Yalçın AKDOĞAN

Yalçın AKDOĞAN
Yalçın AKDOĞAN
Star GAZETESİ Tüm Yazıları
Akademi konuşması ve büyük Türkiye idealine inanmak
3.04.2012
2158

Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın 23 Mart’ta Harp Akademileri Komutanlığı’nda yaptığı konuşma basında tartışılmaya devam ediyor. Her yıl Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı’nın verdiği ‘Komutan Konferansı’nı bu yıl ilk kez Başbakan Erdoğan da verdi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in davetiyle gerçekleşen Konferansa (ağırlıklı olarak yüzbaşı ve binbaşı rütbesindeki) akademi öğrencileri, misafir askeri personel, öğretim üyeleri ve müdavim olarak adlandırılan kurmay subaylardan oluşan 800 kişi katıldı.

Siyasi iktidarın ve hükümetin başındaki isim olarak Başbakan’ın böyle bir konferans vermesi, konuşmanın içeriğinden bağımsız olarak büyük anlam ifade ediyor. Asker-sivil ilişkilerinde yaşanan normalleşmenin yeni bir tezahürü olarak görülen bu program, sadece kurmay subayların sivil iradenin perspektifini ve bakış açısını görmesi açısından değil, ilişkilerin güven katsayısının artması ve motivasyonun yükselmesi açısından da önem taşıyor.

50 dakika süren konferansta Başbakan Erdoğan, 2023 vizyonuyla şekillenen ‘büyük Türkiye ideali’ni anlatarak, önemli mesajlar verdi.

İlk olması açısından sembolik değeri olan bu konuşmanın satırbaşları şöyle özetlenebilir:

1. AB üyeliği hedefinde ilerleyen Türkiye, çok boyutlu dışpolitika izlemekte, Kafkaslar, Ortadoğu, Balkanlar ve Kuzey Afrika ile de yakından ilgilenmektedir.

2. Küreselleşen dünyada içe kapanmak mümkün olmadığı gibi bölgesel gelişmelere de kayıtsız kalınamaz. Bölgesel bir aktör olan Türkiye, tarihi misyonu çerçevesinde bölgesel barış ve istikrara katkıda bulunmak, ulusal çıkarlarının gereklerini yerine getirmek durumundadır.

3. 35 ülkede şehitliği bulunan Türk askerinin Afganistan’da, Kosova’da, Bosna’da, Lübnan’da, Somali’de ve uluslararası misyonlarda bulunması, Türkiye’nin iddia ve vizyon sahibi olmasının bir gereğidir.

4. Güvenlik güçlerimiz büyük bir fedakârlıkla başarılı görevler yapmaktadır; güvenlik politikalarına yönelik haksız eleştirileri göğüslemeyi sürdüreceğiz.

5. 9 yıldır, terör sorununun salt güvenlik tedbirleriyle çözülemeyeceğini savunuyoruz, bu yüzden her alanda çok boyutlu çalışmalar yürütüyor, sosyal, siyasal, ekonomik ve diplomatik çözüm yöntemlerini devreye alıyoruz.

6. Asla taviz vermeden terörle mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz.

7. Hiç kimse, hiçbir zümre, hiçbir kesim, Anayasanın ve kanunların üzerinde, hukukun üzerinde değildir. Bir kurumun mensubu olmak da, hiçbir şahsa hukukun üzerinde olma hakkı tanımaz. Bir şahsın yaptığı yanlış, asla ve asla bütün bir kurumu bağlamaz.

8. Yakın tarihte, demokraside yaşanan kesintilere bakıldığında, hiçbirinden ülkenin kazançlı çıkmadığı görülecektir. Her kesinti döneminde, ekonomi çok ciddi yaralar almış, demokrasi sarsılmış, hukuk tartışılır hale gelmiş ve ülke on yıllarını heba etmiştir.

9. Köklü bir devlet geleneği, kadim bir medeniyete sahip bir millet olarak, sanal korkuları aşmak, sanal korku duvarlarını yıkmak, büyük düşünmek ve büyük adımlar atmak zorundayız. Büyük adımları, cesaretle, kararlılıkla, fedakarlıkla atacağımız, demokrasiyle ve hukukla yürüteceğiz.

10. Demokrasiden, hukuktan, laiklikten ve sosyal devlet ilkesinden sapmış bir Türkiye’nin çıkışı yoktur. Devlet, milleti için vardır, milletiyle vardır, devletin sahibi de sadece ve sadece millettir.

11. Bu ülkenin her bir ferdini birinci sınıf vatandaş olarak görmek, insanlarımızı diliyle, inancıyla, milli ve manevi değerleriyle kabul etmek, korumak ve kollamak durumundayız. Bir tek kişinin bile dışlanması, ayrımcılığa maruz kalması, ötelenmesi, hor görülmesi, devlete güveni zedeler, adalet duygusunu törpüler ve küçük bir yaradan, bir kangrene dönüşür.

12. Bizim zaferlerimiz, sadece askeri birer zafer değil, aynı anda birer fedakârlık zaferidir. Güvenlik güçlerimiz tarih boyunca büyük fedakârlıklarla destan yazmışlardır.

13. Yolu olmayan, treni, gemisi, uçağı olmayan bir ülkenin, refahını da güvenliğini de sağlaması mümkün olamaz. Bu yüzden Türkiye’yi her alanda büyütmenin ve kalkındırmanın mücadelesini veriyoruz.

14. 9 yılda, Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyaçları doğrultusunda 20 milyar doları bulan modernizasyon projesi gerçekleştirildi, savunma sanayiinde büyük bir atılım yaşandı, yerli katkı oranı yüzde 52’ye çıkarıldı.

15. Barış ve istikrara yaptığımız katkılar hem demokratik ve ekonomik gücümüzden geliyor, hem de askeri imkan ve kabiliyetlerimizden kaynaklanıyor. Hard power ve soft power birlikte gelişiyor.

Başbakan Erdoğan’ın tarihi anekdotlar ve örneklerle zenginleştirdiği konuşma, hükümetin genel perspektifini yansıtmanın ötesinde güçlü bir ‘sahiplenme’yi, ortak hedefe doğru daha güçlü bir motivasyonla yol almayı ifade ediyordu.

 
 
 
 
 


 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar