Alper GÖRMÜŞ
Mehmet Altan’ın, tahliye edilmeden kısa bir süre önce Frankfurt Üniversitesi’nin düzenlediği bir sempozyuma gönderdiği tebliğ, 25 Haziran tarihli yazımın da konusunu teşkil ediyordu.
O yazıda Altan’ın önemli ve ilginç bulduğum tespitlerini sizin için özetlemiş, bir sonraki yazıda da tebliğdeki tespitlere dair kendi değerlendirmelerime yer vereceğimi söylemiştim.
Fakat o söz, seçimi izleyen günlerde seçim dışı bir konuda yazılan yazıların kaynayacağını ve yazılmaması gerektiğini hesaba katmayan bir sözmüş; dolayısıyla yerine getiremedim ve araya seçimleri konu alan iki aktüel yazı sıkıştırdım. Şimdi artık o tebliğe yeniden dönebilirim.
O yazıdan bu yana hatırı sayılır bir süre geçtiği için önce Mehmet Altan’ın temel tespitlerini bu defa çok kısa olarak bir kez daha özetlemek istiyorum.
Toplumsal mücadelenin temel ekseni değişti
Altan’ın temel tespiti şu: Dünya çapında bir araya gelip belirli taleplerle mücadele eden insan kümeleri çözülmüş ve yeniden bir başka biçimde birleşmiştir.
Altan’a göre eski kümelenmeler ‘dikine’ydi, yeni kümelenmeler ise ‘yatay...’
“Bugüne dek toplumlar ve kültürler yukarıdan aşağıya çekilen çizgilerle bölünüyor ve düşmanlaşıyordu: Hristiyanlarla Müslümanlar, siyahlarla beyazlar, Doğulularla Batılılar gibi kendi içinde homojenleşen gruplar birbirinden ayrılıp karşı karşıya geliyordu.”
Günümüzde ise homojen grupların karşı karşıya geldiği bu ‘dikine bölünme’ ortada kalkmış, onun yerini heterojen ittifaklar almıştır:
“Türkiye'nin de aralarında bulunduğu birçok toplum ‘yatay’ biçimde bölündü. Homojen olmayan aksine ‘çok kimlikli’ yeni heterojen ittifaklar ortaya çıktı:
“Globalizmden, gelişmeden, demokrasiden, hukuktan yana olan her ırktan, her cinsten, her dinden insan kümeleri bir grubu oluştururken, bu değere karşı çıkanlar da ırklarına, dinlerine, cinsiyetlerine aldırmadan bir araya geliyorlar.
“Evrensellik ve Demokrasi yanlısı işçi de, bunun karşısında olan işçi de var, bu değerlerden yana Müslüman da var, bu değerlere karşı Müslümanlar da var, bu değerlerden yana Hristiyanlar da bu değerlere karşı Hristiyanlar da var.
“Şimdi insanlar ırklarına, cinslerine, dinlerine göre değil ‘fikirlerine’ göre gruplaşıp karşıtlaşıyorlar.”
Altan, toplumsal mücadelenin temel eksenindeki bu radikal değişimi globalizmin başlangıçta öngörülemeyen etkilerine bağlıyor:
"’Bütünleşme’ anlamına gelen ve gelişmişliğin yaygınlaşmasını öngören globalizm, kendi içinde bütünleşememiş, gelişmişlik düzeyini eşitleyememiş toplumları ve özellikle de o toplumların gelişmemiş kesimlerini çok korkuttu.”
Nihayet: İşte globalizme ayak uyduramayan bu kesimler, onların korkularına ve en ilkel duygularına hitap eden otoriter liderlerin peşinden gitmeye başladılar, onların hamaset dilinden güven ve cesaret devşirmeye çalıştılar.
Küresel çapta yeni toplumsal mücadele işte bu ‘milliyetçi-muhafazakâr-lumpen kalabalıklar’ ile özgürlükler ve insan haklarından yana kitleler arasında gerçekleşmeye başladı.
Altan’a göre, bu yeni saflaşma aynen Türkiye’de de yaşanıyor:
“(Türkiye’de de) Evrensellik ve demokrasi karşıtı bir milliyetçi-muhafazakâr ittifaka karşı milliyetçilerden, muhafazakârlardan, Kemalistlerden, demokratlardan oluşan yeni bir ittifak oluştu.”
Altan’ın tebliğini ele aldığım yazıyı, “28 Haziran Perşembe günü Türkiye’deki ittifakın seçimde aldığı sonuçları da gözeterek Mehmet Altan’ın tebliğindeki tespitleri değerlendireceğim” cümlesiyle bitirmiştim.
Yukarıda anlattığım nedenle 28 Haziran’da yapamadığım şeyi işte şimdi yapacağım.
Uyuştuğumuz birinci nokta: Homojen değil heterojen...
25 Haziran’daki ilk yazıda, zaten önemli bulduğum tebliğ üzerinde tartışma hevesimi artıran eski bir yazımdan söz etmiştim. Türkiye’deki Gezi ve Mısır’daki Tahrir eylemlerinden sonra, 2013 yazında T24 sitesinde kaleme aldığım “Mısır, Türkiye ve 'hayat tarzı' ittifakının küreselleşmesi” başlıklı yazıda Mehmet Altan’ın tebliğindeki tespitlere yer yer yaklaşan fakat tam olarak uyuşmayan bir ton olduğundan söz etmiştim.
Bugün, o yazıyla Altan’ın tebliğinin bir karşılaştırmasını yapacak, uyuştuğum ve uyuşmadığım noktaları dile getireceğim.
Her şeyden önce, Mehmat Altan’ın toplumsal mücadelenin temel ekseninin küresel çapta değiştiğine dair temel tespitine katılıyorum. Beş yıl önceki yazıda bu görüşümü şöyle ifade etmiştim:
“Yirminci Yüzyılın dünyasıyla 21. Yüzyılın dünyasını farklılaştıran temel ayrım noktalarından biri, insanları eylem için harekete geçiren güdülerdeki köklü değişiklikler olabilir mi?
“Yirminci yüzyılda, ülkelerde ‘büyük, destansı’ diye anılabilecek dayanışma örneklerinin neredeyse tamamı toplumsal sınıflar arasında oluşurdu. Bir yerde büyük bir grev mi oldu, bu yalnız o greve katılan işçiler arasında değil, başka yerlerdeki, hatta başka ülkelerdeki işçiler arasında da bir enerji patlamasına neden olur, dayanışma gösterileri yapılırdı... Fakat mesela, işverenlerin bir grevi desteklemesi diye bir şey akıllardan bile geçemezdi...”
Oysa günümüzde böyle bir şey kolayca akla gelebiliyor... Gezi protestolarını hatırlayalım: Oraya katılanları birleştiren asıl etmen (çevre, doğa duyarlılığı vb. etmenleri ihmal ederek söylüyorum), benimsedikleri ‘seküler yaşam tarzı’na ‘İslami’ iktidar tarafından yapıldığını düşündükleri müdahalelere karşı çıkmak değil miydi? Orada işçiler, işverenler, zenginler, fakirler bu ‘itiraz’ın çevresinde bir araya gelmemişler miydi?
Uyuştuğumuz ikinci nokta: Sınıfsal değil kültürel
Mehmet Altan, insanların eskiden kimliksel kültürler temelinde ayrıştıklarını, şimdi ise otoriter liderlere ve ‘lumpen kalabalıklar’a karşı ilerlemeyi, demokrasiyi ve çoğulculuğu savunmak üzere ‘fikir’ temelinde (kültür farklarını fazla önemsemeksizin) yeniden kümeleştikleri tespitinde bulunuyor.
Benim beş yıl önceki yazımdan alıntıladığım şu paragraf ise bir yandan Altan’ın ‘yeniden kümeleşme’ teziyle uyuşuyor, bir yandan da bu yeni kümeleşmenin ‘demokrasi ve özgürlük’ ölçüsü açısından niteliği hususunda Altan’ın iyimserliğini paylaşmadığımın ipuçlarını barındırıyor:
“Şimdi 21. Yüzyıldayız ve köprülerin altından geçen suların, insanları eylem için harekete geçiren güdülerde de köklü değişikliklere yol açtığını görüyoruz.
“Sanki, ortak-benzer bir hayatı ve kültürü paylaşan insanların yaşam tarzlarını, kültürlerini koruma-kollama güdülerinin öne geçtiği ve bu güdünün sınıf, zenginlik, ideoloji farklarını gölgede bıraktığı yeni bir durumla karşı karşıyayız.”
Temel yapıştırıcı özgürlük arayışı mı?
Yukarıdaki paragrafta da ima ettiğim gibi, ben bu yeni kümeleşmenin temel yapıştırıcısının demokrasi ve özgürlük arayışından çok “seküler hayat tarzı” olduğuna inanıyorum.
Bu tespit doğruysa, kaygım şurada: Kendileri için korunması gereken en önemli şeyin seküler hayat tarzı olduğuna inanan kitlelerin mücadeleleri demokrasi, ifade özgürlüğü ve çoğulculuk gibi değerlerle birleşebileceği gibi zaman zaman bunların ihmal edildiği bir biçime de bürünebilir.
Bu eğilim, demokrasisiz-otoriter laik yönetimlere ‘eyvallah’ diyecek noktalara dahi varabilir ki, Mehmet Altan’ın tanımladığı yeni insan kümelerinin bu eğilimden münezzeh olduğunu ima eden iyimserliğini ben şahsen paylaşmıyorum.
Altan’a temel itirazım işte bu noktada...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025