Elif ÇAKIR
Ve Ayasofya’nın tamamı ibadete açıldı, hayırlı olsun, hayırlara vesile olsun.
Danıştay Ayasofya’nın müzeye çevrilmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını oy birliği ile iptal ettiğini açıkladı. Danıştay’ın kararından bir saat sonra da Cumhurbaşkanı Erdoğan yayınlandığı kararname ile Ayasofya’nın Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredildiğini duyurdu. Böylece 86 yıl sonra Ayasofya yeniden camiye dönüştürüldü.
Asıl kararı verenin Danıştay değil siyasi irade olduğu bilinen bir gerçektir. Sonuçta yıllardır Ayasofya konusundaki talepleri reddeden Danıştay’ın Ayasofya’nın cami olması gerektiğine dair kararı nasıl ve hangi saiklerle verdiği herkesçe malum.
Soru şu:
18 yıllık iktidarının hiçbir döneminde gündemine girmeyen Ayasofya, iktidarının on sekinci yılının yarısında bir anda ne oldu da AK Parti’nin gündemine girdi, önem kazandı?
Çok değil, daha bir yıl öncesine kadar Ayasofya açılsın diyenlere sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan bir anda “Ayasofya’yı aslına rücu ettiririz, kime ne? Türkiye bağımsız bir ülkedir, kendi kararını kendisi verecektir. Ayasofya’da namaz da kılınır, Fetih Suresi de okunur” deyiverdi?
***
Biliyorsunuz 31 Mart 2019 yerel seçimleri kapsamında partisinin Tekirdağ’da düzenlediği mitinge katılan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, “Ayasofya Camii olarak açılsın” diye seslenen bir vatandaşa “Önce Sultanahmet’i doldurun ondan sonra ona bakarız” diye tepki göstermiş ve şöyle demişti:
“Bak şimdi Büyük Çamlıca Camii’ni yaptık. 4 tane, 5 tane Ayasofya eder. O kadar büyük. 60 bin kişiyi alabilecek kapasitede. Ve Anadolu Yakası’nda tüm İstanbul’da ve Türkiye’de en büyük camii oldu. Önce oraları doldurun. Bu işin bir de siyasi boyutu var. Bu oyunlara gelmeyelim lütfen. Bunların hepsi tezgah. Biz ne zaman, neyin, nasıl yapılacağını çok iyi biliyoruz.” (16 Mart 2019)
Sayın Erdoğan Tekirdağ mitinginden birkaç gün sonra gençlerle birlikte bir televizyonda “Seçim Özel” programına katıldı. O programda “Ayasofya açılsın” diyen vatandaş gündeme getirildi. Ayasofya ibadete açılsın taleplerini “oyun” olarak gördüğünü söyleyen Erdoğan özetle şunları söyledi. Dikkatle okuyun:
“Bunları da aşmak bizim için sorun değil ama getirisi götürüsü nedir? Bunun bir götürüsü var. Onun faturası çok daha ağır. Dünyanın çeşitli yerlerinde bizim binlerce camimiz var. Ayasofya ibadete açılsın diyenler acaba o camilerin başına ne gelir düşünüyor mu? Bunları düşünmeden söylüyorlar.”
Dikkatle okudunuz değil mi?
Devam edelim. O programda yani bir yıl önce Ayasofya açılsın diyenlerin dünyayı tanımadıklarını ifade eden Erdoğan diyor ki:
“Bunlar dünyayı tanımıyorlar. Muhataplarını bilmiyorlar. Ben bir siyasi lider olarak bu oyuna gelecek kadar istikametimi kaybetmedim. Bu oyunlara gelmeyelim. Bunların hepsi tezgah.” (18 Mart 2019)
Gördünüz mü?
***
Ben işin “Ah bu ne yaman bir çelişkidir. Bir yıl önce öyle bir yıl sonra böyle” yönünde değilim. Siyasetçidir, çelişkilerle doludur.
Dün aynı konuda öyle der, bugün başka der, yarın bambaşka bir şey söyler.
Nitekim merhum Süleyman Demirel’in bu hususta siyasi literatürümüze giren meşhur bir sözü de vardır. Hikaye malumunuz.
Demirel, 1973-75 yıllarında ana muhalefet lideriydi. 1973 cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, dönemin Genelkurmay Başkanı Semih Sancar ile gizlice görüşür. Ancak görüşmeyi inkâr eder. TRT ertesi gün Sancar’a dayanarak görüşmeyi duyurunca, Demirel uzatılan mikrofonlara şu sözleri sarf eder:
"Dün dündür, bugün de bugün."
***
Ben madalyonun öteki yüzündeyim.
Yani bir yıl içinde ne değişti, sorusunun peşindeyim.
Ayasofya’yı açmanın siyasi boyutu ne oldu? Arka planda nasıl bir diplomasi yürütüldü?
Avrupa’daki binlerce camimize yönelik oluşacak provokasyonlara karşı gerekli önlemler alındı mı?
Hani Ayasofya konusunda Türkiye’nin muhatapları vardı, muhatapları meselesi çözüldü mü?
Sultanahmet Camii doldu mu? 4 tane 5 tane Ayasofya eden Büyük Çamlıca Camii doldu mu?
Bu işin “getirisi”, “götürüsü” meselesi ne oldu?
Ben sadece basit ama önemli bulduğum bu soruların peşindeyim.
Sahi ne oldu da 18 yıllık iktidarının hiçbir döneminde Ayasofya’nın açılmasını aklına getirmeyen, çok değil daha bir yıl öncesinde “oyun”, “tezgah” olarak değerlendiren Erdoğan bir yıl sonra Ayasofya’yı gündemine aldı?
***
Mesele Ayasofya’nın açılması ise AK Parti bunu dünyayla en ilişkilerinin en iyi olduğu dönemde gerçekleştirebilirdi. AK Parti’nin en güçlü olduğu dönemleri hatırlayın. Oyu yüzde 50’ler civarındaydı. Batı basını AK Parti’yi ve Erdoğan’ı övüyordu. Tarihte ilk defa Avrupa Parlamentosu Türk bayraklarıyla donatılmıştı. Türkiye’ye yabancı sermaye akın ediyordu.
Erdoğan, İspanya Başbakanı Zapatero ile birlikte Medeniyetler İttifakının eş başkanları koltuğuna oturmuşlardı.
Türkiye böyle günlerden geçti.
Evet, içeride ve dışarıda böylesine güçlü olduğu dönemde Erdoğan Ayasofya’yı hiç gündemine aldı mı? Ağzına bile almadı!
Şimdi alıyor, kararını da veriyor.
Evet, önümüzde yakın bir tarihte seçim şimdilik gözükmüyor.
Ama ağır ekonomik sıkıntılar var, Türkiye’nin sorunlarına çözüm üretemiyor, bir gelecek vaat edemiyor, toplumun geniş kesimlerine yayılan adalet sorunları var, AK Parti açısından işler yolunda gitmiyor, dolayısıyla AK Parti iktidarına farklı gündemler lazım.
Yeni partiler kuruldu, şu veya bu çapta oy kaybı açık; eldeki seçmeni tutacak heyecanlar lazım.
Dışarıdan gelecek eleştirilere meydan okuyarak ‘yedi düvele karşı dik durma’ duygusu da lazım…
Bunlar iktidara lazım, hepsine iktidarın ihtiyacı var ama bakalım Ayasofya’nın camiye çevrilmesi iktidarın bu ihtiyaçlarına cevap verecek mi?
Bakıp göreceğiz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024