İsmet Berkan
Kuvvetler ayrılığı dediğimiz ve dünyada 200 yılı aşkın mazisi bulunan ilkenin belki en önemli unsurunu bu haftaya bırakmıştım: Hukuk devleti olmak ve yargı bağımsızlığını sağlamak.
Biz sürekli bu kavramları (yokluğunu çektiğimizden olsa gerek) birbirinin yerine de kullanıyoruz. Oysa aralarında farklar var. Ulaşmak istediğimiz yer yüksek bir demokrasi ise hukuk devleti olabilmeliyiz. Bunun ön şartı, kuvvetler ayrılığı ilkesinin hayata geçmiş olması, yargı bağımsızlığının sağlanmış ve vatandaşların temel hak ve özgürlüklerinin güvenceye alınmış olması.
Bu kavram kargaşasına bir örnek şu: Biz bir anayasa değişikliğinde herhalde yüreğimizi soğutmak için anayasaya yargının bağımsızlığının yanına “tarafsızlığı”nı da ekledik ama bu gereksiz bir eklemeydi: Bağımsız olmayan yargı tarafsız olamaz zaten; tarafsızlığı sağlamanın ön şartı bağımsızlığı sağlamak. Kaldı ki, yargı anayasaya “bağımsız” yazıldı diye otomatik biçimde bağımsız nasıl olamıyorsa, “tarafsız” yazıldı diye de otomatik olarak tarafsız olmuyor.
Peki ne demek bağımsız? Öncelikle iktidardan bağımsız olmak demek. Yani, hükümetin işine gelmeyen kararları da verebilmek, gerektiğinde hükümeti yargılayabilmek. Tabii, hükümetin işine gelmeyen, hoşuna gitmeyen kararlar verebilmek bir cesaret meselesi olmamalı; yargıçlar böyle kararlar verdi diye başlarına bir şey gelmesi endişesini hiç taşımamalı.
Bağımsızlık, tabii sadece güncel iktidardan bağımsız olmak değil. Bir de bizde çokça ihmal edilen “fikri hür, vicdanı hür” olma meselesi var. İdeolojilerden bağımsız olmak, hukuku öncelemek, kendi kararlarını kendi aklıyla vermek, fikren bir grubun veya siyasi partinin doğrultusuna girmemek.
***
Türkiye’nin yargı bağımsızlığıyla ilgili sorunları, bir bakıma eğitim sistemindeki sorunlara çok benziyor.
Biz uzun yıllar eğitimin başlıca sorununun bina eksikliği olduğunu, ortada yeterince okul binası olur ve kalabalık sınıflardan kurtulursak eğitim sorunlarını da çözeceğimizi sandık.
Derken bir gün bina eksiği sona erdi. İşte o gün, eğitimdeki gerçek sorunumuzun bina eksiği değil, öğretmenlerimizin öğretme kalitesi olduğunu anladık. (Veya hala anlamaya çalışıyoruz.)
Yargıda da onyıllardır temel sorunun yargı yönetimini adil/demokratik/hesap verebilir hale getirmek olduğunu düşünüyoruz.
1961’den beri hakim ve savcıların özlük haklarını yönetecek kurumu (Bugünlerde adı HSK) oluşturma konusunda defalarca anayasada değişiklik yaptık.
Son yaptığımız değişiklik 2017’de oldu; HSK’yı tamamen siyasete bağımlı hale getirmeyi başardık. Oysa kağıt üzerinde varmak istediğimiz sonuç bunun tam tersiydi.
Demek ufukta en azından bir Anayasa değişikliği daha var, HSK’yı en azından bir kez daha değiştireceğiz.
Ancak hiç de önemsiz olmayan bu durum yargıdaki gerçek sorunun üzerini örtüyor bana göre: Esas büyük sorunumuz, özellikle yargıçlarımızın kalitesiyle ilgili.
Yargıçları daha iyi eğitimden geçmiş, hukuk felsefesini özümsemiş, özgürlükçü ve hukuku üstün tutan insanlardan oluşmayan bir yargı sistemi, tepe yönetimi ne kadar mükemmel olursa olsun yargı bağımsızlığını sağlayamaz.
Bizim yargıç kalitemizi, ilk derece mahkemelerin kararlarının yüzde kaçının Yargıtay’da bozulduğuna bakarak görebiliriz.
Bu arada Yargıtay kararları da hukukilik açısından mükemmel değil, onu da unutmayalım.
Yargıtay’dan geçen bütün dosyaların sadece küçük bir bölümünü oluşturan temel hak ve özgürlüklerle ilgili davalar AİHM’ye gidiyor, Türkiye AİHM’de en fazla yargılanan ve en fazla mahkumiyet alan ülke.
Yine temel hak ve özgürlüklerle ilgili bizim Anayasa Mahkememize yapılan bireysel başvuruların sayısı da olağanüstü derecede yüksek.
***
Yıllar önce şaka olsun diye, “Almanya’dan veya başka bir Batı ülkesinden yargıç getirsek, bizim kanunları önlerine koyup uygulamalarını istesek” demiştim ve başıma gelmedik şey kalmamıştı.
Bugün, üzerinde hiç konuşmuyoruz ama çok ağır bir travma geçirmiş bir yargı sistemiyle karşı karşıyayız. 15 Temmuz sonrası FETÖ’cü yargıç temizliğiyle yargıçlarımızın önemli bölümünü işten çıkarttık, yerlerine işten çıkarttıklarımızdan daha fazla sayıda ama genç ve doğal olarak tecrübesiz çok sayıda yargıç aldık.
Bu yargıçların alımı sırasında “Aman araya FETÖ’cü sızmasın” korkusunu da kullanarak ciddi siyasi kayırma yaptık; adıyla söyleyelim, Ak Parti’ye ve Cumhur İttifakı’na yakın isimleri tercih ettik.
Türkiye bugünkü yargısıyla, yarın seçim sonuçları ne olursa olsun, belki 20-30 yıl yaşamaya devam edecek.
Evet, iktidar değişirse rüzgar da değişeceği için belli yumuşamalar yaşanacak ama “fikri hür, vicdanı hür” bir yargımız uzun süre için olamayacak.
İktidara kim gelirse gelsin bu böyle olacağı için de siyaset kurumu büyük olasılıkla yargıyı bağımsızlaştırmak için değil, aksine kendi kontroluna almak için inisiyatif kullanacak.
Benim yargı bağımsızlığından maalesef hiç ümidim yok.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
23.05.2025
22.05.2025
13.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
10.04.2025
6.04.2025