Abdurrahman Dilipak
“Ölüm asude bir bahar ülkesidir bir rinde”
Ölüm aynı zamanda “en büyük ibret dersi”dir. Ölüm insanın ağzının tadını kaçırır.
Allah (cc) mealen buyurdu: “De ki: ‘Sizin kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm var ya, o mutlaka size ulaşacaktır. Sonra gaybı da, görünen alemi de bilen Allah’a döndürüleceksiniz de, O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.’” (Cuma 62/8)
İnsanoğlu ölüm ve kader konusunda kaçtığını sandığı şeye doğru koşar aslında.
İnsanoğlu nefes alıp verdikçe yaşadığını zanneder. Aslında nefesi sayılıdır ve nefes alıp verdikçe ölür insanoğlu. Yaşamak sandığımız şey ölüme ya da ölümlü dünyadan ölümsüz dünyaya doğru bir yürüyüştür. Tek başına nefes alıp vermek, hayatı tanımlamak için yetmez: “Nefes alıp vermekle canlı mı sayılır sanki şerir / Demirci körüğü de nefes alır ve verir.”
Her savaş, insanı acı ve ölümle yüzleştirir. Korku ile yüzleşir insan, açlıkla! İnsan kendi hemcinsinden korkar olur..
Gün gelir, ölmek ve öldürmek kutsanır. Kahramanlık, şehidlik ve gazilikle birlikte anılır ölüm. Ölüm ölür bazan ve ölümsüz olursunuz. Azrail sizi ölümlü dünyadan ölümsüz bir dünyaya uğurlar.
Altın fiyatları artmaya devam ediyor. Demek ki, savaşın soğuk rüzgârını ensesinde hissediyor insanlar. Çünkü savaşta para lazım ama kağıt olanı değil. Mal-mülk de değil, kolay taşınanı, heryerde geçeni. “Yaşamak için para lazım olabilir” diye düşünüyor insanlar. Belirsizlik, ne olacağını bilememek insanı korkutur. Ne BM, ne IMF, ne FED ne de LIBOR’un, Borsa’nın, bankaların, kredi kartlarının çözüm olmayacağı bir gelecek için insanlar bir alternatif üretmek zorunda. Bunu bilen açıkgöz tüccarlar bu alana yatırım yapacaklardır. Altın satışlarındaki yükseliş savaş tehdidine dayalı korkunun yükselişini gösteren bir gösterge gibidir aslında.
Bu savaş tartışmaları insanların psikolojilerini altüst etti. Yatırım yapmıyorlar, herkes her şeyi erteliyor. Korku onlarda büyüme heyecanı bırakmıyor, mevcudu muhafazaya çalışıyorlar. Böyle ortamlarda “ahiret korkusu” insanları dine yönlendirir, bir de piyasayı komplo ve kehanet kaplar.
Dine yöneliş, gerçek bir din algısından çok seremoni, ritüel gibi şeyler. Hurafe daha yaygın bir hal alır. İdeolojiler, siyaset bu korku ve öfkeyi hamasetle süsleyip, kendi planlarına uygun bir yöne kanalize etmeye çalışır. Çok sesli, çok kültürlü bir toplum yerini tek sesli, piramidal, katı hiyerarşi ve otoriteye dayalı bir düzene bırakır. Ortalık hainlerden ve kahramanlardan geçilmez olur.
Aslında insan korku ile umud arasında bir yerde durmalı. “Korku’nun ecel’e faydasının olmadığı”nı bilmeli. Müslüman biri bilir ki, rızgımızdan az ya da çok yemeyeceğiz, ecelimizden önce ya da sonra ölmeyeceğiz. Kaderimizden başka bir kader de yok. Bizi gören, duyan, bilen, kadere, rızga ve ecele hükmeden bir Allah var. Bizi cezalandıracak olan da, koruyacak olan da O’dur.
Kimse kaderinden kaçamaz. Ve herkes için yaptıklarının karşılığı vardır. Onun dışında Allah bizi mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir. Bazan zulme ve haksızlığa da uğrayacağız. Yoksa birileri nasıl cennete ya da cehenneme gidecek.
Bize düşen, sabretmek, şükretmek, haksızlıklara, zulme ve sömürüye karşı direnmektir.
Unutmayalım, her şey geçicidir. Kaybetme diye bir şey olmasa daha da azgınlaşırdı insanlar. Şükrü unuturdu ve dünya malına tamah ederdi. Her şey zıddı ile kaimdir.
