Ümit KARDAŞ
İç hukuk yollarından sonuç alamayan birçok kayıp yakını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. AİHM’de görülen davalar sonucu Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin çeşitli maddelerini ihlal ettiği için mahkûm oldu.
AİHM, Türkiye’nin AİHS’nin madde 2 (Yaşam Hakkı), madde 3 (İşkence Yasağı), madde 5 (Özgürlük ve Güvenlik Hakkı), ve madde 13 (Etkili Başvuru Hakkı) gibi düzenlemelerini ihlal ettiğini birden çok davada tespit etti.
Bu davalar yakın geçmişte yaşadığımız bu insanlık suçunun belgelenmesi açısından da önemli bir rol oynuyor.
AİHM, Türkiye’deki gözaltında kayıp davalarına, faillerin devlet kolluğu oluşu, tutuklamanın gizlenmesi, inkârı ve çoğu kez işkence ve öldürmeyle beraber olması, rejim/hükümet muhaliflerinin bazılarını elimine etmek ve bununla diğer muhaliflere gözdağı verip sindirmek gibi özellikleriyle Latin Amerika’daki gözaltında kayıplara benzerliğini göz önüne alarak kararlar verdi.
Kayıp yakınları geçiş dönemi adaletinin unsurlarıyla örtüşen taleplerini şöyle sıralıyorlar:
-BM Sözleşmesi’nin imzalanıp, yürürlüğe sokulması,
-Faillerin tespitiyle yargılanmaları, af, zamanaşımı gibi nedenlerden yararlanmamaları,
-Devletin yaşananlardaki azmettirici rolünü kabul ederek suçunu açıkça ikrar etmesi,
-Devletin kayıp yakınları başta olmak üzere tüm toplumdan özür dilemesi,
-Baştaki koşullar yerine getirildikten sonra maddi ve manevi zararın tazmin edilmesi.
Zorla kaybedilenlerin acı çığlığı olan Cumartesi Anneleri kendilerinden hoyratça koparılan ve kaybedilen çocukları için adalet istemekteler. Onlardan geride kalan ne varsa onu talep etmekte, kuşkusuz faillerin kendileriyle ve toplumla yüzleşmelerini ve yargılanmalarını beklemekteler.
Arjantin’deki “Kirli Savaş” sırasında da, 1976’dan 1983’e kadar, faşist rejim muhalif insanları kaçırdı, işkence yaptı ve öldürdü. Rejimin kaybettiği bu insanlar için itiraz eden her kadının, hükümetçe ellerinden alınan en az bir çocuğu vardı.
Plaza de Mayo Anneleri'nin başlangıcı, 30 Nisan 1977 tarihinde başkanlık sarayının yakınlarında protesto düzenlemek üzere 14 kadının toplandığı eylem olarak kabul edildi.
Bir aradayken güçlüydüler ve başlarına beyaz eşarplar bağlayarak halkı da yanlarına aldılar; bu eşarplar, zaman içerisinde onların sembolü haline geldi.
Kaybedilen çocukların, gençlerin, aydınların akıbetini askerî cunta ve sonraki sağ iktidarların oluşturduğu faşist rejimden sormaya başladılar.
Arjantin’de de beyaz baş örtüleri ve “Never Forget/Never Forgive” sloganlarıyla bütün dünyanın tanıdığı Plaza Del Mayo Anneleri şiddet içermeyen eylemler yapmak üzere her hafta perşembe günü Mayıs Meydanı'nda toplanıyorlar.
Annelerin bu eylemi, halktan birilerinin, rejimin acımasızlığına karşı ilk defa yapılan bir itirazdı. Kayıp çocuklarının resimlerini taşıyan annelerin bu hareketi giderek büyüdü ve kaybetme yöntemini sistemleştirmiş ülkelerde de yayıldı.
Daha sonraki yıllarda Arjantin suçluları yargı önüne çıkartma ve mahkûm etme basiretini gösterdi. Halen kayıplarını bulamayan 80’li yaşlara gelen annelerin eylemleri aynı şekilde devam etmekte.
