Murat BELGE
Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’nin siyasî rejimini “başkanlık sistemi” diye bilinen sisteme dönüştürmek istediği yazılıyor, söyleniyor ve böyle bir şey olmadığına dair Başbakan’ın kendisinden de gelen hiçbir işaret yok. Demek ki öyle.
Bunun çalışması sürüyor. Olur mu, olmaz mı, bilemem. Biraz zor görünüyor.
Bir yandan da Başbakan epey geniş bir yelpazeye yayılan görüşlerini açıklıyor. İdam derken kürtaj, kürtaj derken dizi, okul üniforması, tıksırıncaya kadar içenler, ucu bucağı belirsiz bir monolog hâlinde. Durmadan, her ağzını açışta, birilerini azarlıyor, yanlış bilenlere işin doğrusunun ne olduğunu bildiriyor, bir hışmınan geliyor ama geçmiyor. Her sözüyle gerginlik, kutuplaşma yaratıyor.
İnsanlar doğal olarak merak ediyor: niçin böyle yapıyor? “Böyle yaptığı” oldukça kesin. 2002-2010 arasında yapmadığı bir şeyi yapmakta, Başbakan. Burada genel bir ortaklaşma var. Ama, “niçin yapıyor” sorusu sorulunca, yorumlar muhtelif. Bana en aykırı gelen yorum, “demokratik bir şey yapacak, onun için anti-demokratik konuşuyor” yorumu. Bu, bazı özgül konularda kısmen doğru olabilir. Örneğin BDP’lilere dokunulmazlık kaldırma fezlekeleri işleme konurken Kandil’dekilere bir “ara çözüm” önerisi gibi şeyler, bu yoruma bir miktar inandırıcılık katıyor. Ama Başbakan’ın kürtaj veyaMuhteşem Yüzyıl dizisi üstüne konuşurken herhangi bir politik manevra içinde davrandığı kanısında değilim. İnandığı gibi konuştuğunu sanıyorum. “Günden değiştirme” gibi kaygıları olduğunu da düşünmüyorum.
Ama zaten bu “niçin” faslı da beni fazla ilgilendirmiyor. Tayyip Erdoğan, bütün bu konuşmalarıyla, önümüze bir zihniyet seriyor. Bunun nasıl bir zihniyet olduğunu görmek daha önemli. Açtığı “münferit” tartışmalar sonunda geliyor, “değer” noktasına dayanıyor. Birkaç kere “idam” konusunda bir şeyler yazdım. İdam konusunda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın söylediği sözleri söylemiş bir kimsenin, bunları niçin söylediği ikincil bir konu: demokrasi yapmak için anti-demokratik görünmek, MHP’den oy kapmak vb. O sözler ortada; o sözleri söyleyebilen kişiyle herhangi bir ortaklık düşünemeyeceğim de ortada.
Dolayısıyla, “neden”i, “niçin”i beni fazla ilgilendirmiyor, nedeni neyse ne, ortada sistematik bir “gericilik” var. Bu kelimeyi sevmem ve kullanmam. Bunca yıldan sonra kullanmaya beni zorlayan Başbakan Erdoğan oldu. Çünkü hangi konuda ağzını açsa, o konuda söylenebilecek en “gerici” şeyleri söylemeden susmuyor.
Ancak, “en muhafazakâr İslâm anlayışı” olarak değerlendirilebilecek bu sözlerinin gerisinde, o sözlerin araçsallaştırılmasını düzenleyen, yönlendiren, kişisel bir “tek adamlık” tutkusunun yattığını görüyorum.
Başbakan, ikinci seferdir, “yargı” hakkında tuhaf sözler söylüyor. Daha önce, yargıya talimat verdiğini açığa vuran bir cümle kurmuştu ve bu cümle elbette haklı olarak yoğun eleştiriye uğramıştı. Muhteşem Yüzyıl derken Başbakan yeniden “yargı”yı “vazifeye çağır”dı. Geçen gün yazdığım gibi, yargının bu konuda neye dayanarak ne yapacağını anlayamamıştım. Şanar dostum dayanağın 301 olacağını söyleyerek bana yardımcı olduğunda daha da şaşırdım, çünkü 301’e bu yeni absürditenin yüklenebileceği gerçekten aklıma gelmemişti.
Erdoğan’ın da aklında 301, 302, 303 gibi bir şeyler olduğunu sanmıyorum. Çünkü bunlar ne olsa, ne kadar hukuk dışı bir zihniyete dayansa, gene de bir modern sistemin maddeleridir. Başbakan’ın aklındaki “Kazaskere söyleyelim de şu işi halletsin” tarzında bir şey olmalı. “Yargı” dediği böyle bir yargı. “Kuvvetler ayrılığı” ilkesi diye bir şey, “makbul” değil. Başbakan’ın gönlünde, ucu kendi elinde olan bir “kuvvetler birliği” özlemi yatıyor. Ülkenin tarihine bakınca, yeni değil, çok eski bir özlem bu. Her zaman da o geçerli olmuş. Ama zaten bundan dolayı bu ülke hiçbir zaman demokratik olamamış.
Şimdi gene aynı yerdeyiz: topluma kendi inandığı değerleri egemen kılmaya çalışan, buyurgan bir Başbakan’la.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025