Burhanettin DURAN
Trump'ın "güvenli bölge" kurma önerisi gündemin başköşesine oturdu. Medya ve analistler32 km derinliğindeki bu bölgenin "kimi, kime karşı güvende tutacağıı" tartışıyor. ABDmedyasında güvenli bölgenin YPG'yi Türkiye'den koruması gerektiğini yazanlar var. Çekilmeyi yanlış bulanlar YPG'yi korumak için yeni bir fırsat bulmuş edasındalar. Menbiç'e yapılansaldırıda 4 ABD askerinin öldürülmesini de DEAŞ'ın bitmediğine delil olarak kullanıyorlar.Trump'ın ise bu saldırının zamanlamasından dolayı kararından vazgeçmesi beklenmiyor. Akla da önce YPG'nin "DEAŞlı tutsakları tutamıyorum" cümleleri geliyor.
Türkiye medyasında da Suriye'de "yeni bir Kuzey Irak modeli gelir mi?" kaygısı dillendiriliyor. Trump'ın önerisinin içeriği henüz bürokratları tarafından doldurulmadığı ve Çekiç Güç marifetiyle Kuzey Irak'ta yapılan hala zihinlerde olduğu için bu tür sorular öne çıkıyor. Halbuki Ankara'nın zihni net. Cumhurbaşkanı Erdoğan güvenli bölgenin Türkiye'nin denetiminde olacağını belirtti. Uluslararası güçlerin kontrolünde YPG'yi koruyacak bir güvenli bölgenin kabul edilmesi mümkün değil. Kaldı ki Ankara Amerikan askerleri YPG'yi korurken kabul etmediği bir şeyi, ABD çekildikten sonra neden kabul etsin? ABD'nin çekildiği bir yeri hangibir uluslararası güç "güvenli" kılamaz.
Bu yüzden mesele, güvenli bölgenin önümüzdeki haftalarda ABD ile nasıl formüle edileceğinde ve Rusya'nın tavrında. Türkiye her iki büyük aktör ile görüşerek bir mutabakat oluşturmaya çalışıyor. Nitekim Erdoğan'ın 23 Ocak'ta Moskova'da Putin ile yapacağı görüşme işin rengini belirleyecek önemde. Eminim, Washington'da Trump'ın Türkiye ile çalışmasını istemeyenler ve çekilme karşıtları güvenli bölgenin Türkiye denetimine verilmemesi için formüller üretmekle meşgul. Ancak Trump ısrar etmeye devam ederse bürokratları da güvenli bölgenin içini dolduracak önerilerle gelmek durumundalar. Erdoğan'ın geçenlerde New York Times'da önerdiği plana bakmalarında fayda var. Arap çoğunluğu olan yerlerde Arapların, Kürt çoğunluğu olan yerlerde Kürtlerin temsilinin ağırlıklı olacağı yerel yönetim formülü masada. Türkiye'nin güvenlik kaygılarını tatmin etmesi için bu bölge "YPG militanlarından arındırılmış olmak" zorunda. Terörden arındırılmış bölge dışındaki SDG'nin geleceği de ayrıca müzakere edilebilir. Şimdilik Ankara'nın önceliği Menbiç ve Fırat'ın doğusunda Türkiye'nin sınırlarının güven altına alınması ve Suriyeli sığınmacıların geri dönebilecekleri bir yaşam alanının oluşturulması.
Güvenli bölge ile ilgili Moskova'nın tavrı da merak konusu. İlk tepki, Rus Dışişleri Bakanı Lavrov'un açıklaması. Lavrov, ABD'nin Suriye'nin kuzeyinden çekilmesinin ardından söz konusu bölgelerin Esed yönetimine bırakılmasını istedi. YPG'nin de "bir dış müdahale olmadan tek bir yönetim altındaki hayatlarına geri dönebilmelerini sağlamak için Şam ile anlaşmalarını" önerdi. Buradan Rusya'nın Türkiye denetiminde güvenli bölgeye karşı çıkacağını mı düşünmeliyiz?
Bence, hayır... Lavrov'un açıklaması her zamanki Rus diplomasisinin pazarlığı üstten açma yaklaşımı. Kanaatimce, Putin'in Erdoğan ile görüşmesinde Türkiye'nin çıkarlarını tatmin edecek bir güvenli bölge formülünü reddetmeyecek. Aksine içerisinde İdlib'in de olacağı bir pazarlık yürütecek. Güvenli bölgenin içeriğini konuşmak isteyecek.
Bu beklentiye sahip olmamın iki sebebi var. İlki, Putin Suriye'de Türkiye'yi tatmin etmeyecek bir formülün çalışmayacağını görüyor. Astana süreci ile birlikte çalışabileceği Türkiye'yi YPG gibi hayati bir tehdit konusunda kaybetmek istemez.İkincisi de Putin, Erdoğan ile yürüttüğü lider diplomasisi sayesinde Türkiye ile nitelikli bir yakınlaşma sağladı. Suriye'de bozuşarak Ortadoğu, Karadeniz, Doğu Akdeniz ve Avrupa'da yapmak istediği işbirliğini tehlikeye atmaz.Bilmem, Putin'in Erdoğan'a gönderdiği yeni yıl mesajındaki "Avrasya'da barış, güvenlik ve istikrarıgüçlendirmek için her iki ülke halkının menfaatine uygun tüm alanlarda karşılıklı fayda sağlayan ilişkiler" vurgusunu hatırlatmaya gerek var mı?
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020