Kurtuluş TAYİZ
Geçen haftanın en çok konuşulan konusu tarihi Diyarbakır randevusuydu. Bütün bir hafta Barzani ziyareti konuşuldu. Değerlendirme ve yorum yapmayan kimse kalmadı; neredeyse herkes bir şekilde tepkisini yansıttı. Ancak bu konuda en çok Abdullah Öcalan’ın görüşü merak ediliyordu. Şu ana kadar kamuoyuna bu konuda bir değerlendirme yansımadı.
Bazı çevrelerin belirttiği gibi Öcalan, Barzani ziyaretini kendisine karşı yapılmış bir hamle, çözüm sürecine indirilmiş bir darbe olarak mı değerlendirecekti? Sürecin sonu mu geliyordu? Başbakan Erdoğan, Diyarbakır çıkarmasıyla Öcalan’a büyük bir çalım mı atmıştı? Ya da Öcalan da pek çok çevre gibi Diyarbakır buluşmasına destek mi çıkacaktı?
Abdullah Öcalan’ın Barzani ziyaretine klasik bir tepki göstermesini zaten hiç beklemiyordum. Öcalan eski reflekslerle tutum belirleyen bir lider değil. Ancak Barzani ziyaretini desteklemesi de abartılı olurdu. Bu siyasetin doğasına biraz ters. Öcalan, yıllardır Barzani’yle kişisel ve siyasal bir çekişme içinde. PKK’yı kurduğu günden beri bu böyle. Geçmişte bu çekişme karşıt cephelere bölünme şeklinde kendini dışa vurdu fakat çözüm sürecinin başlamasıyla birlikte bu yeni bir biçime büründü; Öcalan, Barzani’yi karşısına almak yerine onun yanında olmayı seçti. Bir şekilde Barzani’yle ittifak etme yolunu tercih etti. Öcalan’ın sürecin başında Barzani’ye gönderdiği mektup bu açıdan önemli; bu mektupta Öcalan, Barzani’ye “Kürt milletinin lideri” olarak hitap etti. Birbirine rakip olan liderler her zaman karşı cephelere bölünmez, birbirinin gücünden yararlanmayı da tercih ederler. Ya da bir süreliğine zayıf olan daha güçlü olanı “takdir” ederek siyasal olarak güç toplamaya çalışır. Bu konuda da ihtiyaç içinde olan kişinin Öcalan olduğunu unutmayalım.
Bu açıdan bakıldığında açık bir tehditle karşı karşıya gelmediği sürece Öcalan’ın Barzani’ye cephe açması mümkün görünmüyor. KCK Yönetimi’nin, Barzani ziyareti için içten içe duyduğu tepkiyi dışa yansıtmaması, Diyarbakır randevusu hakkında yorum yapmaması ve derin bir sessizliğe gömülmesi çözüm sürecinde kurulan Öcalan-Barzani yakınlaşmasıyla bağlantılı. İmralı’dan gelecek olan küçük bir işaret Kandil’in Diyarbakır buluşması ve Barzani için zehir zemberek açıklamalar yapmasına yetecekti.
Ancak İmralı’dan böyle bir “işaret” gitmedi. Geçen hafta İmralı’yı ziyaret eden Mehmet Öcalan’ın da bu konuda yaptığı yorum oldukça ilginçti; Mehmet Öcalan, abisiyle bu konuyu konuştuklarını ancak kamuoyuna bir açıklama yapmayacağını -üstelik vurgulu bir şekilde- söyledi. Bu konuda kulislerde konuşulan ise Öcalan’ın ziyaret hakkında “olumsuz” bir değerlendirme yapmadığı yönünde. Fakat Öcalan’ın ziyaretin zamanlamasını tasvip etmediği, sürecin daha ileriki aşamalarında gerçekleşmesinin daha uygun olacağını belirttiği söyleniyor. Öcalan’ın, Barzani’nin Diyarbakır ziyaretinden daha çok onun Rojava politikasından rahatsız olduğu ve bu düşüncelerini kardeş Öcalan’a aktardığı belirtiliyor. Rojava meselesi Öcalan için fazlasıyla önemli bir konu. Rojava’daki gelişmeler Öcalan’ın İmralı’da pazarlık gücünü doğrudan etkiliyor. Rojava konusunda Öcalan’ın fazla “hassas” olduğunu belirtmekte fayda var.
Çözüm sürecine karşı olan çevrelerin Barzani ziyaretini Öcalan’a karşı bir hamle ve Suriye’deki PYD’yi tasfiye etme girişimi olarak sunmaya çalışmaları kuşkusuz boşuna değildi. Bu değerlendirmeler biraz da Kürt hareketinin aklını karıştırma niyetiyle öne sürüldü. Ancak ne Kandil, ne BDP, ne de İmralı bu oyuna geldi. Kürt örgütlerinin aralarındaki ihtilafları artık cephede değil, masada halledebilecek, çözecek düzeye geldiklerini düşünüyorum. Devletle barışırken kendi aralarında savaşa tutuşacaklarını hiç sanmıyorum.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019