Mustafa Karaalioğlu
Bir kimyagerin, bilimsel kongrede durup durup “Su 100 derecede kaynar” demesi veya matematikçinin “Arkadaşlar iki kere iki 4 eder” demesi ne kadar anlamlıysa, bizim de her fırsatta “Bir memlekette gelişme için ifade özgürlüğü gerekir” dememiz o kadar anlamlıdır. Gelin görün ki gelip vardığımız nokta malumun ilanından ibarettir. Gayet tabii ki neresi olursa olsun bir ülkenin gelişmesi, ilerlemesi, rekabet edebilmesi, huzur bulması vs için muhakkak süratte fikir özgürlüğü ve ifade hürriyeti şarttır. Bu hakikat insanlık tarihi boyunca geçerliydi; bugünün dünyasında ise tartışma dahi götürmez…
Siyasal iktidarlar için, kamu yönetimi için, hukuk için, akademi için, medya için, bilim, sanat, spor hatta kahvehane için ifade özgürlüğü zarurettir. Bugün hala, iki kere ikinin dört ettiği gibi bunu tekrarlamak zorunda olmamız ise hayra yorulacak bir şey değildir. İki kere ikinin dört ettiği nasıl tartışılamazsa, ifade özgürlüğünün önemi ve gereği de tartışılamaz.
Türkiye’nin ciddi meseleleri vardır. Ekonomide son günlerde yaşanan ve piyasalara tatsız sinyaller veren kur dalgalanması gibi gündemin odağındaki problemler bir yana kalıcı meselelerimiz bulunuyor. İrili ufaklı bütün meselelerin çözümü için sorumlu olan iktidardır. Memleket idaresinin ve demokrasinin tabiatı bunu gerektirir. Öte yandan, hiçbir fikir veya fikir tartışması sorumluluk makamındakilerin inisiyatifine ortak olmayı amaçlamaz. Fikir serdetmek başka, bütün fikirlerden yararlanıp yararlanmamak veya bunlara değer verip vermemek başkadır. Ama nasıl siyasal iktidarların karar almak, uygulamak veya politika belirlemek gibi sorumlulukları varsa, ister akademide, ister medyada isterse de sokakta olsun bütün insanların düşünce geliştirmeleri ve ifade etmeleri de bir sorumluluktur. Demokratik bir imtiyazdır…
***
En önemlisi de fikir ve ifade özgürlüğü; en iyi kararın, en isabetli politikanın oluşması için olmazsa olmaz öneme sahiptir. Bilgi, analiz ve farklı bakış açıları, dünyadaki değişimi ve tarihi tecrübeyi, sosyolojik bilgiyi aktarmanın yolu ifade hürriyetinden geçer.
Fikirler sarsıcı, eleştirel ve hatta öyle gerekiyorsa can sıkıcı bile olabilir. Dilek ve temennileri söyleyip geçmekle fikir ifade edilmiş olmaz. Herşeyi sorgulayan, riskleri ve imkanları ölçüp tartan, geçmişten ve bugünden yaşanan örnekleri cesurca kritik eden düşünce zenginliği gerekir.
Bugün de öyle… Kur artışı, dış politika, eğitim, sağlık, hukuk; konu ne olursa olsun her alanda daha çok fikre ve daha serbest ifadeye, daha çok yol gösterilmeye ihtiyacımız vardır. İktidarın da en çok işine yarayacak ve eksikliğinden zarar göreceği budur. Hepsinden önemlisi gençlerin, ihtiyarların, bütün toplumun bir başka şeyle ikame edemeyeceği tek şey fikir ve tartışmadır.
Namık Kemal, 19. yüzyıl kapanırken ‘’Bârika-i hakikat, müsâdeme-i efkârdan doğar’ demişti. Hakikat güneşi, fikirlerin çatışmasından doğar… 21. Yüzyılın ilk çeyreğini tamamlıyoruz, hala bu sözü hatırlatma gereği duyuyoruz. Ne yapalım edelim bu sözün mefhumu muhalifinden kurtulalım. Ne fikirden, ne ifadeden ne de fikri ifade etmekten korkalım…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025