Hakan Albayrak
Fransa’dan 1962’de bağımsızlığını kazanan Cezayir sözde cumhuriyet oldu, ama aslında cumhurun hissiyatına ve fikriyatına metelik vermeyen bir tek parti diktatörlüğüydü kurulan. Hükümette Ulusal Kurtuluş Cephesi vardı, Halk Meclisi denen yerdeki bütün sandalyelerde Ulusal Kurtuluş Cephesi üyeleri oturuyordu, ordu zaten Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin ta kendisiydi. Başta petrol gelirleri olmak üzere milli servet üzerindeki her türlü tasarruf hakkı da tabii ki bütünüyle bu partinin adamlarına aitti.
Diktatörlüğün kaçınılmaz sonucu olarak yolsuzluk diz boyuydu. Elitler bolluk içinde yüzerken halk sefalet içindeydi. Sefalet içindeydi, ama sesini çıkarmaya korkuyordu. 1988’e kadar halkın ensesinde rahat rahat boza pişirdi rejim. O sene kitlesel protesto gösterileri oldu. Sabrı taşan halk, ekmeğe zam gibi vesilelerle ayaklanma provaları yapıyordu.
Ulusal Kurtuluş Cephesi bu işi böyle sürdüremeyeceğini anlayıp dizginleri gevşetmeye başladı. Haziran 1990’da ülkenin ilk demokratik mahalli seçimleri düzenlendi. Bu seçimlerde Abbas Medeni liderliğindeki İslami Selamet Cephesi (FİS) birinci parti oldu. Sıra, ilk demokratik genel seçimlerdeydi.
Genel seçimlerin iki turlu olması öngörülmüştü. 27 Aralık 1991’deki birinci turu ezici bir çoğunlukla FİS kazanınca, durumdan vazife çıkaran ordu 11 Ocak 1992’de olağanüstü hal ilan etti. Seçimlerin ikinci turu yalan oldu, demokrasi rafa kaldırıldı, Abbas Medeni de dahil olmak üzere binlerce FİS mensubu tutuklandı ve FİS yasaklandı. Ortalık karıştı.
Sandıktan ümidi kesen bazı İslamcılar, rejime karşı silahlı mücadeleye yöneldi. Askerlere, polislere saldırılar düzenlendi. Bu saldırılara verilen cevapların ölçüsüzlüğü, ortalığı iyice karıştırdı.
1993’te Silahlı İslami Grup (GİA) kuruldu, şiddet tırmandı. “İslami”liği sözde kalan bu örgüt, sivillere saldırmaktan da geri durmadı. Yıllar yılı birbirinden korkunç vahşet manzaraları sergiledi. GİA’ya rejimin ajanlarının sızdığı ve cuntaya karşı silahlı direnişi itibarsızlaştırmak için bu örgütü amansız bir zulüm makinesini dönüştürdüğü ileri sürülür. “GİA’yı zaten onlar kurdu” diyenler de var.
1994’te kurulan ve “İslami Selamet Cephesi’nin silahlı kanadı” diye anılan İslami Selamet Ordusu (AİS) ise sadece rejimin silahlı unsurlarını hedef alıyor, sivillere kesinlikle dokunmuyor, üstelik GİA’nın vahşetini telin ediyordu. Savaşta at izine karışan it izi ağır basınca ve bu durumu değiştirmenin mümkün olmadığı kanaati hasıl olunca, AİS liderleri 1997’de silahlı mücadeleye son verdiklerini ilan ettiler.
Bu arada ülkede yeni bir genel seçim oldu (1995). Ordunun ‘münasiptir’ dediklerinden başka kimsenin katılamadığı ve kazananlarla kaybedenlerin önceden belirlendiği bir seçim! Gelgelelim, bu seçimi ‘kazanarak’ devlet başkanı olan Emin Zerval’in de kendini orduya beğendiremediği söylenir.
* * *
1999’daki sahte seçimlerde ordunun devlet başkanı adayı Abdulaziz Buteflika idi. Tabii ki kazandı. Fena da olmadı. Daha doğrusu, başkanlığının ilk zamanlarında öyle dedirtti.
Buteflika’nın 1992’deki askerî darbeyi menfi bir hadise olarak zikretmesi, “terör kurbanları” şeklindeki resmi söylemi kullanmak yerine “iç savaş kurbanları” demeyi tercih etmesi, silah bırakan İslamcı militanlar için af çıkarması ve onların muhtelif işlerde istihdam edilmesini sağlaması ümit verdi. Hakiki demokrasiye geçişi de sağlar mıydı acaba?
Yok, onu yapmadı. İstese de yapamazdı zaten. Asıl iktidar sahipleri, generaller, Buteflika vasıtasıyla iktidarlarının makyajını tazeleyerek halkın hararetini düşürmeye çalışıyorlardı sadece.
Buteflika 2004’te, sonra 2009’da, sonra 2014’te yeniden seçildi (tabii ki generaller tarafından seçildi). 20 senedir devlet başkanı. Bu 20 senede hakiki demokrasiye geçilmediği gibi, yolsuzluk ve yoksulluk meselesi de çözülmedi. Fas’la Cezayir arasındaki Batı Sahra meselesi de çözülmedi. Cezayir, çok şükür, 1990’lı yıllardaki gibi kan deryası değil; ama onun dışında kayda değer bir değişiklik yok.
1999’da değişimin adı olan -veya öyle sunulan- Buteflika çoktandır statükonun adı. Zaten o sayede tekrar tekrar ‘seçiliyor’. 18 Nisan’da yapılması planlanan seçimlerde yeniden devlet başkanı ‘seçilmesi’ de bu sayede olacak.
* * *
Buteflika şimdi 82 yaşında. 2013’ten beri felçli. Tekerlekli sandalyede oturuyor. Ne gam! Gene aday oldu işte; hal-i perişanına rağmen devlet başkanlığına devam etmek istiyor, koca memlekette başka adam yokmuş gibi.
Bu haber üzerine Cezayir sokakları uzun müddet sonra yeniden hareketlendi; nümayişe çıkan on binler ‘Yeter!’ diye haykırıyor.
Buteflika da aslında ‘yeter’ diye düşünüyor olmalı ki, ‘Seçilirsem ülkeyi erken seçime götüreceğim ve o seçimlerde ben aday olmayacağım’ diyor.
Şaka gibi.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları




























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2024
16.05.2022
7.03.2022
31.01.2022
20.01.2022
30.11.2021
25.11.2021
15.11.2021
25.10.2021
17.08.2021