Ahmet TAŞGETİREN
Türk Yargı Etiği Bildirgesi yayınlandı. İdeal ölçüler belirlenmiş.
Adalet bakanı Abdulhamit Gül bildirgenin sunumunda konuştu; o da bildirge ile aynı özü taşıyan değerlendirmeler yaptı.
Bir yandan bakılırsa “Bunlar zaten yargının olmazsa olmazı” demek gerekir, ama bir başka yandan bakılırsa, yargının yeniden bir “Etik değerler bildirgesi” ile Türkiye ve Dünya kamuoyu önüne çıkması kaçınılmazdı, denir.
İhtiyaç mıydı, kesinlikle.
Bildirgenin açıklanması her şeyi bir anda güllük gülistanlık hale getirir mi, zordan öte.
Bir kere Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün iyi niyetinin altını çizmek gerekir. Problemi görüyor olmak ve tedavi için çare arıyor olmak da o iyi niyetin uzantısıdır.
Bildirgeyi okudum. Her madde, başlıklarıyla da içerdiği maddelerle de, bir yargı insanı için olmazsa olmazlardan oluşuyor. Bağımsız, tarafsız, insan onuruna saygılı, insan hakları konusunda hassas, herkese eşit davranan, dürüst ve tutarlı, yargıya olan güvenin temsilcisi, mahremiyeti gözeten, mesleğe yaraşır şekilde hareket eden, yetkindir ve mesleğine özenle davranır…
Bunlar evrensel anlamda yargı mensubunda aranan değerlerdir, ayrıca sayın Bakan’ın da ifade ettiği gibi bizim medeniyetimizin ana dayanakları arasındadır.
Böyle bir bildirgeye geliş ve yargının ana ölçülerinin yeniden hakimlere -savcılara hatırlatılması Türkiye’de bu alanda problemler yaşanıyor olmasının sonucudur.
***
- Olağanüstü dönemler Türkiye’de yargıyı etkilemiş, o dönemin etkin güçleri yargıdan normalin dışında beklentiler içine girmişlerdir. Bütün Cumhuriyet tarihinde bunun örneklerinin bulunduğunu yazarak gelmekteyiz.
- Bizde, kitle iletişim araçları problemli konuların yargıda halledilmesine razı olmama eğiliminde olmuşlar ve yargıdan önce yargısız infaz yapmayı gelenek haline getirmişlerdir.
- Yargı sürecinde hakim ve savcıların adil yargılama yapacaklarına güvenmek yerine, dışardan süreci etkilemek gibi yöntemler alışılagelmiş sapmalar durumundadır.
- Bazı durumlarda savunma yapmak, cesaret meselesi haline gelmektedir.
- Sanığa peşin suçlu gibi bakmak genel sapmalarımızdandır.
- Siyasi, askeri, mali, mafyatik güç odaklarının kimi zaman tehditle, kimi zaman başka yollarla yargı üzerinde sonuç alabildiği de bir gerçektir.
***
Şu saydığımız hususlar bile yargının sakatlanması için yeterli olabilir.
Türkiye’nin bu alanda fotoğrafını çektiğimizde, elimize çok hoş görüntüler çıkmıyor.
15 Temmuz sonrası yaşanan süreç yargı açısından başlı başına değerlendirilmesi gereken bir mahiyet taşıyor. İçişleri Bakanı’nın verdiği bilgiye göre 511 bin kişiye gözaltı uygulanmış, 30 bin kişi tutuklu… Bir ‘Mor Beyin’ olayı yaşandı, 10 bine yakın insana “Pardon” dendi. Sayın Bakan sık sık “Pardon” diyen bir adaletin sorunlu bir adalet olduğunu daha önce ifade etmişti. Ben biliyorum, ilk derece mahkemesi savcısında başlayan bir yanlış delil kullanımı, mahkeme tarafından kopyala yapıştır usulü ile karara yansıyor, onu kopyala yapıştır usulü ile İsti’naf kullanıyor, onu Yargıtay kullanıyor… Niye? Çünkü böyle zamanlarda böyle karar vermek, yargı mensupları için daha garantili oluyor.
15 ay tutuklu kalıp iddianamesi yazılmayan, iddianame yazıldığında da üç ay sonra mahkeme günü veren bir yargı insanları içerde tutmayı sorun telakki etmeyen bir yargı görünümü vermez mi?
Yargıya siyasetin en tepe noktalarından görevlendirmeler yapıldığı, bazen karar örnekleri sunulduğu bir zeminde, yargıcın bu etik değerler çerçevesinde karar vermesi kolay olmuyor. “Viran olası hanede evladü ıyal var” öz deyişi, böyle durumlar için söylenmiş olmalıdır.
Gene de böyle zamanlarda Adalet bakanlarının “Etik hassasiyet”in peşinde olmaları çok çok önemlidir. Dışardan bakıldığında onların konumunu da riskli görsek bile, hani denir ya, tarihe not düşülmüş oluyor hiç olmazsa.
Adalet bir ülkenin medeniyet seviyesini gösteriyor. Dünyada adalet konusunda sorunlu ülkeler arasında zikredilmek iyi bir şey değil. Terör vs gibi zorluklarımız var, doğru, ama o zorlukların içinden bile adaleti bulup çıkarmaktır hüner. Tüm adalet kırılmalarını “Ne yapalım”a bağlamak değil.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları





































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.12.2025
2.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
25.11.2025
23.11.2025
21.11.2025
20.11.2025
18.11.2025
16.11.2025