Atilla YAYLA
Doğal olan şeyler ve davranışlarda doğallık çoğu zaman övülür. Doğal olanın iyi, güzel, zararsız olduğuna inanılır. Davranışları doğal görülen kişilerin de erdemli, iyi karakterli, sade ve komplekssiz olduğu düşünülür. Tersi de doğrudur. Doğal olmaktan çıkmış, yani müdahaleye uğratılmış şeylerin (gıda, çevre vb.) zararlı ve kötü olduğu peşinen varsayılır. Doğal davranmakla zıtlaştırılan davranışlar sunî, yapmacık sıfatlarıyla etiketlendirilerek kınanır, ayıplanır, bazen dışlanır.
Doğala bu övgü ve inancın bir önyargı olduğunu söylemek gerekir. Aynı zamanda modern bir fenomen olduğunu da. Endüstri Devrimi ve sonrasında dünyanın dönüştürülmesi, insan nüfusunun artması ve tabiattan kopuk dev yerleşim ve ortak yaşama birimlerinin ortaya çıkması tabiatı özlenen, dönülmek istenen nesne, yer hâline getirdi. Özellikle yahut daha ziyade şehirli nüfus için. Çalışma hayatı yoğun nüfuslu, trafiğin günlük çile olduğu, yeşile ve temiz havaya hasret kalınan yerlerde geçen insanların epeyce bir bölümü emeklilikte kır hayatına çekilme, doğaya dönme-kavuşma hayalleri kurmakta. Yapmacık olmayan, kendiliğindenlik ve açıklık taşıyan davranışlar da, çoğu zaman başkalarında aranan övgüye mazhar davranışlar olarak görülmekte ve teşvik edilmekte.
Bununla beraber gerek insan çevresindeki doğanın gerekse insan davranışlarındaki doğallığın her zaman iyi ve insan hayatına katkıda bulunucu olmaması mümkün. Tabiat insanın yaşamasına elverişli bir eko-sistem sağlamakta elbette, ama çoğu zaman müdahale edilmesi, dönüştürülmesi şartıyla. İnsanı diğer canlılardan ayıran temel özellik bunları yapabilmesi. Hayvanlar çevrenin bir aksesuarı gibi kalırken insanlar tabiatı etkilemekte ve dönüştürmekte. Bunun zararları olduğu ne kadar kesinse faydaları olduğu da o kadar kesin.
İnsan tabiata hiç müdahale edemese ve onu hiç dönüştüremeseydi varlığını muhafaza etmede bir ölçüde, nüfusunu artırma ve refah seviyesini yükseltmede ciddî ölçüde başarısız olurdu. Daha doğrudan söyleyelim: Doğal olan her şey kullanılabilir ve faydalı değildir. Tabiatta her bulduğumuz suyu içemeyiz. Ağır metallere ve zehirlere temas etmiş suyun işlenmesi, arıtılması gerekir. Her bulduğumuz otu, bitkiyi de yiyemez ve ilaç olarak kullanamayız. Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Müberra Koşar’ın bir vesileyle ifade ettiği üzere ilaç olarak kullanılan bitkilerdeki etken maddeler kimyasal bileşiklerden oluşur. Bu yüzden, “Bitkilerle tedavi denildiğinde halkımızın en fazla yanlış anladığı şey her doğal olan şey zararsızdır algısıdır. Bu çok yanlış bir tabirdir. Doğal olan her şey yine zararlıdır.” Doğal olan hemen her şeyi doğallıktan şu veya bu derecede uzaklaştırarak kullanabiliriz.
Benzer şeyler davranışlarda doğallıkla ilgili olarak da söylenebilir. Davranışları tamamen yapmacık, sahte olan kimselerden haklı olarak hoşlanmayız. Fakat insanlarda saygı, kibarlık, nezaket olarak tezahür eden sözler, ifadeler, hitaplar doğallığın dışında olmasına rağmen iyidir, hayatımızı zenginleştirir ve beşerî iletişim ve etkileşimi teşvik eder. Kibar ve nazik konuşanları kaba konuşanlara yeğleriz. Kılık kıyafet konuları ise en küçüğünden en büyüğüne, en basitinden en şatafatlısına doğaldan sapma hüviyetiyle karşımıza çıkar. Hiçbir hayvan türü bizim gibi giyinme çabası içine girmez, doğasının gereğini yapar. İnsan bu bakımdan da doğallıktan ayrılmakta…
Son olarak, çevreye her müdahale doğallıktan uzaklaşma olmasına rağmen her durumda yanlış ve zararlı sayılmaz. İnsan çevreye müdahale etmeseydi bitkiler ve hayvanlar arasında sıkışır, bugünkü hayatına asla kavuşamazdı. Belki bekasını bile sağlayamazdı.
Evet, doğal olan şeyler ve doğal sayılan davranışlar her zaman iyi olmayabilir.
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019