Melih ALTINOK
Kurumuş at boku gibi sert olduğum günlerdi. Daha önce tanışmadığımız halde tek bir referansla, Ankara’ya geldiğimde bana evini açan Mevlüt abiye çarptıkça ufalanıyordum. Ama farkında değildim.
Mevlüt abi biyologdu ama benim diyen sosyal bilimciye taş çıkartacak kadar felsefeye, siyasal düşünceler tarihine, sosyolojiye hakimdi. Amentüm Marxizmi de, öğrenme ihtiyacı duymadığım halde küçümsediğim liberalizmi de bende çok çok iyi biliyordu.
Hepsinden önemlisi gördüğüm en güler yüzlü adamdı. Yetiştirme yurdunda büyümesi, aksak ayağının acısı armağan etmişti bu yaşam sırrını ona sanırım.
Beni en çok sinir eden şey de buydu. Çünkü sürekli tartışıyorduk. Ve o gülümseyerek, formüllerini “ezbere” bilmemin verdiği öz güvenle attığım sloganlarımı eziyordu.
Bir gün yemek masasında “Ben seni hiç ders çalışırken görmedim” dedi. Ben de tabii “parasız, bilimsel, özerk, demokratik üniversite mücadelesinden” dem vurdum.
“Allah korusun” dedi, “Öyle bir eğitim sistemi olsa haliniz nice olurdu kim bilir. Aslında siz istediğiniz şeyden korkuyorsunuz. Bırakın dağınık kalsın da, hiç olmazsa bir diploma sahibi olun.” Ardından patlattı kahkahayı.
Aradan 15 yıl geçti. Frenle olmasa da reform sürecini vitesle yavaşlatan AK Parti karşısındaki muhalefette Mevlüt abinin karikatürünü çizdiği çocuğu görüyorum şimdi. Ben de gülüyorum.
Fakat keşke direnip, “hafızlığa” devam etseydim de hâlâ ona karşı kızgınlığımı koruyabilseydim.
Zira gülmeye başladığımdan beri üzüntüm arttı.
Eskiden siyah beyaz gördüğüm dünyanın geçişken renklerden oluştuğunu fark ettikçe, renk körlerinin analizleri daha fazla canımı sıkmaya başladı.
Fakat kimilerimiz gülümsemeleriyle karamsarlaşırken, asık suratlarıyla içten içe sevinenler var.
Hükümet, Kürt sorununun çözümü için tüm demokratların desteklediği açımları yaparken, müzakere sürecini işletirken bırakın desteklerini esirgemeyi, bizzat köstek olanlardaki müthiş heyecandan bahsediyorum.
Zamanında risk alıp hükümetin bu iyi niyetli ve önemli adımlarını “yetmez ama evet” diyerek destekleyenler, AK Parti’ye eski günlerini hatırlatıyor.
Onlarsa adeta eskiyi unutturup, Alper Görmüş’ün tabiriyle hükümeti denize düşürüp yılana sarılmaya mecbur etmekle meşguller.
Bizler partinin Uludere’deki, ÖYM’ler konusundaki anlaşılmaz tavrından reform sürecinin bekası adına telaşlanıp gidişatı eleştiriyoruz. Yani AK Parti’nin demokrat-reformcu çizgisinden kaymasından kaygılanıyoruz.
Muhalefet ise gidişattan çok memnun. İdris Naim Şahin zihniyetinin partiye hakim olmasını ellerini ovuşturarak, dünün reform sürecini değersizleştirmek için kullanıyorlar.
Hükümetin sertleşmesinden medet umuyorlar.
Çelişkiler keskinleşecek ya...
Bu durumu siyasi rekabetle açıklamanın mümkün olduğunu düşünmüyorum. Yalnızca “Biz demiştik” demek için ülkenin adım adım yangın yerine dönmesine sevineceklerini ise inanmak istemiyorum.
Zira delilik bu.
Sözünü ettiğim ruh halini anlamak için, 12 Eylül Referandumu’nda “Yetmez ama evetçilere” peçeteciler diyen ve milletvekili de olan bir “muhalifin” sözlerine bakmak yeterli belki de:
“Sağın yapısı gereği insanlığın hayrına bir şey yaptığı görülmemiştir. Çünkü kapitalizmin hizmetindedir.”
Ne demek Allah aşkına bu şimdi? Çocuk da değilsiniz ki, heyecanınıza, toyluğunuza verelim.
Neresinden tutsanız elinizde kalan, tarihteki ve dünyadaki örnekleri bir yana, Türkiye’nin son on yılına bakıp dillendirmekten utanacağınız bu “özcü” yaklaşımın hakim olduğu bir muhalefet, en az otoriteryen eğilimleri artan bir siyasal iktidar kadar tehlikeli.
Daha da ileri giderek söylüyorum, belki de bu tavır, bugün bizlerin eleştirilerini yoğunlaştırdığı o siyasal iktidarın eskin sisteminin rayına girmesinin en önemli nedeni.
Çünkü, ekseni kaymaya başlayan AK Parti’yi değil, kafalarında çizdikleri sağ-muhafazakâr umacıyla kavga ediyorlar.
El birliğiyle pekâlâ bir çığa dönüştürülebilecek küçük kar toplarının üzerinde bile huysuzca tepindikleri yetmiyormuş gibi, muhalefeti yani umudumuzu kiçleştiriyorlar.
Bizi alternatifsiz, sorumsuz, başına buyruk iktidarlara mahkum ediyorlar.
Hayatı müzmin bir mücadeleye eşitleyip, çözümün imkansızlığını kanıksayan “uçurum insanları” yaratıyorlar.
Bu “ürkek dövüşün” hükümete tabanını daha kemikleştirecek gündem saptırmalarıyla gemisini yürütme konforu sağlaması da cabası.
Şimdi de inanın, bizler Pazar günü Diyarbakır’da boy gösteren 90’ların devletinin gölgesine lanet okurken, onlar duaları kabul olmuşçasına adaklarını yerine getiriyorlar.
Mevlüt abinin, eğitim sisteminin konforunda tembellik edip diploma sahibi olan bizlere söylediği gibi.
Allah demokratik bir sağ iktidardan, mesele AK Parti’nin alkışlarla yaşadığı o günlerden memleketimin muhaliflerini korusun.
Çünkü en büyük korkuları bu.
Hâl bu olunca da kusura bakmayın uyuşamayız; korkularımız ayrı.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019