İnsanlar kaybedince Allah’a sığınıyor. Tehdit kendinden uzaklaşınca verdiği sözü unutuveriyor.
Tehditle aynı zamanda insanları birbirine yaklaştırır. Savaş yılları bu duyguların zirve yaptığı dönemlerdir. Şu hale bakın. Ben doğduğumda 2. Dünya savaşı yeni bitmişti. Almanya’yı düşünün, taş üstünde taş kalmamış. Ve bir insan ömrü kadar bir zaman sonra gelinen yere bakın. Her şey unutuluverdi. Ve bir insan ömrü sonrasında yine savaş çanları çalıyor.
Benim dedem 1. Dünya savaşı yıllarında askerdi. Babam 2. Dünya savaşı yıllarında askerdi. Ben soğuk savaş yıllarında, düşmanların işbirlikçisi darbecilerin gölgesinde, aynı ülkenin çocuklarını birbirine kırdıran, onların kanları ve gözyaşları üzerinden kendilerine iktidar ve servet damıtmaya çalışan darbecilerin yönetici makamlarını işgal ettiği yıllarda yaptım askerliğimi.
Kan ve gözyaşı ne zaman bitti ki. Kızılderililerin katletilmesi, kara derililerin köleleştirilmesi, sarı ırkın sömürülmesi, sömürgecilerin kendi aralarında 1 asrı aşkın süren yüzyıl savaşları. Ve bugün!
Kim bilir, 3. Dünya savaşı başladı. Belki de başlamak üzere. Bu savaş belki de “Kıyamet savaşı” diyebilenlerin dudaklarını uçuklatan bir savaş.
Ne olacak göreceğiz. Başa gelen çekilir. Bazı şeyleri işler bu noktaya gelmeden düşünmeli ve çaresine bakmalı idik. Ama olmuyor işte. Akacak kan damarda durmayacak bu durumda.
Bu savaş bugünden yarına bitmeyecek. Savaş geciktikçe dehşeti artacak. Lucifer’in çocukları kanlı senaryolar yazıyorlar. Kızılderililere, kara derililere, sarı ırka yaptıkları yetmedi, daha beteri için hazırlık yapıyorlar. Yüz milyonların ölümü üzerine değil, milyarlarca insanın ölümü üzerine planlar yapıyorlar. Dört koldan saldırıyorlar. Şeytan Adem oğullarından en vahşi şekilde intikamını almaya hazırlanıyor ve hem de ins ve cin yardımcılarını da yanlarına alarak.
Birileri “Tanrılarını kıyamete zorluyor”. Kimi Mehdi, kimi Mesih bekliyor. Kimi kehanetlerle geleceği okumaya çalışıyor, kimi stratejik planlarla kötü gidişi durdurma ya da en azından kendi adamlarını kurtarma çabasında. Komplo teorilerinin bini bir paraya. Birtakım adamlar dini metinler, esoterik rivayetlerle kişileri yönlendirme çabasında.
Görünen o ki, esoterizme dinin sınırlarını birileri birbirine karıştıracak. Bazı insanlar neye inanacaklarını şaşıracak, agnostik olacaklar. Gerçekten samimi bir şekilde dine sığınmak istiyorsanız, Allah’ın ayetlerine, Resulullahın siret ve sünnetine sığınalım. Hiçbir konuda istişare ve şûra yapmadan karar vermeyelim. Aklımızı kiraya vermeyelim, her duyduğumuza inanmayalım, söylentilere kapımızı kapatalım, fasıklar bize bir haber getirdiklerinde araştırmadan hemen inanmayalım. Sabırlı olalım.
Süleymani’ye yönelik saldırının ardından cenaze töreninde 50’den fazla can kaybı var, yüzden fazla yaralı. Bu arada cenazeye katılan kalabalık, cesedin kefeninden parça koparmak için kefeni parçalamış. Allah’ım, bizlere akıl ihsan et!..
Ölüm kol geziyor bölgede. Kan kanı çağırıyor. Öfke ve korkunun hakim olduğu toplumlarda merhametin sesi duyulmaz. Aşk ve öfke aklı zail eder. Keşke merhametimiz gazabımızdan, sevgimiz nefretimizden büyük olsa. Taife giden Peygamber ya da Hz. Ali gibi, Bosna’nın yiğit evladı Aliya gibi davranabilsek. Selâm ve dua ile.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2024
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022