz (dikkat ederseniz burada ‘demokrasi yoksa yatırım gelmez’ gibi afaki varsayımlar söz konusu değil). Bağımlı bir ekonomik yapıda, genellikle bunlardan biri olmadı mı diğeri işe yaramaz.
İkinci seçeneği düşünürsek: İhracata dayalı bir büyüme modeli varsa, büyüme için yine iki kriter söz konusudur: Hegemonik güçle iyi geçinme ve rekabetçi bir sanayi yapısı. Yine bağımlı bir ekonomik yapıda, genellikle bunlardan biri olmadı mı diğeri işe yaramaz.
ÜLKE ÖRNEKLERİ
Yukarıda özetlediğim teorik modeli somut ülke örnekleriyle açıklamak daha yerinde olacak. İlk seçeneği, yani büyümenin sermaye girişleriyle finanse edilmiş iç talebe dayandığını düşündüğümüzde, aklımıza Türkiye gelebilir.
2018’deki ‘Rahip Brunson Krizi’ ya da Trump’ın 2019’da yaptığı ‘çizilen çerçeveyi aştığını düşünürsem Türkiye ekonomisini yerle bir ederim’ açıklaması, takip edilen ekonomik modelin bir ülkenin dış politika seçeneklerini nasıl sınırladığını gösteren örnekler olarak düşünülebilir. Bu süreçle başlayan ancak 2021’deki faiz indirimleriyle daha kuvvetli bir şekilde uygulanan ekonomi politikalarının, bir yanıyla da bölgesel güç olma iddiaları ya da güvenlik endişeleri nedeniyle hegemonik güçle sürtüşmeyi göze almanın bir parçası olarak uygulandığını düşünebiliriz. Bu ekonomik denemenin neden başarısız olduğunun detaylarını Krizin Gölgesinde En Uzun Beş Yıl’da tartışmıştım, o nedenle detaya girmiyorum. Bu yazıdaki konumuz açısından Türkiye deneyiminden çıkan sonuç şu: Hegemonik güçle çıkarların ayrışıyorsa ve sürtüşmeyi öngörüyorsan, sermaye girişlerine dayalı modellerden uzaklaşman gerekir.
Yukarıdaki teorik modeldeki ikinci seçeneği, yani büyümenin ihracata ve dış talebe dayandığını düşündüğümüzde aklımıza Almanya, Japonya, Güney Kore ya da Çin gelebilir. Sıraladığım ilk üç ülke, hem hegemonik güçle iyi geçinme hem de rekabetçi bir sanayi yapısına sahip olma koşulunu sağlıyor. Bu nedenle güçlü ekonomik büyüme performansı sergiliyorlar.
Bu kategorideki ülkeler için sorun dış talepteki kesintiler ya da sanayilerinin rekabetçi yapısını kaybetmesidir. Dünya ekonomisindeki durgunluk, serbest ticaret önündeki engellerin artması ya da rakip güçlerin gelişimiyle pazar paylarının daralması, dış talebin ve dolayısıyla da büyümenin yavaşlamasına neden olabilir.
Ancak dış politika boyutunun önemli olduğu örnek Çin’dir. Zira bu örnekte ihracata dayalı bir büyüme modeline sahip olmanın, hegemonik güçle sorun yaşanması durumunda, büyümede aksaklıklar çıkmasını engelleyemeyeceği görülebilir. Trump yönetiminin Çin’e karşı koymayı planladığı yüksek gümrük vergileri, ihracata dayalı modele sahip olmanın kendi başına başka sorunları çözmeye yetmeyeceğini gösteriyor.
Ancak ilk seçenek ile ikincisini karşılaştırdığımızda, hegemonik güçle çıkarı ayrışan ülkeler açısından yine de ikinci seçeneğin daha fazla hareket alanı sağladığı söylenebilir. Neticede konuştuğumuz, ülkelerin emperyalist hiyerarşide hangi basamakta olduğu.
TRUMP DÖNEMİNE ŞİMŞEK PROGRAMIYLA GİRMEK
Bu teorik model ve ülke örnekleri ışığında ikinci Trump döneminin Türkiye’ye olası etkilerine bakarsak ne görebiliriz?
2023 seçimleri sonrasında, bir ödemeler dengesi krizi riskini azaltmak üzere göreve getirilen Mehmet Şimşek’in uyguladığı ekonomi politikası, sermaye girişleriyle finanse edilen ve iç talebe dayanan büyüme modeline dönüşü öngörüyor. Her ne kadar ithalattaki ve enerji fiyatlarındaki gerilemeler nedeniyle kısa dönemde net ihracatın büyümeye yaptığı katkı pozitife geçmiş olsa da, bu bir model değişikliğinden çok, ekonomik durgunluk anlamına geliyor. O nedenle, Şimşek modelinin 2013 öncesine dönme özlemine dayandığı söylenebilir.
Türkiye gibi bölgesel güç olma iddiasında olan bir ülkede ekonomik büyümenin hatta enflasyonu kontrol etme stratejisinin sermaye girişlerine bağımlı olması, ülke içi gelişmelerin, ülke içindeki aktörler tarafından kontrol edilemeyen (dış) gelişmelere bağlanması anlamına geliyor. Bu daha genel olarak bağımlı gelişme modelinin ya da daha özel olarak bağımlı finansallaşma modelinin bir sonucudur.
Bu şartlar altında, Şimşek programını takip eden Türkiye’nin ikinci Trump dönemindeki seçenekleri oldukça sınırlıdır. Tekrarlayalım: mevcut modelde ekonomik büyüme (ve de enflasyonu düşürme planı) sermaye girişlerine; sermaye girişleri de hegemonik güçle iyi geçinmeye ve yüksek faiz getirisi sunmaya bağlıdır. Bu nedenle, Erdoğan yönetimi açısından, Trump yönetimi ile herhangi bir konuda anlaşmazlık yaşamanın maliyeti, bizzat takip edilen Şimşek programı nedeniyle, çok daha yüksektir.
Bu durum bizi, ucu açık iki sonuca yönlendiriyor: Ya Suriye’de (ve diğer alanlarda) ABD çıkarları ile çelişmeyen ve hatta bölgesel güç olma iddialarını ancak ABD şemsiyesi altında sürdürmeye çalışan bir politika göreceğiz ya da Şimşek programının yeni bir dış şok ile sonlanmasını. Her iki seçeneğin de gerek Türkiye’deki iktidar bloku ve muhalefet arasındaki ilişkilerin, hem de başta Suriye olmak üzere Türkiye’nin bölgesel etkisinin geleceği açısından kritik etkileri olacaktır.
Bu konunun detaylarını tartışmayı sürdüreceğim.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.10.2025
25.10.2025
12.10.2025
5.10.2025
30.09.2025
21.09.2025
14.09.2025
9.09.2025
17.08.2025
10.08.2025