Ali BAYRAMOĞLU
2014 seçimleri dikkatleri bir kez daha 'seçim coğrafyası'na çekti. Kültürel kimlikler arası bölünme, bu bölünmeye endeksli bölgesel kutuplaşma bir kez daha tartışma masasındaydı.
1991'den bu yana her seçim sonrası benzer bir durum ve tartışma ortaya çıkar.
Merkez sağ ve solun 90'larla birlikte kimlik hareketleri karşısında parçalanmaya yüz tutmasıyla, Kürt hareketinin Meclis'te boy göstermesiyle, yaşam biçimi, inanç, laiklik merkezli kimlik ayrışmalarının Türkiye'yi kuşatmaya başlamasıyla bu tablo adeta kemikleşmiştir.
Sol-Kürtler ilişkisi, dindarlar-merkez sağ ilişkisi eridikçe ayrışmada kesifleşme de artmıştır. Sadece seçmen davranışının değil, temel siyasi tartışmaların, krizlerin temelinde de bu tablo yatmıştır. Nitekim Türkiye 28 Şubat ortamına bu koşullarla ilerlemiştir.
2014 seçimleri bu açıdan hem bir yoğunlaşma hem bir relatifleşme gerçeğine işaret ediyor.
Yoğunlaşma açık.
Çıplak göz görüyor: Güney Doğu bölgesi, Doğu'nun pek çok iliyle birlikte etik-siyasi bir öne çıkışın keskinliğine ve geri dönülemezliğine işaret ediyor.
Öte yandan CHP, Türkiye'nin ana muhalefet partisi, sosyal demokrasiyi, ama daha çok Batılı ve seküler bir yaşam tarzını temsil eden siyasi parti oy oranı ne olursa olsun, çarpıcı bir şekilde ülkeye yayılım bakımından alanını daraltmakla, hatta erimekle meşgul.
KONDA'nın çalışmasına göre CHP'nin oyları Türkiye'nin 1/3'ünde, yaklaşık 30 ilde yüzde 10'dan az. Ülkenin ¼'ünde ise sadece yüzde 10 ile 20 arasında. CHP ülkenin bir bakıma 1/3 anlam taşıyan bir temsil oranına yükseliyor. Önemli ölçüde Trakya ve Ege Bölgesine sıkışmış bir siyasi partiden söz ediyoruz.
CHP'nin temsil ettiği bu doku sadece ana muhalefet partisinin 'iflas'ına işaret etmez, aynı zamanda Türkiye'nin sosyolojik bakımdan da dev bir muhalefet sorunu ve boşluğuyla karşı karşıya olduğunu gösterir.
Bir örnek: CHP'nin Doğu'nun ezici çoğunluğu ve Güney Doğu'nun tüm illerinde yüzde 10'altında oy alıyor olmasının anlamları üzerine ciddi bir şekilde düşünmek gerekir.
Seçim coğrafyasının karşımıza çıkardığı tek 'mesele' bu değildir.
AK Parti'nin ülke sathındaki dağılımına bakıldığı zaman tersten bir durum ortaya çıkmaktadır.
Yine KONDA araştırmasına göre AK Parti Türkiye'nin yüzde 70'ine yakın ilinde yüzde 40'tan fazla oy alıyor. Yüzde 10 altında oy aldığı il sayısı sadece 3. Yüzde 27 civarında ilde aldığı oy yüzde 20 ile 40 arasında. AK Parti'nin 1. ya da 2. olmadığı il sayısı ise 10'un altında.
Bu rakamları hafife almamak gerekir.
Bir önceki seçimlere göre ne olursa olsun, AK Parti'nin oy oranı, yayılım itibariyle bu tablo kendi başına bir anlam taşımakta ve önemli bir gerçeğe işaret etmektedir.
O da şudur: AK Parti sadece siyasi değil, sosyolojik açıdan da 'hakim siyasi parti' olmaktadır.
Bu tür bir yayılım söz konusu siyasi partinin hemen her kategoride temsil edildiğini gösterir. Bunlar sadece kimlik kategorilerinin değil, aynı zamanda sosyo-ekonomik unsurlarında da seçmen davranışına dönmesini ifade ederler.
Sanırım kimlik meselesindeki relatifleşme de bu noktada devreye giriyor.
Kimlikler yanında özellikle orta sınıfın yaşam imkanlarına birkaç çıta atlatan kamu hizmet politikaları ve ekonomik istikrar, sosyal politikalar üzerinden alt ve orta sınıfların hareket alanının genişlemesi, orta sınıfın yeniden doğuşu ciddi bir şekilde kendisini gösteriyor.
Tabir caizse sosyolojik açıdan 'hakim siyasi parti' oluşumu, 'muhalefet yokluğu, kimlik vurgusu ile hizmet başarısının bir karması'dır.
Siyasi iktidar için bir başarıdır, ancak çoğulculuk açısından bir sorun oluşturmaktadır.
Ancak top biraz da bu gerçekleri görmeyen, göremeyenlerdedir.
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
2.08.2025
6.07.2025
4.07.2025
28.06.2025
26.06.2025
21.06.2025
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025