Şahin ALPAY
Geçen cumartesi günü Ankara'da Cumhuriyet tarihinin en büyük terör saldırısı gerçekleşti; 97 yurttaş öldü; 65'i yoğun bakımda olmak üzere 245 yurttaşın tedavisi sürüyor.
“Çözüm süreci”ne son verilmesinden bu yana PKK ile çatışmalarda şehit sayısı 150'yi aştı, yüzlerce PKK militanı can verdi, ölen sivil sayısı da 227'yi buldu. Türkiye için için kanıyor. Şiddet sarmalını zirveye taşıyan Ankara katliamıyla başlayarak “Bunu bize kim yaptı? Düştüğümüz bu kanlı çukurdan nasıl çıkabiliriz?” sorularını sormak zorundayız.
Şu an için Ankara katliamını kimin tasarlayıp gerçekleştirdiğini kesin olarak bilmiyoruz. Açık istihbaratla, yani medyaya yansıyan haberler sayesinde bildiklerimizi şöyle sıralayabiliriz: 1) 5 Haziran'da Diyarbakır'daki HDP mitinginde, 20 Temmuz'da Suruç'ta ve cumartesi günü Ankara'daki katliamlarda kullanılan bombalar birbirinin aynısı. Diyarbakır ve Suruç katliamlarının kimin işi olduğu bugüne kadar aydınlatılabilmiş değil. Ancak ilk bulgular, ötekiler gibi Ankara katliamının da IŞİD'in eseri olabileceğine işaret ediyor.
2) Bu kuvvetli bir olasılık. Zira Türkiye, temmuz sonu itibarıyla İncirlik dahil üslerini IŞİD'e karşı ABD savaş uçaklarına açtığı gibi, TSK da IŞİD mevzilerini vurmaya başladı. Maruz kaldığımız saldırılar, Suriye ve Irak'ta Kürtlerle savaşan IŞİD'in bir yandan Türkiye'yi cezalandırmak; öte yandan Türkiye'de Türk – Kürt çatışmasını tahrik amacına hizmet ediyor olabilir.
3) Ötekilerde olduğu gibi Ankara katliamında da güvenlik zafiyeti olduğu, saldırıların önlenmesi için gereken bütün tedbirlerin alınmadığı görülüyor. AKP iktidarının 17/25 Aralık soruşturmasına cevaben emniyet teşkilatında başlattığı cadı avı ile tasfiye olunan istihbarat görevlilerinin zafiyetin oluşmasında rolü olduğu tahmin ediliyor. MİT'in esas görevi olan ülkenin iç ve dış güvenliğini sağlamadaki başarısı, en azından Uludere / Roboski'de kaçakçılık yapan 34 yurttaşın “terörist” olduklarına dair MİT istihbaratı üzerine savaş uçakları tarafından bombalandığının ortaya çıkmasından bu yana ciddi olarak sorgulanıyor.
4) AKP iktidarının son bir yıla gelinceye kadar, Beşar Esad rejimine karşı radikal İslamcı gruplara çeşitli şekillerde destek verdiğine, en azından Türkiye'deki faaliyetlerine göz yumduğuna dair bilgiler IŞİD'in Türkiye'de geniş bir örgütlenme ağı kurmuş olabileceğini düşündürüyor. 5) AKP'li iki bakan ve iktidara yakın çevreler Ankara katliamının, HDP'nin seçimde başarılı olması için PKK tarafından yapıldığını iddia ettiler. Genelde güvenlik güçlerine saldıran PKK'nın, hele çoğunlukla HDP'li sivilleri hedef alması inandırıcı değil. Üstelik Ankara saldırısı, PKK'nın savunma zorunda kalmadıkça eylem yapmayacağını açıkladığı gün meydana geldi.
6) Başında önce Başbakan sonra Cumhurbaşkanı olarak Tayyip Erdoğan'ın bulunduğu AKP iktidarı, 17 / 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasından bu yana, esas olarak da 7 Haziran'da tek başına iktidarı kaybetmesinden sonra, kendisine destek vermeyen herkesi düşman görerek; hain, terörist ya da terör destekçisi ilan ederek ülkeyi tarihinde görülmemiş ölçüde kutuplaştırdı. Bu ortam, ülkeyi her türlü provokasyona açık hale getirdi. 7) AKP iktidarının izlediği Suriye politikası ise ülkeyi büyük bir uluslararası yalnızlığa sürükledi. Bölgede Türkiye'nin içini karıştırmak için gizli faaliyet gösterebilecek çok sayıda devlet ve devlet – dışı aktör var.
Ülkeyi kutuplaşmadan uzaklaştıracak, iç barışı sağlayacak, güvenlik zafiyetine son verecek, stratejik çıkarları gözeten dış politika izleyecek bir hükümete ihtiyacımız olduğu muhakkak. 1 Kasım seçimleri, yaraları saracak bir koalisyon hükümeti kurulması için büyük bir fırsat. Bu fırsat şu veya bu şekilde heba olursa, başımıza gelebilecekleri düşünmek dahi istemiyorum.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020