Aydın ENGİN
Önce CHP'den…
Partinin en yetkili yöneticisi, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu kendisini konu alan bir belgeselde (İzlemek isterseniz tıklayın) konuşmuş. Önceki gün yayınlandı.
CHP kanadında bugüne kadar hiç duymadığımız bir açıklamaydı ve Kürt sorununa alışmadığımız bir yaklaşımdı. Kılıçdaroğlu şöyle demiş:
"Siyaset kurumunun 35-40 yıldır çözemediği bir Kürt sorunu var. Kürt sorunu çözmek için meşru bir organa ihtiyacımız var. (…) Meşru organ kimdir? HDP'yi meşru organ olarak görebiliriz. Halkın desteği var. Parlamentoya gelmiş, dolayısıyla parlamentonun içinde bulunuyor görevini yapıyor. Dolayısıyla eğer bu sorun çözülecekse meşru bir organla da biz bu sorunu çözebiliriz; bu düşüncedeyim."
Bu, CHP kanadından daha önce duymadığımız bir yaklaşım ve "siyasal üslûp". HDP ile siyasal düzlemde herhangi bir işbirliğine gitmek şöyle dursun adının telaffuzundan bile ısrarla kaçınılan bir CHP'de Genel Başkan böyle diyor.
Gerçi Kılıçdaroğlu'nun sözlerini ele alıp bazı sorular yöneltilebilir.
Meselâ şöyle sorulabilir: "Meşru organ olarak görebiliriz" diyorsunuz. Bu vurgu "görmeyebiliriz"e de açık kapı bırakır. Sizin görüp görmemenizden bağımsız olarak, meşru bir kurum olması için daha ne yapması ve ne olması gerekir HDP'nin?
Meselâ şöyle sorulabilir: HDP ile sadece "Kürt sorununun çözümü" için mi bir araya gelinir? Acaba demokrasinin daha da genişlemesi, çağdaş hukuk devleti ilkelerine ve yurttaşlık tanımlarına ulaşmak için de HDP ile işbirliği gerekmez mi? Başka türlü soralım: HDP'siz bunlar yapılabilir mi?
Ama bu sorular bugün için bir yerde dursun. Kılıçdaroğlu'nun sözleri kesinlikle önemlidir.
Peki eksik olan nedir?
CHP'nin parti olarak resmi görüşü Genel Başkan'ın bu sözleri ile örtüşmekte midir? Partinin tepesine çöreklenmiş yönetici seçkinlerin de yer aldığı parti organları, MYK, Parti Meclisi, parti meclis grubu yani yetkili organlar genel başkanın bu görüşleri ile mutabık mıdır?
Kanımca CHP parti olarak biz yurttaşlara bir açıklama borçlu.
* * *
Şimdi de HDP.
Kılıçdaroğlu'nun hakettiği ilgiyi görmeyen açıklamasının ertesi günü, yani dün bu kez HDP cephesinden alışılmadık bir açıklama geldi.
Alışılmadık, çünkü açıklama partinin yetkili bir organı ya da yöneticisi (Eş başkanı, sözcüsü, meclis grup başkanvekillerinden biri) değil, eski eş başkanlardan Sezai Temelli'den geliyordu.
Sezai Temelli, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun yukarıda aktardığım sözlerine cevap verdi:
"…Kürt sorununun çözümünün yegane muhatabı HDP değil ama bu sorunun çözümü adına bugün demokratik siyaseti var eden ve kolaylaştıran başlıca aktör HDP'dir. Ama asla unutulmaması gereken şey demokratik çözümün adresi ve asıl muhatabı İmralı'dır."
Temelli, partisi HDP'ye sorunun çözümünde sadece "kolaylaştırıcı" rol biçiyor ve bununla sınırlıyor. Ondan ötesi İmralı'dan yani Abdullah Öcalan'dan sorulur, diyor.
Eğer bu HDP'nin görüşü ise CHP içinde yuvalanmış "Türk milliyetçileri" de, kendilerini ulusalcı olarak tanımlayan geri kalan Türk milliyetçileri de rahat bir soluk alabilirler. Çünkü bırakın başka sorunları, Kürt sorununun çözümünde bile CHP ile HDP arasında bir işbirliği olmayacak demektir.
* * *
Konuştuğum bazı milletvekili CHP'liler "Parti yönetimi de Genel Başkanın görüşünü tam olarak benimsiyor" diyemediler.
Ama "benimsemiyor" da diyemediler.
Konuştuğum üst düzey HDP yöneticileri ise duraksamaksızın "O sözler Sezai Temelli'nin kişisel görüşüdür. Partiyi bağlamaz ve parti yönetimi öyle düşünmüyor" dediler.
Bence kim ne demiş olursa olsun, bu sözler "Tırmık"ın satırları arasında kalmamalı.
Kanımca hem CHP'nin hem HDP'nin biz yurttaşlara bir "resmi açıklama" borcu var.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021