Kurtuluş TAYİZ
CHP Genel Başkanı Kemal Bey, bir süredir “Kontrollü darbe” kavramını işliyor. 15 Temmuz darbe kalkışmasını “senaryo” olarak değerlendirip hesap sormaktan bahsediyor. Delili, kanıtı, belgesi yok; daha kötüsü, Kemal Bey’in bu konuda orijinal bir düşüncesi de yok; zira bu suçlamanın asıl sahibi terör örgütü lideri Fetullah Gülen.
Hatırlanacak olursa Gülen, 15 Temmuz darbe girişimi için -panik halinde- “Darbe değil, tiyatro; bu bir senaryo, içinde kendi insanları var” demişti.
Fetullah Gülen’in 15 Temmuz tezleri Doğan medyasının “gazetecilik” becerisiyle ete kemiğe büründürüldü ve bugün CHP’nin resmi söylemi, politikası halini aldı. CHP için “15 Temmuz” bir “Kontrollü darbe” girişimi artık.
Ne desek boş; çünkü “inkar” FETÖ’nün tipik bir özelliği. Darbe gecesi tankın içinde asker kıyafetiyle yakalanan polis müdürü mahkemede inkar etmedi mi? Kemal Kılıçdaroğlu da aynı “inkar” prensibiyle konuya yaklaşıyor, doğru olup olmaması hiç önemli değil.
Gerçekleri ters yüz eden bu tezlerin kuşkusuz toplumsal bir karşılığı yok. Ne Pensilvanya, ne ABD ve ne de CHP, 15 Temmuz’un Türkiye tarihindeki bu kanlı yerini değiştirebilir. Milletin hafızasını silemeyeceklerine göre bu tarihi değiştirmeleri de imkansız.
Fakat, CHP’nin “Kontrollü darbe” söylemiyle bir süre daha FETÖ’nün “siyasi ayağı” olmaya devam edeceği anlaşılıyor.
CHP ile FETÖ ilişkisi çok eskilere dayanıyor. Darbeyi Araştırma Komisyonu Başkanı Reşat Petek’in dün açıkladığı bir bağış makbuzuna göre Fetullah Gülen-CHP ilişkisi, 1967 yılına kadar uzanıyor. Bu uzun geçmişi bir günde silmek, koparmak haliyle çok zor.
FETÖ’nün CHP üzerindeki etkisinin bu kadar güçlü olmasının sebebi işte bu “uzun” geçmiş. Kemal Kılıçdaroğlu’nu partinin genel başkanlığına getiren operasyonu FETÖ’nün yönettiği sır olmamasına rağmen, CHP için bu durum, bir tabu olma özelliğini hâlâ koruyor.
Burada sorun FETÖ’nün genel başkanlığa getirdiği bir ismin yavuz hırsız misali iktidar partisini mütemadiyen “Kontrollü darbe” ile suçlaması ve bu konuda pişkinliği elden bırakmaması. Darbeye kalkışan bir terör örgütünün operasyonuyla genel başkanlık koltuğuna oturan biri, nasıl olur darbenin hedefindeki lideri, partiyi -delile, kanıta bile ihtiyaç duymadan- bu kadar rahatça suçlayabilir?
249 vatandaşımızın şehit düştüğü, 2 binden fazla vatandaşımızın yaralandığı bir darbe kalkışmasını kim hiç olmamış ve yaşanmamış sayabilir?
Kemal Bey’in bu rahatlığı nereden geliyor, bu cesaretin kaynağı neresi?
Darbeci çetenin kontrolü altında genel başkanlık yapan ve normal koşullar altında siyaset dışında kalması gereken biri hangi hakla, hangi yüzle, hangi güçle darbenin hedefinde olanları suçlayabiliyor? Buna izin veren hukuki-siyasal sistemi, medya düzenini sorgulamak gerekmiyor mu? Siyasetin üzerine düşen bu karanlığı sorgulamadan yol almak mümkün değil.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019