Sezin ÖNEY
Gene bir maden kazası.
Türkiye’de Soma gibi bir trajedi yaşandıktan sonra, daha adalet yerini bulmadan, Karaman Ermenek’den felaket haberi geldi.
Gene aynı yüzler, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, karşımıza çıkarak üzüntülerini belirtiyorlar.
Çelik ve Yıldız’ın istifalarını beklemek beyhude; işçilerin topluca öldükleri kazalar ertesi, hükümetin sorumluluğunu özenle gizlemekte büyük tecrübe edindiler. Üstelik de, AKP’de bir yetkili, adı konarak sorumlu tutulursa veya sorumluluğu üstlenirse, sanki parti, kâğıt helva dağılacak gibi bir psikoloji söz konusu.
“Yedirtmeyiz” yaklaşımı, AKP’de çok ciddi bir sorun. Sorumlunun sorumlu tutulmaması, “dokunulmazlık zırhına” bürünmesi, dahası sorumluluğun başkasına yıkılması, özetle “yedirtmemek” başlı başına bir siyasi doktrin haline geliyor.
Sadece madenlerde, inşaatlarda yaşanan ve kaza sayılamayacak denli ağır ihmaller nedeniyle “kasıtlı” sayılabilecek facialarda değil, vahim her olayda, “sorumluluğun başkası üzerine yıkılması” söz konusu.
1990’larda faili meçhuller yaşanırken, “derin devlet”, karanlık güçlerden bahsediyorduk. Bugün de, “derin devlet”, “karanlık güçler” yine gündemde. Ancak bu kez bahane olarak kullanılıyorlar.
Son haftalarda meydana gelen ve 50’ye yakın insanın hayatını kaybettiği cinayetler, şiddet olayları, her türlü şaibede hükümet, kendi sorumluluğunu üzerinden atmak için “karanlık güçler”, “dış mihraklar” gibi hedef şaşırtmalara başvuruyor.
Kürt Sorunu gibi sürüncemeye bırakılmış bir de, içinde silahlı çatışma potansiyeli de taşıyan bir meselesiniz de varsa, “şeffaflıktan veba gibi kaçınılması” ile beraber, kışkırtıcı söylemlerin en üst düzeydeki siyasi sorumlularca fütursuzca savrulup durması, cephanelik üzerinde pimi çekilmiş bir bombayı atıp tutmaya benziyor.
“Dış mihraklar” konusuna gelince, AKP o kadar çok ağır hata yapıyor ki; hiçbir komplo teorisine gerek yok.
Bugünlerde, askerlere yönelik saldırılarda, maskeli faillerin, enseden, güpegündüz çarşı-pazar ortasında öldürülmesi garip, geçmişte örneği olmayan yeni türde şiddet olayları yaşanırken; şeffaflığa her zamankinden çok ihtiyacı var Türkiye’nin.
“Yeni Türkiye’de” MGK’nın rolü
Bugün, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasından sonra, Milli Güvenlik Kurulu ilk kez toplanıyor. Erdoğan’ın, makam değişikliğinden sonra, AKP’nin en üst düzeyini temsil eden Başbakan Davutoğlu ve Başbakan Yardımcıları Akdoğan, Arınç, İçişleri Ala gibi isimler, kimi zaman birbirleriyle çelişen açıklamalar yapmaya başladı.
MGK, Erdoğan’ın yürütme gücünü kabine ve güvenlik güçleri üzerinde tek sesliliği sağlamak için “tam saha press” uyguladığı, “fiili başkanlık sistemini” hayata geçirdiği başlıca kurumsal yapı olacak.
Erdoğan’ın mutlak hâkimiyeti altındaki AKP’nin ideolojisindeki temel öğe, “aşırı merkeziyetçilik”. Medyada “tek seslilikten”, istihbarat kurumlarına verilen özel yetkiler ve ayrılan rekor bütçelere, muhalefete tahammülsüzlüğe, Valiler gibi mülki amirlere gösterilen özel ilgiye, Türkiye’de siyasi gücün tekelleşmesi; Ankara’nın her yeri ve her şeyi kontrolü amaçlanıyor.
Son ve en güçlü halka olarak MGK da karşımıza çıkıyor; bu kurum, politik hayatımızdaki anlam ve ehemmiyetini kaybedeceğine, bu “merkeziyetçilik” tutkusu yüzünden daha da ağırlıklı bir konuma oturacak.
Dahası, Soğuk Savaş dönemi boyunca Türkiye’de, nice canın yanmasına, nice insanın hayatının karartılmasına neden olan “iç tehdit” kavramının da, yeni tanımlamalarla, etiketlemelerle gene giyotin gibi halkın tepesinde sallanmasına şahit olacağız.
MGK’nın siyasi ağırlığı ve “iç tehdit” kavramının her daim “moda” olması, asker-sivil ilişkilerinin, “sivilleşme” yoluyla demokratik bir eksene oturtulamadığını kanıtlıyor. Askerin, sivilden emir alan konuma gelmesinden çok, sivilin de, “demokrat ilkelerle” hareket etmesinin önemi böylece ortaya çıkıyor.
İşin ironik yanı, Türkiye’nin tuhaf hallerine bir de, askerin, “hükümetin çıkarlarına uygun diye yalan yanlış iç tehdit algısı” oluşturulmasında, piyon olarak kullanılmaktan rahatsız olması gibi bir durum ekleneceğe benziyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024