Melih ALTINOK
Çözüm Süreci konusunda dün en yetkili ağızlardan umut verici beyanatlar geldi.
Sabah saatlerinde İmralı’dan dönen heyetle görüşen sürecin yöneticilerinden Yalçın Akdoğan şunları söyledi:
“Süreç güçlü bir siyasi irade ve kararlılıkla sürüyor. Nihai sonuca ulaşmak için güven ve iyi niyet temelinde görüşmeler hız kazanmış durumda.”
İmralı Heyetinde yer alan Sırrı Süreyya Önder de Öcalan’ın iradesini yansıttığı aşikâr olan şu cümleleri kurdu:
“Gelinen nokta itibari ile önemli bir kriz sürecini geride bıraktığımızı söylemek istiyoruz. Üzerinde konuşacağımız şeyler ve izleyeceğimiz yöntem hakkında mutabakat oluşturduk.”
Dün bu olumlu hava eserken Nusaybin’den bir saldırı haberi geldi. TSK’ya ait seyir hâlindeki bir araca düzenlenen mayınlı saldırıda 7 asker yaralandı.
Nasıl da kör gözüm parmağına bir sabotaj değil mi? Sadece ve sadece “devletin fazla taviz verdiği” türünden kışkırtmalarla Çözüm Süreci’ni durdurmaya çalışanların ekmeğine yağ sürecek bir girişim…
Tamam, sırtını İran’ın topçu birliklerine verip bölgedeki envaiçeşit emperyalist devletle iş tutan ve en az onlar kadar emperyalistleşen Kandil megali idealar peşinde.
PKK komutanları ne Orta Doğu’da silahsız bir örgüt konumuna düşmek istiyorlar ne de Türkiye toplumuna karşı aciz görünmek.
Bu yüzden de, tıpkı Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde olduğu gibi, hükümet ne zaman önlerine somut bir çözüm taslağı koysa, İmralı’nın iradesini tali göstermek için sabotaja soyunuyorlar.
Ama nereye kadar…
Süreçte gelinen aşama Öcalan’ı bile şaşırtıyorken…
Devlet çok açık bir şekilde, Kürt sorununun çözümü noktasındaki temel talepleri garanti ediyor. Eşit vatandaşlık, yeni, sivil ve demokratik bir anayasa, AB normlarında yerel yönetimlerin güçlendirilmesi vs. Hatta Hükümet, egemen Kürt siyaseti için çok önemli olan Suriye konusunu “parantez içine” almayı bile kabul etmiş durumda.
Ordu savunma dışında operasyon yapmıyor. Tüm bunların yanı sıra, sürecin takvimi de aylar önce Bakanlar Kurulu kanalıyla garanti altına alınmış durumda.
Hatta Öcalan’ın bile, devletin çözüm sürecindeki ezber bozan demokratik dönüşümüne şaşkınlığını gizleyemediği, zaman zaman yakın çevresine “hükümetin bu cesur iradesi bazı çevreleri rahatsız eder” dediği biliniyor.
Hâl buyken, Kandil’in komutanları her fırsatta “süreç somutlaşmalı” diyorlar. “Neyi kastediyorsunuz” denildiğinde ise “imha ve inkâr süreci bitsin gibi” 90’larda yaşayan birinin sıralayacağı sloganların dışına çıkamıyorlar.
Ancak meşrulaşan barış iradesinin tüm siyasi konforları buharlaştırdığı bir dönemdeyiz. Böylesine bir atmosferde, daha önce maksimalizm olarak tolere edilen Kandil’in komutanlarının klişeleri, artık “bir lüks” olarak sırıtıyor.
Türkiye halkları, israfa kaçan bu konforun bedelini artık, canı, malı ve geleceğiyle ödemek istemediğini ilk seçimde muhataplarına layıkıyla gösterecektir.
Hareketin siyasi temsilcileri de barışı, sandığı ve meşruiyetlerini önemsiyorlarsa kendilerine dayatılan Cemaat güdümlü amorf ittifak formüllerini bırakmalı. Acilen çözüme dünden razı tabanlarının sinesine dönmeli.
Artık “Diyalog kurulacak son kuşağız” sakızını tükürüp, kapalı kapılar ardında tekrarladıkları “barışın sandık riskini üstlenen son hükümet de bu” kabulünü muhataplarına anlatmanın bir yolunu bulmalı.
Ümit Fırat paralele sığmaz
14 Aralık Operasyonunu protesto etmek için imzaya açılan metnin altında Ümit Fırat’ın ismini görünce şaşırdım. A Haber’deki "Canan Barlas’la Gündem" programında da şaşkınlığımı dile getirdim. Paralel yapının her türlü katakullisine alışık olduğum için “bu işin içinde mutlaka bir iş olmalı” dedim. Ardından, her türlü vesayet girişimine karşı net tavrını bildiğim Fırat’tan, hukukumuza dayanarak bir açıklama beklediğimizi söyledim.
Yanılmamışım. Fırat kendisine telefonda “Biz aşağıda imzası olanlar, medya ve düşünce özgürlüğüne yönelik her türlü müdahaleye karşı çıkıyoruz” biçiminde bir metin okunduğunu ve yalnızca buna evet dediğini belirtiyor.
Ertesi gün gazetelerde tam metni görünce huzursuz olmuş. Fırat, ilkesel yaklaşımının, ırkçı ve ayrımcı ifadeleri her platformda eleştirdiği malum diziyi savunma noktasına kadar çekilmesinin kabul edilmez olduğunu söylüyor.
Aşırı hassasiyetle Fırat gibi bir demokratı yargısız infaz eden arkadaşlardan ricam, Fırat’ın geçmişiyle uyumlu bu izahatını değerlendirmeleri.
Buradan hepimizin çıkartacağı ders ise, telefonun, gizlice dinlemeyi alışkanlık edenlerle iletişim sağlarken de güvenli bir araç olmadığı.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019