A.Turan ALKAN
- Bir yaban kazını veya yaban ördeğini dünya gözüyle en son ne zaman gördünüz, sorusuna çoğumuzun vereceği cevap tahminimce olumsuz olacaktır. Kuş gözlemcileriyle avcılardan başka bu güzelim hayvanları havada veya yerde gören yok gibi. Peki bir geyiği, ormanda ağaçlar arasında gezinirken görenimiz var mı?
Ben bir ay önce gördüm, ama Türkiye’de değil.
Yaban kazları ve ördeklerini “New York’un içi” sayılacak Hudson körfezinde konup uçarken görünce aklıma gelen ilk şey, “Avcılar nerede; mutlaka şimdi birileri ateş eder” diye endişelenmek oldu. Geyiği görmek için ise ormana gitmeye gerek bile yok; otoyol kenarındaki ağaçlar arasında lâkaydane bir edâ ile geziniyorlar!
Tabiat varlıklarına karşı bakışımızda bir gariplik, bir aksaklık olduğunu düşünüyorum; belki hayvan belgesellerine Türkiye’de bu kadar fazla seyirci çıkmasının sebebi tabiattan dramatik kopuşumuzdur. Uçan, yürüyen ve yüzen her canlıya ateş etmeyi marifet bilen avcılık anlayışını ehlileştirmek için daha çok gayret sarf etmemiz gerekiyor diyeceğim ama galiba artık vakit çok geç.
(Tam bu satırları yazarken ormanlık alanların kıyısına-köşesine inşaat ruhsatı verecek torba kanun teklifi haberi düşüyor ekranlara!)
PARAMIZLA REZİL OLMAK...
Amerikan filmlerinde görüp özendiğimiz, “Ah n’olur biz de böyle kutu gibi şirin ve bahçeli evlerde oturabilsek” diye iç geçirdiğimiz küçük şehirlere ve kasabalara da yolumuz düştü. Büyük şehirlerde ‘Downtown’ denilen ve iş merkezlerinin yoğun olarak bulunduğu özel bölgeler haricinde tipik Amerikan yerleşimi yüksekliğine değil enine yayılmış bir karakter gösteriyor. Vaktiyle imar işlerine bakan kamu otoritesi şehirlerin merkezine yığılmak yerine açık araziye yayılmayı ve yatay yerleşimi teşvik ettiği için sevimli ve insânî bir iskân anlayışı yerleşmiş. İnşaat muhasebesini bilmem lâkin basit bir hesapla fark edebiliyorsunuz ki orta sınıf Amerikalıların imrendirici mesken anlayışı sadece zenginliğin değil, vaktinde doğru kararlar almasını bilen üst aklın eseridir. Bir apartman dairesine ve arsa payına ödediğimiz miktarla aynı yerleşim anlayışını Türkiye’de yaşamak pekâlâ mümkün. Ağaçlarında sincapların cilveleştiği, az ilerisinde geyiklerin otladığı sâkin ve iyi korunmuş tabiat içindeki şirin evlerde barınmak için Amerikalı veya zengin olmaya gerek yok.
Dikine yoğun şehirciliğin yüksek rant kazancı yüzünden kısaca paramızla rezil oluyoruz demek geliyor içimden.

Dünya hakikaten küçük galiba. Haylidir unutup özlediğimiz karakışı bütün cilveleriyle New York’ta bizi bekler bulduk. Fotoğraf, Hudson Körfezi’nin donmaya başladığının resmidir!
AĞAÇLARIMDAN DAL KESENİN...
Dikkati çeken bir küçük ayrıntı daha. Yol kenarlarında bolca gördüğümüz ormanlık alanlarda fırtına veya yaşlılık sebebiyle devrilip kurumuş ağaçlar gördüm. Boston ve Washington ziyaretleri esnasında da aynı manzarayla karşılaşınca sebebini merak ettim. Değil ormandaki devrilmiş bir ağacı kesmek, özel mülkün bahçesindeki ağaçlara dokunmak bile resmi otoritenin iznine tabi imiş. İster istemez yoksulluk, görgüsüzlük, kolaycılık ve devletin nemelâzımcılığı yüzünden katledilen ormanlarımız aklıma geldi. Ağaç Türkiye’de yetişir, hem de âlâsı; Batılılarla aynı kalitedeki karayollarında seyahat etmek için biz de benzer miktarda para harcıyoruz. İşgücü, teknik bilgi derseniz o da mevcut fakat Kapıkule çıkışından itibaren gördüğümüz Batı şehirlerindeki intizam, temizlik ve güzellik bizden çok uzaklarda.
Tekrâren ifâde; bunun kısaca adı paramızla rezil olmaktır; başka hiçbir şey değil.
MODERN MİMARİ DEĞİL, BERBAT MİMARLIK KÖTÜ
Belki de hep kötü örneklerini görmek yüzünden bizde, (daha doğrusu bende) modern mimariye karşı nefretle karışık bir küçümseme yerleşti; buna tepki olarak ananevi mimarlığımızı önemseyerek ona tutunmaya çalıştık. Bu bakış açısında önemli bir kusur olduğunu itiraf etmeliyim. New York’un en çirkin yerleşim mıntıkası sayılabilecek Brooklyn’i ve özellikle Amsterdam’ı gördükten sonra hayretle fark ettim ki kusur modernlikte değil moderni de geleneksel mimarlığı da bilmeyen ve iyi özümseyemeyen mimarlık uygulamalarındadır. Bir örnek vereyim: Manhattan’ın ve Brooklyn’in en berbat en beğenilmeyen mahallelerinde bile mimari haysiyetini hâlâ vakarla muhafaza eden yüzlerce apartman, hatta sanayi tesisleri bulunuyor. Civarlarında çok daha iyi örnekler bulunduğu için göze kötü geliyordu ama her biri hendese ve tenasüb nedir bilen bir mimarın elinden çıkmıştı.
Sanayi yapılarında bile mimarlık haysiyetini koruyabilen bir kavrayışa saygı duymak gerekir.
Bu nazarla bakılınca dünyaca meşhur gökdelenleriyle göğe doğru çemkiren bir beton, çelik ve cam gürültüsü gibi okunabilecek Manhattan’ın bile kendi içinde tutarlı bir güzelliği ve hendesesi var.
Adamlar çalışmış yani; bu arada başkaca bir şey yapıp yapmadıklarını merak edenler, şan ve şerefle, kahramanlıklarla dolu milli tarih okumalarına biraz olsun ara vererek Batı tarihi okumalılar.
Cevap orada!
Kampta kuru fasülye
Fethullah Gülen Hocaefendi’yi ilk defa 2009’daki ABD ziyaretimde görmüş, bir miktar olsun sohbet etmek, tanımak imkânı bulmuştum. ‘Tarih’in garip bir cilvesi olsa gerek, o zaman ziyarette bulunduğumuz gazeteciler arasında şimdi yollarını ayırmış arkadaşlar da vardı.
New York’a gelişimizin üçüncü haftasında karlı ve soğuk bir kış günü eşim ve oğlumla birlikte Hocaefendi’yi görüp ziyaret etmek için yeniden yola koyulduk. Hesapça öğle namazını ‘kamp’ta edâ niyetimiz vardı ancak kış şartları sebebiyle öğle namazına katılmak mümkün olmadı. Yolda sohbet esnasında, “Bir kurufasulye pilav olsa da yesek, ne güzel olurdu; yanına da turşu ve ayran” diye geçirmiştim içimden. Öğle karavanasının son demlerine yetişip de sofrada, öğrenci ve gariban takımı arasında “Milli takım” diye ünlenen kurufasulye-pilav ikilisini görünce hoşnutluğumu tahmin edebilirsiniz.
Fasulye-pilav deyip geçmeyelim; her ikisi de sanat derecesinde üstün bir hünerle pişirilmişti ve misafir olmanın avantajıyla ikinci porsiyon hakkımı kullanmakta tereddüd etmedim.
Hocaefendi’yi ziyaret
Hocaefendi, ABD şartlarında orta halli, mütevazı bir evde kalıyor. Sohbetimiz esnasında ilginç bir not nakletti ve dedi ki, “Zaman zaman bu salonda 30 kişi civarında arkadaşla namaz kıldığımız oluyor ve neticede bu bina, vaktiyle sahibinden devralınmış, bir ailenin ihtiyaçlarına göre tasarlanmış. Duvarlar, taşıyıcı sistem belki kâfi gelmez, sonradan bir talihsizlik olmasın diye uzmanına tahkik ettirdik, isâbet etmişiz çünkü tamir ve tadilâta ihtiyaç olduğu ortaya çıktı.”
Hocaefendi, büyük nezaket gösterdi, kısa görüşmemiz sonunda hediye ettiği tesbih ve takke çok makbulüm oldu. Ben de kardeşinin vefatından ötürü tâziye dileklerimi ilettim. Biraz sonra başlayacağı fark edilen tefsir dersini geciktirmemek için müsaade isteyip yeniden yola revan olduk.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016