İçimi acıtan bu kayıplara 1991’de yayımlanan “Yaşamın Şiirini Yazmalı” isimli şiir kitabımda “Plaza de Mayo’nun Anneleri" başlıklı şiirimle ses verdim.
Bir gece aydınlığı göremedi / Gözleri kapandı sabahlara / Yüreğinde sımsıcak bir korku / Alıp götürdüler / Koymak için karabasanlara / Ve ağladılar / Plaza de Mayo’nun anneleri / Korkuyla /umutla / cesurca--- Yüreğindeki sevginin / Gecelerce dağlanışında / Teninde kanıksadığı/ acılarında / Zorbalığa meydan okuyan / her haykırışında / Ve uyandılar düşlerinden / Plaza de Mayo’nun anneleri / Kaygıyla / kıvançla / onurla---- Yitip gitti sonsuzluğun içinden / Susmayan bir yankı gibi / Karışmıştı ruhu yüzlercesiyle / Artık günah çıkarıyordu / Mezarlıkların bekçileri / Ve dimdik başlarını kaldırdılar / Plaza de Mayo’nun anneleri / Acılardan / özverilerden / uzatarak ellerini
Cumartesi Anneleri eylemi 21 Mart 1995'te gözaltına alınıp 55 gün kendisinden hiçbir haber alınmadıktan sonra, cesedi kimsesizler mezarlığında bulunan Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak’ın ailesiyle birlikte Galatasaray Meydanı'nda ortaya koyduğu itirazla başladı.
Rıdvan Karakoç’un işkence edilmiş bedeninin de bulunması üzerine bir grup insan hakları savunucusu ve kayıp yakınının da dahil olmasıyla 27 Mayıs 1995’ten itibaren “Gözaltında kayıpların akıbeti açıklansın, sorumluları yargılansın ve bu topraklarda bir daha hiç kimse kaybedilmesin” talebiyle sürdü. Annelerin mücadelesine İnsan Hakları Derneği de sahip çıktı.
1996 Mayıs’ında ilk defa Cumartesi Anneleri’nin ev sahipliğinde, Plaza De Mayo Anneleri’nin de katılımıyla “Gözaltında Kayıplar Kurultayı” yapıldı.
Devletin ideolojik aygıtlarının karşı stratejilerine rağmen eylemin şiddet barındırmadan devam etmesi ve kamuoyunun desteğini almaya başlaması devlet iktidarının daha da sertleştirmesine sebep oldu.
Kayıp yakınlarının ve destekçilerin daha meydana varmadan polis şiddetine maruz kalması meydanda oturma eyleminin şiddet kullanarak engellenmeye çalışılması ve toplam 1093 kişinin gözaltına alınması üzerine 13 Mart 1999’da 200. haftada Galatasaray’daki Cumartesi Anneleri’nin sessiz oturma eylemlerine ara verildi.
Ergenekon davası dosyasında ortaya çıkan belgeler ve JİTEM itirafları üzerine Cumartesi Anneleri eylemlerini, Galatasaray Meydanı’nda eski formatında 31 Ocak 2009’da tekrar başlattılar.
Cumartesi Anneleri, meşru bir taleple, doğrudan ve şiddetsiz bir eylem tarzıyla her Cumartesi, Galatasaray Meydanı'nda insan hakları ve adaletten yana herkesin birlikte oturmasına imkân vererek hak arama alanını genişletti.
Arjantin’deki cunta döneminde kaybedilen yakınları için her hafta Plaza de Mayo meydanında buluşan annelerden esinlenen Cumartesi Anneleri Hareketi nöbet tutma eylem pratiğini başlatarak Türkiye’nin en uzun soluklu eylemi haline geldi.
Cumartesi Anneleri sadece kendi kayıpları için değil, herkes için hakikati aramayı ve bu çabayı varlıklarıyla kamusal alana taşımayı başardılar. Cumartesi Anneleri geleneksel kadınlık hallerini dönüştürüp kamusal alana çıkmanın dışında siyasal özne haline geldiler.
Ancak 23 yıldır mücadele veren Cumartesi Anneleri'nin Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirdiği buluşma ve oturma eylemi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun talimatıyla Beyoğlu Kaymakamı tarafından 700. haftasında dağıtıldı ve gözaltına alınanlar oldu. 15 haftadır Galatasaray Meydanı’na yürüyüşler polis zoruyla engelleniyor.
Kaybedilenlerin akıbetinin açığa çıkartılmadığı ve yargısal süreçlerin cezasızlığa dönüştüğü bir yerde şiddet yöntemini kullanmayan bir sivil hareketi engellemek hak ve özgürlüklerin özüne ve demokratik değerlere yönelik bir bastırmadır.
Beyoğlu Kaymakamlığı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun emriyle Cumartesi Anneleri’nin 700. hafta oturumunu yasakladı. Alanda oturmak isteyenlere biber gazı ve boyalı mermiyle müdahalede bulunarak çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. Beyoğlu Kaymakamlığı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun emriyle Cumartesi Anneleri’nin 700. hafta oturumunu yasakladı. Alanda oturmak isteyenlere biber gazı ve boyalı mermiyle müdahalede bulunarak çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. Beyoğlu Kaymakamlığı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun emriyle Cumartesi Anneleri’nin 700. hafta oturumunu yasakladı. Alanda oturmak isteyenlere biber gazı ve boyalı mermiyle müdahalede bulunarak çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. Lübnanlı felsefe yazarı, ressam, şair Halil Cibran’ın dediği gibi “Barış ancak insanlar adil olduğunda mümkündür.” Kendi kişisel tutarlılığını savunan birey adaletsiz olduğunu söylediği bir uygulamayla işbirliği yapamaz.
Hakikat, adalet, özgürlük ve insaniyet en yüksek insani değerlerdir. Bu nedenle bu yüksek insani değerleri savunarak adaleti gerçekleştirmeye çalışırsak ancak geleceği bunun üzerinden inşa edecek süreci başlatabiliriz.
İnsan hakları ihlalleri mağdurlarının acısının bütün toplum tarafından paylaşılması, itibarlarının iade edilmesi ve hakikatin ortaya çıkması sağlanabilirse insanlar ancak yüzlerini geleceğe çevirebilirler.
Barışa yönelik bir gelecek umudu yaratmak geçmişle yüzleşip, acıları azaltacak bir adaletin sağlanmasına bağlı. Yazımı 22 yıl önce 18 Mayıs 1996 tarihinde Cumartesi Anneleri için yazdığım bir şiirle bitirmek istiyorum.
Gri bir sabah / sisler içinde / Gölgelerde hüzün / Islak kaldırımlarla / mezar taşları tanık / Bir bebeğin süt akan memelerden / koparılışı kadar hoyrat / Ya çarmıhında işkencenin / Ya kalleşliğinde kör bir kurşunun / Yaşamdan bir yıldız gibi akıp / sonsuzluklarda kayboldular / Titredi vicdanı evrenin / titredi dağ / Püskürdü volkan / akrep kendini soktu / ısırdı dilini engerek / Utandı ağaç heybetinden /güvercin boynunu büktü / Ve suskun / ve duyarsız / ve yüreğinde nasır / Sustu lider bozuntusu / sustu politika aymazı / para simsarı sustu / Aydınım diyen bilinç / yaşamı savunan sanatçı sustu / Oysa çığlık çığlığaydı / anaların yüreği / Çünkü onlar yaratıcıydılar / Çünkü emeğin ve özverinin / Çünkü onlar yaşamın / Çünkü onlar geleceğin anneleriydiler
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları






















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.10.2025
1.10.2025
7.09.2025
1.09.2025
27.08.2025
7.08.2025
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025