Sezin ÖNEY
Bugünlerde Yunanistan ile aynı yakıcı kaderi paylaşmamız hiç de tesadüf değil. Yangınların başlama sebebi her ne olursa olsun, havadaki nem oranının azalması, kuraklığın artması gibi sonuçları nedenleriyle küresel iklim krizinin, yangınların yayılmalarına neden olduğunu net biçimde söyleyebiliriz.
Küçüklüğümden kalan anılardan biri, yazın yaşanan önü alınamaz bir yangındı. Ege ve Akdeniz bölgeleri gibi yerlerde yangınların ne denli hızla yayılabildiğini ve önüne geleni alevlerle yakıp yuttuğunu o tanıklıktan hatırlıyorum. Diğer bir deyişle, çocukluğumdan geriye kalan en başta bir yangın yeri manzarası...
Küresel iklim krizi, sınır tanımıyor...
Bugünlerde de Atina’da resmî olarak 47 C dereceye ulaşan sıcaklıklar var. Kent merkezinde termal kameraların 55 C’ye ulaşan sıcaklıkları ölçtüğü de paylaşılıyor.
Atina’yı çevreleyen ve şehrin ciğerleri olarak nitelenen ormanlar yandı, yanıyor. Göz önüne getirmek gerekirse, İstanbul’un Kuzey Ormanları’nın, şehir içinde kalabilen ormanlık alanlarının yanıp yok olduğunu düşünün. Kenti çevreleyen Polonezköy, Zekeriyaköy, Şile civarı gibi yerlerin yanıp bittiğini...
Üstüne üstlük, Atina için İstanbul’un Büyükada’sı gibi olan Evia/Eğriboz’un neredeyse yarısının yanıp kül olduğu yangınlar gerçekleştiğini. Atina’nın yaşadığı böyle bir şey: bir yangın depremi. 1999 İstanbul Depremi’nin yangın hali...
Yangının alevlerinden uzak olanlar da gökten yağan siyah kül yağmuruna ve sarı siyah kızıl kararan bir gökyüzüne tanık oldular Atina’da. 50C dereceye yaklaşan sıcakta elektriksiz kaldılar. Korona tehlikesi ötesinde, yangın dumanı ve isinin neden olduğu kirliliğe karşı, Atina’da dışarıda maske giyilmesi çağrısında bulunuldu ve evlerde de pencerelerin kapalı tutulması...
Dediğim gibi, hissedilen sıcaklığın 50-55C’ye ulaştığı sıcaklarda ve yaygın elektrik kesintileri yaşanırken pencerelerin yangın dumanı nedeniyle açılmaması gerektiği söylendi.
Türkiye’de Bodrum’da Kemerköy Termik Santrali’ni alevler çevrelerken ve yanıp yanmayacağı merak edilirken, Atina’da da kentin başlıca su kaynağı Limni Marathonos/Limni Gölü çevresini yangın yalayıp yutuyor ve millî park Parnitha Dağı’nın da kül olup olmayacağı dehşet ve endişe ile takip ediliyordu. İronik biçimde, biz iyi niyetle hala çevreye zaten zarar veren ve iktidara yakın çevrelerin termik santralinin akıbetini merak edip, bu santrali kurtarmaya çalışıyoruz; “yan git” diyemiyoruz.
Suyun öte yakasında ise dert öncelikli olarak “Natura” olarak ilan edilen “dokunulmaz”, “doğal ulusal değerler”.
Öte yandan, Tokyo Olimpiyatları’nın sonuçları dünya genelinde merakla izlenirken de Olimpiyatlar’ın orijinal mekânı ve meşalesinin her dört yılda bir yakıldığı antik Olympia kenti de yangınla boğuşuyordu.
Atina’yı ve genel olarak da kentin bulunduğu Attica’yı sarsan yangınlara karşı, Yunanistan’da resmî makamların önceliği “tahliye” oldu. 2018’de Atina’nın doğusundaki sayfiye mekanları Mati ve Kokkino Limanaki’daki yangınlar, 102 kişinin ölümüne neden olmuştu.
Bu sefer, can kaybı için alınan tedbirler öncelikliydi ve iki kişi yaşamını yitirdi; birisi gönüllü itfaiyeci ve diğeri de fabrikasını kurtarmaya çalışan bir iş adamı.
Hakikaten de “cehennem” olarak adlandırılanın adeta canlı tasvir edildiği görüntülere tanık olduk Yunanistan’da da Türkiye’de de.
Başkaca aradaki fark neydi peki?
Öncelikle, Yunanistan’da da resmî makamların yetersiz bulunduklarına dikkat çekelim. Her şeyden önce, “yetersiz tedbirler” sorgulandı. Bunun ötesinde, iktidardaki Nea Demokratia/Yeni Demokrasi’nin “muhalefeti suçlayan trollerinin olduğunu” öne sürenler oldu. Yunanistan’da da siyasi kutuplaşma yaşanıyor ve politikanın farklı tarafları birbirini suçlayıp duruyor.
Buna karşılık, bana kalırsa Yunanistan ile aramızda “siyasi tepki, toplumsal yaklaşım ve uluslararası ilişkiler” bakımından ciddi farklar vardı. Ve tabii, yangına müdahalede devletin, hükümetin aldığı roller bakımından da...
Yunanistan, yangınlarına karşı mücadelede uluslararası dayanışma sağlamayı bir ulusal gurur vesilesi haline getirdi; ulusal gurur meselesi değil. Yunanistan’a şu ülkeler bilfiil yangınla mücadelede uçak, araç ve itfaiyeci desteği yaptı: ABD, Britanya, İsveç, İsviçre, İsrail, Fransa, Hırvatistan, Ukrayna, Romanya, İspanya. Yunanistan’da da gururla paylaşıldı bu durum: canlı yaşamı silip süpüren bir afete karşı insani ve hayati olanı korumayı amaçlayan dayanışmanın göstergesi olarak algılandı.
Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis, sorumlu olarak “küresel iklim krizi” vurgusunu dile getirdi. “Sorumlu belediyeler” demedi.
Yunanistan’da da insanlar dehşete düştüler, yapılanları eksik buldular ve tıpkı Türkiye’de olduğu gibi “iyi ve sorumlu insanlar” canla başla mücadele ettiler.
Ama, Türkiye’deki gibi birbirlerinden kopmadılar, alevlerden de öncelikli birbirleriyle mücadele etmediler ve “ateşin düştüğü yerdekiler” bu kadar yapayalnız, başıboş, yüzüstü bırakılmış hissetmediler.
Yüzüstü bırakılmanın acısı, belki 1999 Depremi’nden beri bu kadar kolektif, bu kadar toplumsal yansıma bulmamıştı. Yüzüstü bırakılmanın yarattığı acıyı ve neden olduğu tepkisel dönüşümleri de sadece yaşayan, hisseden bilir.
Yangınların yarattığı sebep-sonuç ilişkileri bakalım ne olacak...
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024