Yüksel TAŞKIN

Yüksel TAŞKIN
Yüksel TAŞKIN
Tüm Yazıları
Demokratizmin iflası mı
5.02.2015
2319

 1990’lar Türkiye’sinde muhalif entelektüellerin çoğunluğu, demokratikleşme söyleminden meşruiyet devşiriyorlardı. “Demokratizm” denebilecek anlayış, “ideolojilerin öldüğünü” veya etkisizleştiğini; demokrasinin “kasabadaki tek oyun” hâline geldiğini savunuyordu.

Ülkemizde Demokratizmin en ateşli savunucuları, eski Marksistlerden çıktı. Avrupa’da Marksizm’den sosyal demokrasiye veya yeşillere “dönülürken”; Türkiye’de liberal demokrasiye dümen kırıldı.

Önce “piyasanın erdemleri” üzerinden bir ekonomizm dalgası yaşandı. Herkes ekonomist kesildi. Ardından demokratikleşme, bu entelektüellerin sihirli değnekleri hâline geldi.

Marksizm’den sosyal demokrasi gibi ara istasyonları atlayarak liberalizme geçiş yapanların eski mahallelerinden getirdikleri bazı alışkanlıkları vardı: Fazlasıyla deterministiler. Yani, “doğru siyaset tarzıyla doğru sonuçların” alınacağına dair naifliklerini korudular.

Türkiye’de liberalizm köklü bir gelenek olmadığı için, “doğru liderin” gelip onların “doğru reçetelerini” uygulamalarını beklediler. Özal, onların çizgisine biraz yanaştığında “büyük reformcu” oldu. Oy kaygısıyla veya meşrebi gereği liberalizme mesafe aldığında ise “otoriterleşti”.

Aynı şey Erdoğan için de geçerliydi. Erdoğan hep aynı Erdoğan’dı aslında.

Liberaller, Yeni Demokrasi Hareketi’yle partileştiler ve ilk seçim yenilgisinde pes ettiler. Keşke etmeseydiler.

Liberallerin determinizmi, demokratikleşme sürecinin kaçınılmazlığına iman etmelerini getirdi. Yani doğru lider ve siyasetle Türkiye demokratikleşmesini nihayetlendirebilecekti.

Aslında bu bizdeki liberallere özgü bir aldanış değildi. Küreselleşme dalgasıyla liberal demokrasilerin nihai zaferine dair ciddi bir iyimserlik oluşmuştu.

Ama son dönemde bu iyimserlik dağıldı. Liberal “‘Yetmez Ama Evet’çilerin” yanılgıları da bu bağlamda değerlendirilmeli. “Hainlik” gibi basit yaftalamalarla değil.

Onların demokratikleşme sürecinde son durağa yaklaştığımıza dair iyimserlikleri küresel ölçekli bir liberal yanılgıdan ayrı anlaşılamaz.

Son dönemde demokratikleştiklerine inanılan ülkelerde otoriter rejimlerin peydahlanmaları, küresel bir durumla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.

Peki, ne oldu? Bana göre kültürlerin ideolojikleşerek siyasete ağırlıklarını koymaları, hem liberalizmi hem de sosyal demokrasiyi zor durumda bıraktı. Dinler de bu ideolojikleşme sürecine kapıldılar.

Küreselleşmenin ilk aşamalarında insanların kendi kültürlerine kapanmaları anlaşılırdır. Zamanla kültürler arası ara geçişleri mümkün kılacak kamusallıklar güçlenecektir.

Ama şimdilik kültürün siyasete büyük bir geri dönüş yaptığı bir devreye girmiş durumdayız. Kültürün ideolojikleşmesi, siyaset yoluyla makro kültürel dönüşüm taleplerinin canlanmasına yol açıyor.

Bugün AK Parti’nin icraatları da bahsettiğimiz kültüralizm dalgasıyla örtüşüyor. Hindistan’da da benzer bir süreç, Hindutva hareketi üzerinden tecrübe ediliyor. Bizdeki adı ise “medeniyetçilik”.

Giderek çoğullaşan ülke ve dünya koşullarında, kültürün ideolojikleşerek siyasal alanı egemenlik altına alması, korkunç bedeller ödetir. Çıkmaz sokaktır.

Liberal demokrasinin bir başka yanılgısı da, küreselleşmenin regülasyon mekanizmaları olmadan işleyebileceğine dair ideolojik körlüğüydü.

Bir bakıma “kültürün dönüşü”, liberalizmin piyasayı mutlaklaştıran körlüğünden ayrı düşünülemez. Küreselleşme dalgasını düzenleme, kontrol etme ihtiyacını yok sayan liberalizm, bugünkü insani trajedilerin de önünü açtı.

İnsanların kaos karşısında en tanıdık alana, kültürlerine çekilmeleri anlaşılırdır. Ama kültürü mutlaklaştırarak başkalarını yok saymak, bugün Ortadoğu’daki manzaraları kaçınılmaz kılar.

Tam da bu nedenle ve tüm yanılgılarına rağmen liberal demokrasi için zemin hâlâ elverişlidir. Bana göre küreselleşmeyi insanlık yararına düzenleme, denetleme ihtiyacı, sosyal demokrasiyi daha değerli kılıyor…

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar