Yıldıray OĞUR
90’ların en büyük eğlencelerinden biri SHP kongreleriydi. Bir tarafta bütün sükuneti, güler yüzü, kötü hitabetiyle siyasetten pek anlamayan fizik profesörü (öğretmeni değil) genel başkan Erdal İnönü. Diğer tarafta, güçlü hitabeti, gençliği, yeni sol tezleri ile cevval Deniz Baykal. Manzaraya dışardan bakan biri bile İnönü koltuğu bıraksa bu adam partiyi uçurur derdi. Sonunda öyle de oldu. İnönü partiyi bıraktı. Birkaç ara evreden sonra gerçekten parti Deniz Baykal’a kaldı. Peki ne oldu?
***
Erdal İnönü’nün sosyal demokrat, dünyaya açık, HEP’lileri bile ittifakla Meclis’e sokmaktan çekinmeyen ama büyükşehir belediyelerini almış, iktidar ortağı partisini Deniz Baykal, ulusalcı, laikçi, milliyetçi bir partiye çevirdi, eldeki belediyelerinin çoğunu kaybedildi, parti bir daha iktidar ya da iktidar ortağı olamazken mevcut hükümetleri yıkmak gibi bir şöhrete de sahip oldu. Ama hâlâ iyi bir hatip, çok iyi bir siyasetçi olduğu kesindi. Fakat genel başkanlığının son yıllarında artık koltuğu bırakması istenen, ona rağmen oy verilen bir lider haline geldi. Kemal Kılıçdaroğlu da bu yenilik heyecanıyla onun koltuğuna oturdu. O da son seçime kadar partisinin oyunu 25 çıtasının üzerinde tutsa da girdiği seçimleri kaybetti. İyi bir hatip değildi, yarattığı heyecan çabuk söndü, teorik bilgisi de zayıftı ama çok önemli bir iş başardı.
CHP’yi ulusalcı, laikçi, milliyetçi bir parti olmaktan kurtardı. Partisinin laikçi dilini değiştirdi, başörtüsü saplantısının aşılmasını sağladı, Kürtlerle olan mesafeyi azaltmaya çalıştı. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığı, Mehmet Bekaroğlu’nu ve Sezgin Tanrıkulu’nu tabanının direnişine rağmen ısrarla parti yönetimine alması, Abdullah Gül’ü aday yapma girişimi, Saadet Partisi ile ittifak, HDP’yle yakın temas bunun somut sonuçları oldu.
70’lerde Ecevit’in kitaplar yazarak, teorize ettiği inançlara saygılı laiklik, halkçılık siyasetleri, 90’larda siyaset bilimi hocası Deniz Baykal’ın Yeni Sol tezleriyle teorize ettiği değişimi, kitabi bilgisi zayıf olan Kılıçdaroğlu bir Dersimli Alevi Kürt olarak başardı. Fakat partinin tavanı ve siyaseti böyle değişirken, partinin üzerine oturduğu klasik taban aynı kaldı. Hatta AK Parti’nin uzun iktidarı ve Erdoğan karşıtlığıyla artık Hürriyet yerine Sözcü’nün kestiği taban daha radikalleşti. Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi liberalleştirmesini desteklemesi beklenen genç, eğitimli, şehirli, sol değerlere yakın kesim ise Gezi olaylarıyla radikalleşti, meşru siyasetin kesmediği, sokak fetişisti, öfkeli bir kitle ortaya çıktı.
Bu arada Kılıçdaroğlu, klasik ulusalcı-Kemalist CHP kadrolarına karşı partide Alevi ve sol bir örgütlenmeye gitti. Gezi Olayları ile sol ve Alevi duyarlılığı yüksek, sokağa yakın kadroların partide ağırlığı arttı. Fakat Kılıçdaroğlu ve ekibi son dönemde partinin rotasını daha merkeze doğru yanaştıran hamleler yaptılar. Referandum kampanyasından itibaren kullanılan dil, adalet yürüyüşüyle muhafazakar seçmenle de kurulmaya başlayan ilişkiyle başlayan bu politika 2019 seçimlerine doğru taktik hamlelerle ilerlemekteydi. Bu arada baskın seçim kararı bu siyasetin kökleşmesini engelledi. Ama Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi yine de kafasında projeyi uygulamaya soktu ve Saadet Partisi ile yakın işbirliği içinde Abdullah Gül’ün adaylığı için uğraştı. Bu arada partinin vekil listelerinde de radikal isimler tasfiye edildi. Partinin ve tabanı bu kadarına hazır değildi ve büyük bir dirençle karşılaştılar.
Muharrem İnce, Gül’ün adaylığına eski klasik CHP refleksleriyle karşı çıkanların adayıydı. Sonunda Gül formülü çökünce Kılıçdaroğlu da buna razı oldu. Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu’nun parti yönetiminden tasfiye ettiği eski CHP kadrolarına yakın bir isim olsa da rakamlar ortada olduğu için, muhafazakar seçmene yakınlaşma dilini sürdürdü. Fakat günün sonunda meydanlarda toplanan büyük kalabalıklarla yaşanan “oldu bu iş” yanılsaması, son bir haftada tabanın dikişlerini patlattı ve eski jargon ortalığa dökülünce de CHP’nin elinde mobilize olmuş sosyolojik tabanı ve muhalefetin en dirençli ve güçlü adayı olduğu için verilen dönemsel oylar kaldı.
Yüzde 30 bir CHP adayı için büyük başarı olabilir. Ama Türkiye’ye cumhurbaşkanı seçilmeye yetmiyor. Muharrem İnce’nin, Kılıçdaroğlu’ndan daha iyi bir hatip, daha karizmatik bir siyasetçi olduğu açık. Ama CHP’nin ihtiyacı olan tek şey hitabet ve karizma değil, bundan çok içine hapsolduğu sınırları aşabilecek, başka kesimlerle samimi diyaloglar ve ittifaklar kurabilecek bir açık görüşlülük.
***
2010’da attığı bir tweette “liboşlara kapak olsun” diyen İnce’nin içine sindirmekte zorlanacağı liberal bir açılım bu. CHP’nin önünde şu anda hem karizmatik liderlik hem farklı kesimlere açılma siyaseti seçenekleri birlikte görünmüyor. Burada bir tercih yapılacak. Kılıçdaroğlu’na istifa seslerinin çoğunlukla partinin bu açılımlarından rahatsız olan ve tasfiye edilenlerden yükselmesi eski CHP’nin geri döneceğinin işareti. Tek farklı ihtimal, apolitikleşmiş, Gezi’den sonra da siyasete küsmüş şehirli, eğitimli gençlerin, bu işin siyasetsiz de olamadığını görüp CHP’nin kapısını zorlamaları.
Belki bu yeni orta sınıfın doğal liberal eğilimleri ve aklı Muharrem İnce’nin de genç bir Baykal olarak partiyi eski kodlarına döndürmesini engeller. Bunun dışında CHP yüzde 30’da tamam mı yoksa fazlası için devam mı kararını verecek.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları



















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025