Kemal CAN
Siyaset gündemi üzerindeki Suriye rüzgarı bir süre devam edecek gibi görünmesine rağmen yavaş yavaş şiddetini kaybediyor, biraz da yön değiştiriyor. Harekattan önce, iktidara yakın medyada ve sosyal medyada sistemli kampanyalarla, Suriye tek gündem haline getirilmişti. Şimdi yine iktidarın tercihi ve telkiniyle kontrollü biçimde geri çekiliyor. Ayrıntıları fazlaca tartışılmadan genel bir “kazandık işte” sınırında durup, meselenin fazla köpürtülmemesi isteniyor. Biten gerilim süren tansiyon kadar işe yaramıyor. Ne kazanıldığının anlatılmasındaki zorluklar, zafer havasıyla kolay siyasi getiri hevesini de zayıflatıyor. Bu gündem başlığında HDP dışındaki muhalefetin iktidarı rahatsız edici bir performans göstermemesini, Trump ve Putin başta olmak üzere dış aktörlerin sürekli yenilenen açıklamaları tamamlıyor. Ne -eğer varsa- zaferin tadını çıkartmaya ne de bilançonun tam olarak anlaşılmasına izin veriyorlar. Sıradan seçmene “güvenli bölge” derinliğinin kaç kilometre olduğu üzerinden bir başarı hikayesi anlatmanın ve bunu çok uzun süre kullanmanın zor olacağı açık. Suriyelileri geri gönderme gibi siyasi getirisi yüksek bir kazanç için de, henüz sonuç alınmış görünmüyor.
9 Ekim tarihinde, henüz harekat başlamamışken Gazete Duvar’da “Savaşın fragmanı bile berbat” başlıklı yazıda şöyle yazmıştım: “Meselenin hem ABD hem Türkiye için basit iç politika hesaplarından ve gündem değiştirme ataklarından ibaret olduğu yorumu –sert muhalif görünse de- fazla hafif duruyor.” Harekat beklenenden ve galiba planlanandan daha hızlı “neticelenince” bu fikrim daha da pekişmiş oldu. Çok yaygın inanışın aksine iktidar, Suriye harekatı ile oluşturabileceği milliyetçi hezeyan sayesinde yeni oy devşirebileceğini hesapladığı için bu hamleyi yapmadı. Meselenin politika dışı aktörlerin öncelikleriyle ilgisi olması yanında, bir siyasi ataktan çok, siyasi savunma karakteri daha belirgindi. Yine Gazete Duvar’da üç gün sonra çıkan (12 Ekim) “Derinleşen sorun, sığlaşan söylem” başlıklı yazıda da “Harekatın on gün sürecek ilk aşamasının Tel Abyad – Resulayn hattıyla sınırlanacağı, ikinci kısmının da asıl olarak buranın güvenliği öncelikli olacağı” iddiasına yer verilmişti. Baştan böyle çerçevelenen bir hedefin çok yüksek siyasi pazarlama gücü olmayacağı da açıktı.
Erdoğan uzunca bir süredir savaş politikalarıyla, “beka davalarıyla” yeni oy elde etmenin kolay olmadığının –defalarca deneyimleyerek- gayet farkında. Çok kısa sürdürülebilen grafik değişimlere de kimsenin güvenmesi mümkün değil. Ancak böylesi hamlelerin ve gündem kontrolünün sağladığı en önemli fayda, zaman ve hareket alanı yaratabilmesi. İktidar böyle oy kazanmayacağını biliyor ama onun kazanacağına inanan -veya inanmayı faydalı bulan- muhalefet, bu zamanı ve alanı fazlasıyla sağlıyor. Gizli saklı olmayan, hatta uçak gazetecileriyle paylaşılan muhalefet ittifakının parçalanması ihtiyacı, önemli bir stratejik hedefti. İlk görüntü bu konuda tam başarı olmasa bile önemli mesafe alındığını düşündürüyor. Fakat daha belirleyici fayda, büyük yapısal sıkıntılar için kazanılan zaman ve alan. Bu konuda sadece iç politika dinamiklerine değil, ekonomi ve bağlantılı olarak dış politika meselelerine de yakından bakmak gerekir. Suriye meselesi, Erdoğan iktidarının beka sorununu “kendi göbeğini keserek” aşamayacağını, ancak böyleymiş gibi yapılarak iç ve dış muhataplar nezdinde bir süre daha idare edebileceğini gösterdi.
Ekonomik kriz, uzamış durgunluk, kolay kolay hızlanmayacak büyüme, artan işsizlik ve bütün kamusal hizmet alanlarında belirgin bozulma. Bunların hepsi yerli yerinde duruyor, hatta bazılarının kronikleşme eğiliminden ve atak tazeleyeceğinden söz ediliyor. İyileşme diye sunulan rakamlar, “iş yapma kolaylığı endeksi” gibi ekonomik düzelme ile pek alakası olmayan verilere kadar inmiş durumda. Zamlara ek olarak yeni vergiler de yolda. Diğer yandan iktidar açısından çok kritik olan yargı alanı dahil pek çok alandaki iç mücadele ve kavgalar, göstere göstere yaşanmaya devam ediyor. Haydarpaşa ihalesi veya Bodrum’da imara açılan alana Turizm Bakanı’nın otel yapacağı iddiaları türünden fütursuzluklar artık pek saklanamıyor. Kutuplaştırma ve hayat tarzı siyasetinin, ayetlerden billboard afişi çıkartma seviyesine yükseldiği görülüyor. Bu siyasi çıkışsızlık zeminini iyice koyulaştıran diğer faktör de iktidar için çok açık bir tehdit haline gelmiş olan yeni siyasi aritmetik. Bu yeni aritmetik, muhalefet ittifakını geçici olarak bozmakla çözülecek gibi değil. Başta ekonomi olmak üzere yapısal sıkıntıları ileriye süpürmenin de bir sınırı var.
Erdoğan iktidarı, yerel seçim sonrasında -kimse özel olarak onu zorlamasa bile- görünür hale gelen ve artık kendi içine doğru yayılan, negatife dönmüş dinamikle yüzleşti. Yaygın yorumların aksine bunu sorun olarak önüne koyup çareler için adım atmaya yönelmedi, tam tersine memleketin ve kendisinin sorunlarını bekleterek soğuttu. Kayyım ve Suriye hamleleriyle de -ek olarak operasyonel müdahalelerle- muhalefet ittifakını çatlatmaya çalıştı. Fakat hem Erdoğan hem de iktidar ortakları, bu yöntemlerle sağlanan zaman ve alan kazancının yeterli olamayacağının farkında. Bu yüzden Suriye meselesinde, gündemi değiştirme ve milliyetçi reflekslerle oy konsolidasyonu hedefine değil, içeride ve dışarıda tekrar oyun kurabilme, pazarlık tarafı olabilme görüntüsüne odaklanılıyor. Ulusalcı, Avrasyacı destekçilerini hayal kırıklığına uğratma pahasına “posta koyma” yerine, “pazarlık edebilme” görüntüsü öncelik alıyor. Çünkü ekonomideki ve aslında iç siyasetteki sıkışması açısından ileriye doğru bir “yapabilirlik” alanına ve zamanına ihtiyacı var.
Muamele ve muhataplık açısından hayli gurur kırıcı tarafları olan mutabakatların sadece yapılabilmiş olması, geçici zafer havasından çok daha önemli ve kalıcı. Trump’ın mesajlarının, Rusya’nın patronajının bu kadar kolay kabullenilmesi veya beklendiği kadar mesele edilmemesi biraz bu yüzden. Başkalarının parasıyla Suriye’de inşaat yapma fikri de -yanında Suriyelileri gönderme hediyesiyle birlikte- 32 kilometrelik güvenli kuşaktan çok daha iyi bir siyasi kaldıraç. Kendi seçmenine bile gelecek hakkında umut vermekten uzaklaşmış iktidarın ihtiyacını, “kendi göbeğini keserek” kazandığı geçici ve inandırıcılıktan uzak bir zafer karşılamıyor. Dişe dokunur somut bir kazanç elde edilememiş durumun, ileriye doğru bir beklenti biçiminde sunulabilmesi çok daha verimli duruyor. Açıkçası iktidarın bu açıdan da harekattakine benzer bir muhalefet desteği temini çok zor olmayacak. Uygun bir formülle, AB’nin ve ABD’nin iç ve dış politika çıkarlarına da uyabilecek bu olasılığın, gündemde giderek öne çıkarılmasına şaşırmamak gerekir. Ancak sorunların derinliği dolayısıyla, alan ve zaman kazanmanın sağlayacağı destek yetmeyebilir.
Yazarlar
-
Ümit AkçayÇin yoksulluk tuzağından nasıl çıktı? 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTektonik Kırılmalar: Liberalizmin Tasfiyesi ve Müslümanlar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDemokrasinin içerideki ve dışarıdaki dinamikleri 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERBolsonaro’nun tarihi mahkûmiyeti 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTürk-Rus-Çin ittifakı? 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKültürel hegemoni savaşı: Türkiye’ye bak, Amerika’nın geleceğini gör 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet farkında mı? 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCHP’liler için bir seçimlik başarı mı, Türkiye’nin demokratik dönüşüm mü? 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞUR“Bize bir ömür daha lazım…” 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYeni Diyanet İşleri Başkanı 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖzgür Özel ve siyasi drama… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünyayı çılgınlar yönetiyor; akıllı olmak gerek… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCHP’ye kayyım davasında AK Parti’nin eli var diyen yok ki… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunStalin ‘Huzur Türklükte’ demiş! Cidden mi? 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluZeytine ağıt 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanTopunuz bir İspanya Başbakanı kadar olamadınız... 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciKalıcı fakirlik ve pahalılık 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİç Sömürge: Gücün İçeriye Yöneldiği Karanlık Düzen 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANTürkiye kötüye gidiyorsa AKP’nin oyu neden yüzde 30 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAltın ve boksit madenleri, elektrik, kahveci… Yeni bir el koyma mı geliyor? 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBaşkan’ın bütün akbabaları aşkına 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTeflon siyaset 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Al sana misilleme”… 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEskinin Öldüğü, Yeninin Henüz Doğmadığı Bir Dönem.. 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSınırsız küstahlığın sınırları; acziyetin sınırsızlığı 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“BACASIZ SANAYİ” ALARM VERİYOR… 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluHukuksuzluktan daha pahalı bir nesne yok 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKKıyamet saatini durdurmak 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANGerilimle yönetmek ya da gerilimi yönetmek 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalCharlie Kirk cinayeti ve ‘radikal sol’ 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTürkiye’nin Kürt Sorununu çözecek yaklaşım neden Suriye’de uygulanmasın? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞGürsel Tekin konusunun pek konuşulmayan tarafı 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'nin umudu eğitim: Cumhuriyet’in en önemli başarısı, bugün sınav usulsüzlüğü ve fırsat eşitsi 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.08.2025
17.08.2025
17.08.2025
21.07.2025
6.07.2025
30.06.2025
27.05.2025
6.04.2025
23.02.2025
16.02.2025