Aydın ENGİN
Önce Anayasa Mahkemesi pek de (hatta: Hiç de) beklenmedik bir karar verdi. Şahin Alpay, Mehmet Altan ve bizim Turhan Günay’ın tutuklanmalarının bir hak ihlali olduğuna hükmetti.
Heyecanlandık. “Yoksa Anayasa Mahkemesi hukukun evrensel ilkelerine uymaya, adalet arayışlarına cevap verecek en yüksek yargı kurumu olmaya mı karar verdi” diye şaşırdık. Ardından gazetenin bir odasında toplaştık, “Yav galiba bizimkilere de tahliye yolu gözüktü” deyip hem gülüştük, hem sarılıştık. Hatta ipin ucunu kaçırıp sevinçten ağlayanlarımız bile oldu.
Kısa sürdü.
Önce apar topar Şahin Alpay’ın tahliyesi için yapılan başvuruya 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “Gerekçeli karar bize ulaşmadı” mazeretiyle topu taca atıp tahliye talebinin reddedildiği haberi geldi. Yargı piramidinde “Mahkemeden büyük Yargıtay, hepsinden büyük Anayasa Mahkemesi var” diye bilirdik. Öyle değilmiş. Anayasa Mahkemesi süs olsun diye kurulmuş.
Birkaç saat sonra bizim Turhan Günay hakkındaki kararın gerekçesi geldi. Turhan Günay hakkındaki “hak ihlali” kararı, Turhan Günay Cumhuriyet’in herhangi bir yönetim organında (Cumhuriyet Vakfı, Yenigün Anonim Şirketi) yer almadığı, köşe yazısı filan yazmadığı için verilmiş. Geri kalan sanıkların durumu tek tek incelendikten sonra karar verilecekmiş. Yani Turhan Günay’la ilgili “hak ihlali” kararı bir emsal oluşturmayacak, Cumhuriyet’in -tutuklu ve tutuksuz- öteki sanıklarını kapsamayacakmış…
İki üç saatlik sevinç dalgasının ardından içimizden biri homurtuyla mırıltı arası konuştu:
- Haydi arkadaşlar işimize bakalım. Yarınki gazeteyi bitirelim.
Masalarımıza dağılıp günlük düzene geçtik…
15 aydır süren ve daha ne kadar süreceğini kestiremediğimiz günlük düzene…
***
Biz kendi derdimizdeyken ertesi gün art arda hukuk bombaları patladı. Gerekçeli karar kendisine ulaşan 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin yetki gaspı yaptığını ileri sürdü ve Şahin Alpay’ın tahliyesini reddetti.
Mehmet Altan’ı yargılayan 26. Ağır Ceza Mahkemesi ise suskunluk duvarını daha da yükseltti. Hukuk devletinde tutukluluk halini kaldıran bir yüksek mahkeme kararından sonra bir saat, hatta bir dakika bile geçirmeden tutuklunun tahliyesini emreden (Evet: Emreden) temel hukuk ilkesini yok saydı.
Aynı gün, bir zamanlar -nedense- Adalet Bakanlığı yapmış bir zat “… Anayasa Mahkemesi, anayasa ve yasaların çizdiği sınırı aşmış, kendini ilk derece mahkemesi yerine koyarak vaka ve delil değerlendirmesi yapmış; suçun oluşumunu ve delil durumunu değerlendirmiştir” buyurdu. Bir mahkemenin, hele bir yüksek mahkemenin “suçun oluşumunu ve delil durumunu” değerlendirmeden bir hak ihlali kararını nasıl verebileceği sorusu da hukuk tarihine yazıldı. Gelecekte hukuk fakültelerinin “saçma hukuk yorumları” dersinde örnek olarak okutulacak…
Bununla da kalmadı. Büyük Türk büyüklerinden, büyük Türk hukuk bilgini Binali Yıldırım da topa girdi ve “Doğru kararı verecek olan birinci derece mahkemedir. Dosyanın içeriğini Anayasa Mahkemesi bilmiyor” buyurdu.
Dosya içeriğini bilmeden karar verip hüküm kesen bir yüksek mahkeme öyle mi?
Bize “Bir sen eksiktin Binali Bey” demek kaldı…
***
Fark ettiniz mi?
Siz etmediyseniz bile ben buraya kadar yazdıklarımı okudum ve fark ettim.
Türkiye Cumhuriyeti hukuk tarihinin en keskin dönemeçlerinden birini yaşıyoruz.
Bu konuyu ele alan Tırmık ise hepimizin günlerdir adeta ezberlediği olayları art arda sıraladı ve söylenecek sözü söylemeden yazıyı bitirmeye çabaladı.
Neden?
Çok basit: Suç işlememek, bir savcının, ardından da tutuklama makinesine dönüşmüş sulh ceza hâkimliklerinden birinin karşısına çıkmamak için.
Suç işlememek “Bir eşik aşılıyor ve hukuk devletinden ormankanunlarının egemen olduğu bir düzene geçiyoruz” dememek için…
Demedim di mi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021